İktidarın izlediği AB yönlü politikalar ülkemiz aleyhine meyvasını bütün hızıyla vermeye devam ediyor. AB sevdasıyla yanıp tutuşan iktidar AB'nin bütün isteklerine evet diyerek ülkemizi bir uçurumun eşiğine getirmiştir.Son zamanlarda sözde PKK sorununu "Kürt Sorunu" ilan ederek ülkeyi farklı bir badireye sokan ülkemizi yönetemeyen zihniyet ABD'nin şefliğinde bir AB Korosu oluşturulmasına zemin oluşturmuştur. "Kürt Sorunu" meselesini tam ortaya koyamazken, Ermeni Açılımı, Azınlık Açılımı, Kıbrıs Açılımı meselelerini AB ve ABD'nin baskısıyla ortaya koyarak ülkemizi farklı bir badireye sokmuştur.İktidar uyuyan yanardağı büyük çabaları sonucunda patlamasına vesile olmuştur. Sözde "Kürt Açılımı" ve Ermenstan'a verilen tavizlerden güç alan AB ülkeleri her tarftan sağlı, sollu ülkemize kroşeler atmaya başlamıştır.Son zamanlarda PKK sorununu Kürt sorunu gibi lanse eden iktidar, dünyada ülkelerinin birçoğunun ülkemiz üzerine oynadığı ve ürettiği senaryoları kabullenerek, olmayan sorunları çözme donkişotluğuna soyunmuştur. Olmayan ve senaryoları çizilmiş, Türkiye aleyhine işleyen bütün sorunları bir AB sevdası üzerine tek tek masaya yatırmak ve çözmek cahil cesaretinden başka bir olgu ile anlatılamaz.Ekonomik buhranla uğraşan ve kendi kaderi ile başbaşa bırakılan, uyuşturulan halkımız taraflı basın tarafından ve toplum mühendisleri tarafından yönlendirilerek yanlış yürütülen politikalar doğru imiş gibi halkımıza lanse edilmek süretiyle ülkemizin altı oyulmaktadır.Kurta puslu hava zeminini oluşturan, AB ile işbirliği içerisine giren irade bu ülkelerin bitmek tükenmek bitmeyen isteklerine boyun eğerek ülkemizi tekrar Sevr'e sürüklemektedir.Son zamanlarada iktidarın zayıf politiklarından güç alan AB ülkeleri koro olarak hareket etmekte ve tek ağızdan isteklerini ve direktiflerini sıralamktadırlar. Biz küresek aktörüz söylemlerini dilinden düşürmeyen iktidar, 3 milyon Ermenistan'ın bütün isteklerine evet demekle ülkemizi dünya arenasında ne hale düşürdüğünün farkında olduğunu çok iyi tahlil etmesini arzuluyoruz.İlk etapta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün startını verdiği Ermeni açılımını devreye koyan iktidar Ermenistan'la, İsviçre'nin arabuluculuğunda çok tartışılacak şartlar içeren bir protokole imza attı. Bu protokolde "Tek millet, iki ülke" dediğimiz Azarbeycan yok sayılması bir tarafa bizim hiç menfaatimize olamayan ve sadece şartlarını 3 milyonluk Ermenistan'ın çıkarlarını gözeten protokol şunları içermektedir;? Türkiye, Ermenistan sınır kapısını açacak.? Türkiye İle Ermenistan arasında diplamatik ilişkiler kurulacak? Ermenistan'la hava, kara ve demiryolu bağlantıları kurulacak.? Türkiye, Ermenistan'a uluslararasi kuruluşlarda uyguladiği tüm vetoları kaldıracak.? Ermenistan'in enerji yolları üzerinde bulunmasına ilişkin Türk vetosu kalkacak.İktidarın AB endeksli politikalarından güç alan Yunanistan Dışişleri Bakanı Bakoyanni, Türkiye'ye sert eleştirilerde bulunarak, Türkiye uluslararası hukuku ihlal ediyor. Yolcu uçaklarının önünde ansızın Türk savaş jetlerinin belirdiğini" öne sürerek ve Türkiye'nin bir an önce tek taraflı Kıbrıs'ı tanımasını istemesi de izlenilen zayıf politikaların bir neticesidir. Verilen bu tavizlerden payını almak için üretilen senaryolardır. Kıbrıs açılımı yapacağız diyen zihniyetin maksadını da , KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ortaya koymuştur. Ağzındaki baklayı çıkaran Talat; "Kıbrıs'ta bir anlaşma için Türk tarafının toprak vermesinin "kaçınılmaz'' olduğunu söylemiştir. Bu açıklama ile KKTC politikasının amacını ve geleceği sonu ortaya koymuştur.Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun "AB Türkiye ile güçlenecek" sözlerine değinecek olursak? Bu politikaları ortaya koyan bir zihniyetle idare edilen ülkemiz hiçbir zaman bir yaraya merhem olmayacağını Davutoğlu'nun kendiside çok iyi bilmektedir. Ayrıca; AB Türkiye ile güçlenecekse AB'nin bütün isteklerine neden boyun eğiyoruz. Neden bu kadar AB'nin üstüne gidiyoruz. Dışişleri olarak bu zihniyette isek, bırakın AB ülkeleri AB, Birliğine girmek için bize yalvarsın!Olayları kuşbakışı ele alacak olursak ülkemiz üzerinde oynan oyunlarının baş aktörü AB ve ABD olduğu ortadadır. Bu zihniyetlere de çanak tutan ülkemizi yöneten iradenin olduğu ortaya çıkmaktadır. Bütün açılımları yapmaya kararlı olan iktidar ülkemiz için sonun başlagıcını hazıylamaya baş koymuştur. İktidarın bu politiklarından güç alan AB ülkeleri tek sesle hareket ederek, ABD şefliğinde korosunu oluşturmuştur. Bu yönlü politikalar devam ettiği sürece bu koronun sesi giderek büyüyecektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İsmail Çetin / diğer yazıları
- Geç kalmadan İsmail Kartal gelmeli / 24.10.2024
- Alevilik yol, Bektaşilik tariki medeniyettir / 16.10.2024
- Atatürk’ümüzü de, dinimizi de rahat bırakın / 05.09.2024
- İmam Hüseyin Hak adına Kerbela’ya gitmiştir / 18.07.2024
- Fenerbahçe’miz kazandı / 11.06.2024
- Ülkemizin manevi başkenti Hacıbektaş’tır / 26.12.2023
- Asgari ücret zammından taraflar mutsuz oluyor! / 24.12.2023
- Dinci ve Kemalist aynı kapıya çıkar / 14.12.2023
- Türk Devletleri Ehl-i Beyt nefesiyle kurulmuş, yörüngeden çıkınca yıkılmıştır / 12.12.2023
- Türk devletleri niye yıkıldı? / 11.12.2023
- Alevilik yol, Bektaşilik tariki medeniyettir / 16.10.2024
- Atatürk’ümüzü de, dinimizi de rahat bırakın / 05.09.2024
- İmam Hüseyin Hak adına Kerbela’ya gitmiştir / 18.07.2024
- Fenerbahçe’miz kazandı / 11.06.2024
- Ülkemizin manevi başkenti Hacıbektaş’tır / 26.12.2023
- Asgari ücret zammından taraflar mutsuz oluyor! / 24.12.2023
- Dinci ve Kemalist aynı kapıya çıkar / 14.12.2023
- Türk Devletleri Ehl-i Beyt nefesiyle kurulmuş, yörüngeden çıkınca yıkılmıştır / 12.12.2023
- Türk devletleri niye yıkıldı? / 11.12.2023