ABD devlet politikasının bir numaralı önceliği görünürde terör ile mücadele. Amerikan ordusu ve Amerikan istihbaratı başta olmak üzere bu devletin bütün stratejik kurumlarının en önemli kaynakları terörle mücadeleye yönlendirilmiş durumda 11 Eylül'den bu yana. Amerikan ordusu terör ile mücadele adı altında küresel bir yeniden yapılanma sürecinde bütün Avrasya'da yeni askeri üsler oluşturuyor. Afganistan ve Irak'ta çarpışmalar sürüyor. Amerikan ordusunun Irak'taki savaş uygulamaları savaş hukukunun bilinen uygulamalarını çiğniyor. Bu uygulamaların terörü ve direnişi sona erdirmek bir yana dursun direnişi daha da artırıyor. Amerikan halkı artık Irak'ta kazanılacak bir zafere inanmıyor. Amerikan Yönetimi Irak'tan geri çekilme sürecinin planlarını olgunlaştırmış görünüyor. Şu ana kadar Irak'ta yapılan hiçbir şey Amerikan ordusu açısından 'askeri planda' bir başarı sayılamaz. Bu satırların yazarı ABD'nin zaten Irak'ta hiçbir zaman askeri değil, politik başarıyı hedeflediğini düşünmüştür. Genellikle askeri başarı ile politik başarı paraleldir. Ancak Irak 'ta ABD'nin askeri başarı kazanması durumunda Irak'ın parçalanması ihtimali ortadan kalkardı. Oysa askeri olarak Irak'a hakim olamayan bir ABD Irak'ın parçalanmasını engelleyemez. Böylece Kuzey Irak'ta başlangıçta zayıf bağlarla Bağdat ile ilintili olan bir Kürdistan'ın zemini hazırlanmış olabilir. Son günlerde Washington'da Irak'taki Amerikan ordusunun Kuzey Irak'a çekilerek buradaki Kerkük petrollerini ve demokratikleşen Kürdistan'ı güvence altına almasının en doğru çözüm yolu olduğu tartışılmaya başlandı. Demokratikleşen Kuzey Irak denilen bölge terör örgütü PKK'nın yerleştiği ve Türkiye'de terör eylemlerini yönlendirdiği bölge. ABD, Ortadoğu'da 4.5 milyon Kürt ve 3 milyon Türkmeni kapsayan bir Kürdistan'ın altyapısını oluşturdu. Kürtlerin dostluğunu kazanırken, Türkmenlerin ezilmesine müsaade etti. ABD'nin Irak'ta izlediği sürecin Türkiye açısından son önemli adımını Türkiye-ABD-PKK üçgeni oluşturuyor. Türkiye'nin ABD'ye terörle mücadelede Afganistan'a kadar uzanan samimi desteği, ABD'den en ufak bir samimi destekte bulmuyor. Washington, sürekli 'biz sizin PKK'ya karşı mücadelenize destek verdik' derken, Türkiye'nin bunun karşılığını fazlası ile ödediğini, 10 yıl boyunca'Çekiç Güç operasyonuna' destek verdiğini Ankara'nın unuttuğunu zannediyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.