Hala daha kimin yaptığı hususunda yoğun şüpheler bulunan 11 Eylül'deki terörist saldırıların ardından ortaya atılan "Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" tezi, yavaş yavaş gerçeğe dönüşüyor. Daha düne kadar çok sıkı bir işbirliği içinde bulunan bazı ülkeler, artık birbirlerine daha mesafeli davranıyor. New York ve Washington'daki saldırıların ardından ABD ile Arap dünyasındaki müttefikleri arasındaki ilişkiler de eskisi kadar sıcak düzeyde seyretmiyor.
Hava sertleşti
Şu sıralarda Amerika ile Arap alemi arasındaki havanın pek de yumuşak olduğu söylenemez. Özellikle de Suudi Arabistan ve Mısır gibi ülkelerle Washington arasındaki mesafe, gün geçtikçe açılıyor. ABD ile Suudi Arabistan yaklaşık 70 yıldır gayet sıcak ve dostane bir ilişkiler içindeydi. Ancak son iki hafta içinde karşılıklı yapılan suçlamalar ve kullanılan sert ifadeler, soğuk rüzgarların esmesine neden oldu. Şu anda Suudi Arabistan'nın fiili yöneticisi durumunda bulunan Prens Abdullah, Amerika'nın ülkesi aleyhinde bir 'karalama kampanyası' yürüttüğünü söylerken, Amerika da Suudî Arabistan hükümetini uluslararası teröre karşı mücadeleye duyarsız kalıp yeterince destek vermemekle suçladı. Amerika'dan gelen suçlamalar bununla da kalmadı ve Suudî Arabistan'ın, El Kaide başta olmak üzere, terör odaklarına maddi destek verdiği ve Ortadoğu'da yürüttüğü kulis faaliyetleriyle, Amerika'ya karşı bir cephenin oluşmasına neden olduğu ileri sürüldü.
Mısır ile ilişkiler de gerginleşiyor
Amerika'nın eleştirilerinden Mısır da nasibini aldı. Beyaz Saray, en çok ihtiyaç duyulan anda Kahire'den gerekli desteği bulamamaktan şikayet ediyor. Hatta Amerikan medyasına yansıyan açıklamalara bakılırsa, ABD hükümeti, Mısır'a yönelik "Bizi yarı yolda bıraktılar" şeklinde bir suçlamada bulunuyor. Arap dünyasıyla ile Amerika arasında esen bu sert rüzgarların en önemli nedeni, Washington ve Batılı müttefiklerinin teröre karış yürüttüğü mücadelenin, "İslama karşı bir savaş" gibi algılanması.
Çare Filistin devletini tanımak
Riyad ve Kahire, bunun böyle olmadığının kanıtlanması için Filistin'in bağımsızlığının tanınması şartını ileri sürüyorlar. Bush'un geçtiğimiz hafta bu konuda yaptığı ılımlı açıklamalar Mısır ve Suudi Arabistan'da olumlu karşılanmakla birlikte, somut adımların bir türlü atılmaması yüzündan pek inandırıcı bulunmadı. Şu anda Arap dünyasında hakim olan bir başka görüşe göre, eğer ABD Irak'ı da vurursa, işte o zaman İslam alemi nezdindeki tüm kredisini bitirmiş olacak.
Sivil kayıplar da ilişkileri geriyor
Resmi olarak doğrulanmasa da, Afganistan'da çok sayıda sivilin hayatını kaybettiği yolunda hergün yeni haberler geliyor. Bu da 'operasyonun amacından saptığı' şeklindeki tepki seslerinin yükselmesine neden oluyor. Şimdi Arap ve İslam aleminin beklediği, önümüzdeki Cuma günü başlayacak olan Ramazan ayında bombardımana ara verilip, bu süre zarfında terörle mücadeleye karşı yeni stratejilerin geliştirilmesi. Ancak Bush yönetimi, Kahire, Riyad ve Amman'dan destek gelsin ya da gelmesin, operasyonu Ramazan ayında da sürdürmekte kararlı görünüyor. Bu ise, ABD ile Arap dünyası arasında esen soğuk rüzgarların daha da sertleşeceği anlamına geliyor.
Hava sertleşti
Şu sıralarda Amerika ile Arap alemi arasındaki havanın pek de yumuşak olduğu söylenemez. Özellikle de Suudi Arabistan ve Mısır gibi ülkelerle Washington arasındaki mesafe, gün geçtikçe açılıyor. ABD ile Suudi Arabistan yaklaşık 70 yıldır gayet sıcak ve dostane bir ilişkiler içindeydi. Ancak son iki hafta içinde karşılıklı yapılan suçlamalar ve kullanılan sert ifadeler, soğuk rüzgarların esmesine neden oldu. Şu anda Suudi Arabistan'nın fiili yöneticisi durumunda bulunan Prens Abdullah, Amerika'nın ülkesi aleyhinde bir 'karalama kampanyası' yürüttüğünü söylerken, Amerika da Suudî Arabistan hükümetini uluslararası teröre karşı mücadeleye duyarsız kalıp yeterince destek vermemekle suçladı. Amerika'dan gelen suçlamalar bununla da kalmadı ve Suudî Arabistan'ın, El Kaide başta olmak üzere, terör odaklarına maddi destek verdiği ve Ortadoğu'da yürüttüğü kulis faaliyetleriyle, Amerika'ya karşı bir cephenin oluşmasına neden olduğu ileri sürüldü.
Mısır ile ilişkiler de gerginleşiyor
Amerika'nın eleştirilerinden Mısır da nasibini aldı. Beyaz Saray, en çok ihtiyaç duyulan anda Kahire'den gerekli desteği bulamamaktan şikayet ediyor. Hatta Amerikan medyasına yansıyan açıklamalara bakılırsa, ABD hükümeti, Mısır'a yönelik "Bizi yarı yolda bıraktılar" şeklinde bir suçlamada bulunuyor. Arap dünyasıyla ile Amerika arasında esen bu sert rüzgarların en önemli nedeni, Washington ve Batılı müttefiklerinin teröre karış yürüttüğü mücadelenin, "İslama karşı bir savaş" gibi algılanması.
Çare Filistin devletini tanımak
Riyad ve Kahire, bunun böyle olmadığının kanıtlanması için Filistin'in bağımsızlığının tanınması şartını ileri sürüyorlar. Bush'un geçtiğimiz hafta bu konuda yaptığı ılımlı açıklamalar Mısır ve Suudi Arabistan'da olumlu karşılanmakla birlikte, somut adımların bir türlü atılmaması yüzündan pek inandırıcı bulunmadı. Şu anda Arap dünyasında hakim olan bir başka görüşe göre, eğer ABD Irak'ı da vurursa, işte o zaman İslam alemi nezdindeki tüm kredisini bitirmiş olacak.
Sivil kayıplar da ilişkileri geriyor
Resmi olarak doğrulanmasa da, Afganistan'da çok sayıda sivilin hayatını kaybettiği yolunda hergün yeni haberler geliyor. Bu da 'operasyonun amacından saptığı' şeklindeki tepki seslerinin yükselmesine neden oluyor. Şimdi Arap ve İslam aleminin beklediği, önümüzdeki Cuma günü başlayacak olan Ramazan ayında bombardımana ara verilip, bu süre zarfında terörle mücadeleye karşı yeni stratejilerin geliştirilmesi. Ancak Bush yönetimi, Kahire, Riyad ve Amman'dan destek gelsin ya da gelmesin, operasyonu Ramazan ayında da sürdürmekte kararlı görünüyor. Bu ise, ABD ile Arap dünyası arasında esen soğuk rüzgarların daha da sertleşeceği anlamına geliyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.