Kamu, piyasaların ihtiyaç duyduğu sermayeyi Merkez Bankası üzerinden değil de, maliyetli paralarla sağlamaya başladığında; ülke maliyesi borç-faiz sarmalının içine itilmiş demektir. Bunun devamı ülkelerin bu borcu ödemek için vergileri arttırması, kamu harcamalarını kısması ve siyasi olarak borçlu olduğu lobilere bağımlı olmasıdır.
Kontrol, devletten alınıp kurullara bırakılıyor- "Piyasa düzenleme işlevi bağımsız düzenleyici kurullara devredilecektir. Kamu ihaleleri, RTÜK, Bankacılık, Enerji, Telekomünikasyon, tütün ve şeker gibi alanlarda bağımsız düzenleyici kurullar oluşturulmuştur" (23 Haziran 2003 tarihli Ulusal Program).Bu tarz üst kurulların oluşturulması, global sermaye sahiplerinin devletin yetkilerini ve milletin iradesini kısıtlamak için devletlere kabul ettirdikleri uygulamalardır. Devletler "sözde bağımsız" hale getirilerek; piyasalar, IMF ve Dünya Bankası vesilesiyle devletlerin kontrolünden global lobilerin kontrolüne geçirilmektedir.
Devletin eli bütün sahalardan çektiliyor- "2002 yılı sonu itibari ile özelleştirme kapsamı dahilinde devlet, petrol dağıtımı, hayvan yemi, süt ürünleri, havaalanı yer hizmetleri ve çimento işinden çekilmiştir. Dokuma, gübre, petro-kimya, içki, hammadde, madencilik, liman işletmeciliği, doğalgaz dağıtımı ve bankacılıktan tamamı ile çekilecektir''(23 Haziran 2003 tarihli Ulusal Program).2006 yılı itibari ile devlet, çekilmeyi taahhüt ettiği sektörlerin hemen hemen tamamından çekilmiş; finans piyasalarındaki yabancı payı % 35'lere ulaşmıştır. Madenlerimiz, çıkartılan kanunlarla yabancı global maden firmalarına devredilmiştir.
Krizlerin temel sebebi yabancı kuruluşlardırFinansal krizlerin çıkış sebepleri irdelendiğinde, bu krizlerin yerel piyasaları kontrol eden global bankalar ve finans kuruluşları tarafından çıkartıldığı görülecektir. Bu çalışmamızda, konuyla ilgili geniş örneklere yer verilmektedir.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLER:
Prof. Dr. Yuri Kadak / Estonya Tallin ÜniversitesiEser, devlet-vatandaş arasındaki bağı kuruyorYirminci yüzyıl sonlarında, devlet ve vatandaş arasındaki bağın hiçbir mantıki gerekçeye dayanmadan yıpratılması, hatta koparılmaya çalışılarak dengelerin zorlanması çok ciddi problemlerden biri. Eserde benim en önemli bulduğum yön bu problemi telafi eden bir mekanizmayı somutlaştırması ve formülleştirmesi. Prof. Dr. Baş, devleti güçlendirirken, Sosyal Devlet enstrümanlarıyla milleti de kuvvetlendiriyor; "kaba devlet"i değil, bilakis "baba devlet" yapısını oluşturuyor. Model, öyle bir yapı geliştiriyor ki, hiçbir din, ırk ve sınıf farkı gözetmeksizin herkesi destekliyor, herkes kabiliyetine göre bu destekten azami istifade ile ya katma değer üretiyor veya üretilene müşteri olarak ekonominin sürekli büyümesine katkı sağlıyor. Bu yaklaşım, bugün insanlığın tıkandığı noktada, beklenen yaklaşımdır. Bu bağlamda sayın Prof. Dr. Baş, insanlık ve bilim adına bir yüzakı bilgedir. Ve "milli devlet sosyal devlet" çatısı altında bir sistem halinde ortaya konan düsturlar, yalnızca yıkıcı globalleşmenin önünü kesmek değil, aynı zamanda buna tepki olarak ortaya çıkabilecek aşırı milliyetçilik akımlarının da beslenebileceği kaynakları kesiyor. Ve dünyamız şu anda tam olarak böyle bir ışığa muhtaçtır.
Kontrol, devletten alınıp kurullara bırakılıyor- "Piyasa düzenleme işlevi bağımsız düzenleyici kurullara devredilecektir. Kamu ihaleleri, RTÜK, Bankacılık, Enerji, Telekomünikasyon, tütün ve şeker gibi alanlarda bağımsız düzenleyici kurullar oluşturulmuştur" (23 Haziran 2003 tarihli Ulusal Program).Bu tarz üst kurulların oluşturulması, global sermaye sahiplerinin devletin yetkilerini ve milletin iradesini kısıtlamak için devletlere kabul ettirdikleri uygulamalardır. Devletler "sözde bağımsız" hale getirilerek; piyasalar, IMF ve Dünya Bankası vesilesiyle devletlerin kontrolünden global lobilerin kontrolüne geçirilmektedir.
Devletin eli bütün sahalardan çektiliyor- "2002 yılı sonu itibari ile özelleştirme kapsamı dahilinde devlet, petrol dağıtımı, hayvan yemi, süt ürünleri, havaalanı yer hizmetleri ve çimento işinden çekilmiştir. Dokuma, gübre, petro-kimya, içki, hammadde, madencilik, liman işletmeciliği, doğalgaz dağıtımı ve bankacılıktan tamamı ile çekilecektir''(23 Haziran 2003 tarihli Ulusal Program).2006 yılı itibari ile devlet, çekilmeyi taahhüt ettiği sektörlerin hemen hemen tamamından çekilmiş; finans piyasalarındaki yabancı payı % 35'lere ulaşmıştır. Madenlerimiz, çıkartılan kanunlarla yabancı global maden firmalarına devredilmiştir.
Krizlerin temel sebebi yabancı kuruluşlardırFinansal krizlerin çıkış sebepleri irdelendiğinde, bu krizlerin yerel piyasaları kontrol eden global bankalar ve finans kuruluşları tarafından çıkartıldığı görülecektir. Bu çalışmamızda, konuyla ilgili geniş örneklere yer verilmektedir.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLER:
Prof. Dr. Yuri Kadak / Estonya Tallin ÜniversitesiEser, devlet-vatandaş arasındaki bağı kuruyorYirminci yüzyıl sonlarında, devlet ve vatandaş arasındaki bağın hiçbir mantıki gerekçeye dayanmadan yıpratılması, hatta koparılmaya çalışılarak dengelerin zorlanması çok ciddi problemlerden biri. Eserde benim en önemli bulduğum yön bu problemi telafi eden bir mekanizmayı somutlaştırması ve formülleştirmesi. Prof. Dr. Baş, devleti güçlendirirken, Sosyal Devlet enstrümanlarıyla milleti de kuvvetlendiriyor; "kaba devlet"i değil, bilakis "baba devlet" yapısını oluşturuyor. Model, öyle bir yapı geliştiriyor ki, hiçbir din, ırk ve sınıf farkı gözetmeksizin herkesi destekliyor, herkes kabiliyetine göre bu destekten azami istifade ile ya katma değer üretiyor veya üretilene müşteri olarak ekonominin sürekli büyümesine katkı sağlıyor. Bu yaklaşım, bugün insanlığın tıkandığı noktada, beklenen yaklaşımdır. Bu bağlamda sayın Prof. Dr. Baş, insanlık ve bilim adına bir yüzakı bilgedir. Ve "milli devlet sosyal devlet" çatısı altında bir sistem halinde ortaya konan düsturlar, yalnızca yıkıcı globalleşmenin önünü kesmek değil, aynı zamanda buna tepki olarak ortaya çıkabilecek aşırı milliyetçilik akımlarının da beslenebileceği kaynakları kesiyor. Ve dünyamız şu anda tam olarak böyle bir ışığa muhtaçtır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.