BTP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Kepekçi, AB'ye verilen her tavizin egemenliğimizin devri, milletimizin bölük pörçük olması, maneviyatımızın terk edilmesi sonucunu doğurduğunu dile getirdi
l Can sıkıcı süreç
BTP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi, yazılı bir açıklama yaparak, AKP Hükümeti'nin AB ile ilişkilerinde gelinen noktayı değerlendirdi. Kepekçi, "Hükümet oldukları ilk günden beri AB'den müzakere tarihi almaya odaklanan AKP'nin icraatleri dolu dizgin devam ediyor. Gelinen nokta itibarıyla artık bu süreç can sıkmaya başlamıştır. Verilen her taviz egemenliğimizin devri, milletimizin bölük pörçük olması, maneviyatımızın terk edilmesi sonucunu doğurmaktadır. Yapılan icraatlerin boyutu Avrupayı memnun etmek duygusundan ötelere gitmiştir. Çünkü yapılanlar yenilir yutulur olmaktan çıkmıştır. Neticesi şimdiden belli olan bu sürecin sonunda hükümet Avrupa Devletlerini de memnun edemeyecektir; Türk milletini de!"
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi, yazılı bir açıklama yaparak, AKP Hüükmeti'nin AB ile ilişkilerinde gelinen noktayı değerlendirdi.
Kepekçi, "Hükümet oldukları ilk günden beri AB'den müzakere tarihi almaya odaklanan AKP'nin icraatleri dolu dizgin devam ediyor. Gelinen nokta itibarıyla artık bu süreç can sıkmaya başlamıştır. Verilen her taviz egemenliğimizin devri, milletimizin bölük pörçük olması, maneviyatımızın terk edilmesi sonucunu doğurmaktadır. Yapılan icraatlerin boyutu Avrupayı memnun etmek duygusundan ötelere gitmiştir. Çünkü yapılanlar yenilir yutulur olmaktan çıkmıştır. Neticesi şimdiden belli olan bu sürecin sonunda hükümet Avrupa Devletlerini de memnun edemeyecektir; Türk milletini de!"
Türkiye'nin tasfiyesi
AB Komisyonu tarafından açıklanan İlerleme Raporu ile Batının daha önce cümle cümle dikte ettirdiği talimatlarını bütün bir metin olarak Türkiye'nin önüne koyduğuna işaret eden Dr. Kepekçi, şunları söyledi: "Türkçesi hala resmi makamlarca milletin önüne konmayan metnin içeriği tam bir felaket. Türkiye Cumhuriyetinin tasfiyesi anlamına gelen bu rapora göre ülkemiz onlarca azınlığa bölünüyor. Dili, dini ve ırkı farklı olan topluluklar tanımlanıyor ve bölünmenin kapısı aralanıyor. Kendi içinde devletleri birleştirerek Avrupa Cumhuriyeti'ne giden batı, bizi bölük pörçük etmenin hesabını yapıyor. Çanakkale'de omuz omuza mücadele verdiğimiz Kürt kardeşlerimizi, Alevi kardeşlerimizi ulus bütünlüğümüzün dışında göstermemizi istiyor. Batı kendi idealleri uğruna bu talepte bulunabilir. İşin vahameti sayın Tayyip Erdoğan ve hükümet mensuplarının bu raporu kabul etmeleri ve destek vermeleri.
Kültürlerimiz farklı
Son bir gelişme 29. Ekim günü yani Cumhuriyetin 81. yıldönümünde Roma da imzalanan Avrupa Cumhuriyeti Anayasası. Sayın Erdoğan bu konuda "Atılan imzaların, medeniyetlerin buluştuğu bir Avrupa'nın oluşmasına vesile olmasını temenni ediyoruz" diyor. Batının kültürü Hıristiyanlık, Roma hukuku ve Yunan medeniyetinden kaynaklanmakta; bizim medeniyetimiz ise dinimiz İslam'dan beslenmektedir. Batı her fırsatta Türk medeniyetine cephe açmaktadır. Avrupalıların Türkleri birliklerine kabul etmemelerinin en büyük sebebi, dinimiz İslam'dan korkmalarıdır. Nitekim son yıllarda Avrupa devletleri başörtüsüne bile tahammül edemeyip yasaklama yoluna gitmişlerdir. Batı, bizi biz olmaktan çıkartıp lime lime doğramak istemektedir. 40 yılı aşkın AB süreci ve AKP dönemindeki bu kadar teslimiyetçi politikalara rağmen, batı hala ucu açık müzakereden bahsetmektedir. Yani "her şeyi isterim ama sonunda seni üye olarak almaktan son anda bile vaz geçebilirim" demektedir. Bahsi geçen medeniyet anlayışında Müslüman Türkün yeri yok. Coğrafyasında ezana bile müsaade etmeyen batının medeniyet anlayışı var. Batı uygulamaları esnasında simgesel mesaj vermekten de geri durmuyor. Hep birlikte son imza olayını irdeleyelim:
- Gün-29 Ekim: Cumhurun kendini idaresi anlamı taşıyan Cumhuriyet bu gün ilan edildi. Yine bugün atılan imzayla egemenlik Avrupaya devrediliyor.
- Yer-Roma: Katolik Hıristiyan dünyasının merkezi. Üstelik imza yeri olarak Roma'nın dini merkezi Canpidoglio bölgesi seçildi.
- Hedef-Avrupa Cumhuriyeti: Bu ifade liderlerin aile fotoğrafı çektirdiği Palazzo Dei Conservatory binasının üzerine Latince olarak asıldı. TC Anayasasının 6. maddesinde "Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır" demesine rağmen geçerli olan esas AB anayasası olacaktır.
- Orazzi - Cruazzi salonu: İmzaların atıldığı salonun hem ismi hem de salondaki kabartma resimler bir din savaşı olan ve Türklere karşı verilen Haçlı savaşını gösteriyor.
- Papa 5. Sixtus heykeli: Tayyip bey ve Abdullah Gül papanın heykelinin huzurunda Avrupa Cumhuriyeti Anayasasına imza attılar. Papa 5. Sixtus 1585-1590 yılları arasında Papalık yapan ve Haçlı seferlerinde en büyük desteği veren papalardan bir tanesi idi. Hayali ise Türkleri dünya sahnesinden silmek.
Görüldüğü gibi, batı Türk milletinden tarihi intikamını almaktadır. Yaşanan yeni bir Haçlı seferidir.Savaşla alamadıklarını siyasi manevralarla almaktadırlar. Gelinen nokta ise Türk milleti adına son derece tehlikelidir. Milletimiz ve devletimiz yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Devletimizi ve milletimizi içine düştüğü elim tablodan kurtaracak olan BTP kadrolarıdır. Aziz milletimizi Kuvayı Milliye ruhuyla BTP çatısı altında yer almaya davet ediyorum."
l Can sıkıcı süreç
BTP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi, yazılı bir açıklama yaparak, AKP Hükümeti'nin AB ile ilişkilerinde gelinen noktayı değerlendirdi. Kepekçi, "Hükümet oldukları ilk günden beri AB'den müzakere tarihi almaya odaklanan AKP'nin icraatleri dolu dizgin devam ediyor. Gelinen nokta itibarıyla artık bu süreç can sıkmaya başlamıştır. Verilen her taviz egemenliğimizin devri, milletimizin bölük pörçük olması, maneviyatımızın terk edilmesi sonucunu doğurmaktadır. Yapılan icraatlerin boyutu Avrupayı memnun etmek duygusundan ötelere gitmiştir. Çünkü yapılanlar yenilir yutulur olmaktan çıkmıştır. Neticesi şimdiden belli olan bu sürecin sonunda hükümet Avrupa Devletlerini de memnun edemeyecektir; Türk milletini de!"
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi, yazılı bir açıklama yaparak, AKP Hüükmeti'nin AB ile ilişkilerinde gelinen noktayı değerlendirdi.
Kepekçi, "Hükümet oldukları ilk günden beri AB'den müzakere tarihi almaya odaklanan AKP'nin icraatleri dolu dizgin devam ediyor. Gelinen nokta itibarıyla artık bu süreç can sıkmaya başlamıştır. Verilen her taviz egemenliğimizin devri, milletimizin bölük pörçük olması, maneviyatımızın terk edilmesi sonucunu doğurmaktadır. Yapılan icraatlerin boyutu Avrupayı memnun etmek duygusundan ötelere gitmiştir. Çünkü yapılanlar yenilir yutulur olmaktan çıkmıştır. Neticesi şimdiden belli olan bu sürecin sonunda hükümet Avrupa Devletlerini de memnun edemeyecektir; Türk milletini de!"
Türkiye'nin tasfiyesi
AB Komisyonu tarafından açıklanan İlerleme Raporu ile Batının daha önce cümle cümle dikte ettirdiği talimatlarını bütün bir metin olarak Türkiye'nin önüne koyduğuna işaret eden Dr. Kepekçi, şunları söyledi: "Türkçesi hala resmi makamlarca milletin önüne konmayan metnin içeriği tam bir felaket. Türkiye Cumhuriyetinin tasfiyesi anlamına gelen bu rapora göre ülkemiz onlarca azınlığa bölünüyor. Dili, dini ve ırkı farklı olan topluluklar tanımlanıyor ve bölünmenin kapısı aralanıyor. Kendi içinde devletleri birleştirerek Avrupa Cumhuriyeti'ne giden batı, bizi bölük pörçük etmenin hesabını yapıyor. Çanakkale'de omuz omuza mücadele verdiğimiz Kürt kardeşlerimizi, Alevi kardeşlerimizi ulus bütünlüğümüzün dışında göstermemizi istiyor. Batı kendi idealleri uğruna bu talepte bulunabilir. İşin vahameti sayın Tayyip Erdoğan ve hükümet mensuplarının bu raporu kabul etmeleri ve destek vermeleri.
Kültürlerimiz farklı
Son bir gelişme 29. Ekim günü yani Cumhuriyetin 81. yıldönümünde Roma da imzalanan Avrupa Cumhuriyeti Anayasası. Sayın Erdoğan bu konuda "Atılan imzaların, medeniyetlerin buluştuğu bir Avrupa'nın oluşmasına vesile olmasını temenni ediyoruz" diyor. Batının kültürü Hıristiyanlık, Roma hukuku ve Yunan medeniyetinden kaynaklanmakta; bizim medeniyetimiz ise dinimiz İslam'dan beslenmektedir. Batı her fırsatta Türk medeniyetine cephe açmaktadır. Avrupalıların Türkleri birliklerine kabul etmemelerinin en büyük sebebi, dinimiz İslam'dan korkmalarıdır. Nitekim son yıllarda Avrupa devletleri başörtüsüne bile tahammül edemeyip yasaklama yoluna gitmişlerdir. Batı, bizi biz olmaktan çıkartıp lime lime doğramak istemektedir. 40 yılı aşkın AB süreci ve AKP dönemindeki bu kadar teslimiyetçi politikalara rağmen, batı hala ucu açık müzakereden bahsetmektedir. Yani "her şeyi isterim ama sonunda seni üye olarak almaktan son anda bile vaz geçebilirim" demektedir. Bahsi geçen medeniyet anlayışında Müslüman Türkün yeri yok. Coğrafyasında ezana bile müsaade etmeyen batının medeniyet anlayışı var. Batı uygulamaları esnasında simgesel mesaj vermekten de geri durmuyor. Hep birlikte son imza olayını irdeleyelim:
- Gün-29 Ekim: Cumhurun kendini idaresi anlamı taşıyan Cumhuriyet bu gün ilan edildi. Yine bugün atılan imzayla egemenlik Avrupaya devrediliyor.
- Yer-Roma: Katolik Hıristiyan dünyasının merkezi. Üstelik imza yeri olarak Roma'nın dini merkezi Canpidoglio bölgesi seçildi.
- Hedef-Avrupa Cumhuriyeti: Bu ifade liderlerin aile fotoğrafı çektirdiği Palazzo Dei Conservatory binasının üzerine Latince olarak asıldı. TC Anayasasının 6. maddesinde "Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır" demesine rağmen geçerli olan esas AB anayasası olacaktır.
- Orazzi - Cruazzi salonu: İmzaların atıldığı salonun hem ismi hem de salondaki kabartma resimler bir din savaşı olan ve Türklere karşı verilen Haçlı savaşını gösteriyor.
- Papa 5. Sixtus heykeli: Tayyip bey ve Abdullah Gül papanın heykelinin huzurunda Avrupa Cumhuriyeti Anayasasına imza attılar. Papa 5. Sixtus 1585-1590 yılları arasında Papalık yapan ve Haçlı seferlerinde en büyük desteği veren papalardan bir tanesi idi. Hayali ise Türkleri dünya sahnesinden silmek.
Görüldüğü gibi, batı Türk milletinden tarihi intikamını almaktadır. Yaşanan yeni bir Haçlı seferidir.Savaşla alamadıklarını siyasi manevralarla almaktadırlar. Gelinen nokta ise Türk milleti adına son derece tehlikelidir. Milletimiz ve devletimiz yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Devletimizi ve milletimizi içine düştüğü elim tablodan kurtaracak olan BTP kadrolarıdır. Aziz milletimizi Kuvayı Milliye ruhuyla BTP çatısı altında yer almaya davet ediyorum."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.