Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı'nın Almanya'yı ziyareti terörizm amaçlı idi. Türkiye'ye yönelik terör eylemleri ve örgütleri de masaya yatırıldı.
Ancak bu ziyaretin hemen akabinde, Almanya'nın önemli bir ağırlığı bulunduğu AB merkezi, Türkiye'nin terörle ilgili taleblerine açıkça cevap verdi: "PKK ve DHKP-C benim terör listemde yok."
Böylece terörle özdeşleşmiş, iç ve dış kamuoyuna kendilerini törer eylemleri ile tanıtmış bu örgütler, Türkiye'nin ısrarla sokulmak istendiği AB tarafından aklandı. Onunla da kalmadı. Adetâ gözlerimizin içine bakarak "Bu özgürlük savaşçılarını biz AB olarak destekliyoruz, haberiniz ola" dediler. Ama göz ola da göre... Gönül ola da hissede... Akıl ola da anlaya...
Bu, bizim için sürpriz olmadı. Çünkü bu ve benzeri "Türkiye aleyhine faaliyet gösteren örgütleri, besleyen ve yönlendiren onlar... Avrupa ülkelerinde, bilhassa Almanya, Hollanda, Belçika'da Türk vatanının bölünmesi, milletinin ve devletinin zayıflayıp yokedilmesine yönelik faaliyette bulunan bütün siyasi, sendikal ve sivil oluşumlar, ilgili ülkeler tarafından maddî ve moral destek görüyor. Mümkün mü onlardan habersiz eylem yapması, desteksiz faaliyet göstermesi... Bu yeni karar, AB'nin Türkiye'yi bölme planına da ışık tutuyor.
Tıpkı soykırım iddialarını ortaya atanlara batılı ülke parlamentolarının, AB parlamentosunun ve ABD eyalet meclislerinin karar alarak, soykırımı tanımak suretiyle açıkça destek vermeleri gibi...
Almanya'nın Giesen şehri, özellikle mültecilerin yoğun olduğu bir yer... Buradaki Türkiye aleyhtarı gruplar ve oluşumlar, özellikle teşvik görüyor. İnsan haklarını (!) onlara olabildiğince açıyorlar. Sendikalaşma, siyasî çalışmalara katılma ve Türkiye aleyhine olan herşey için örgütlenme kolaylığı...
Ermeniler gibi, Süryanilere de soykırım yapıldığı iddiası ile Mardin'in kendilerine verilmesini talep eden Stockholm'deki örgütler, Giesen şehrinde de akademik çevrelere iyice yerleşmiş... Kürdistan, Ermenistan projeleri için çalışanlar da burada odaklaşmış... Avrupa'da sendikal ve siyasal örgütlenmesi bilhassa sağlanan Türkiye'deki insanlar, ülkemiz aleyhine bölücü ve yıkıcı faaliyetlerde bulunanlardır.
Frankfurt'ta bir Türk vatandaşımızın evinde sohbet ederken, sendika temsilcisi biriyle karşılaştık. Almanya çapında bir sendika toplantısına katılmış. Fotoğraf çekmek istediğinde yüzünü kaçıran ve kendisinin etrafını çevirerek tehdit eden sendikacılarla karşılaşmış ve oradan kaçarak canını zor kurtarmış. Kim bunlar? Bölücü terör örgütleriyle içiçe çalışan bölücü sendikacılar bunlar... Hepsi de Alman vatandaşlığına geçmiş ve Türkiye aleyhine çalışıyorlar...
Bugün AB merkezi, bu örgütleri terör listesine almayarak açıkça "Türkiye düşmanlığı" yapmakta ve bunlar dışındaki pekçok sivil ve siyasi örgütlenmeyi de "Türk vatanı ve devleti" aleyhine olmak şartıyla açıkça desteklediğini böylece ilân etmektedir.
Avrupa merkezlerinden Türkiye lehine bir karar çıktı mı bugüne kadar? Çıkmadı... Çıkmaz da...
Ama biz, bizi tanımıyoruz. Onları tanımıyoruz. Dostumuzu-düşmanımızı hâlâ bilmiyoruz...
Bir bilebilsek... Bilenlere biraz kulak verebilsek... Bir de imkân verebilsek...
Ancak bu ziyaretin hemen akabinde, Almanya'nın önemli bir ağırlığı bulunduğu AB merkezi, Türkiye'nin terörle ilgili taleblerine açıkça cevap verdi: "PKK ve DHKP-C benim terör listemde yok."
Böylece terörle özdeşleşmiş, iç ve dış kamuoyuna kendilerini törer eylemleri ile tanıtmış bu örgütler, Türkiye'nin ısrarla sokulmak istendiği AB tarafından aklandı. Onunla da kalmadı. Adetâ gözlerimizin içine bakarak "Bu özgürlük savaşçılarını biz AB olarak destekliyoruz, haberiniz ola" dediler. Ama göz ola da göre... Gönül ola da hissede... Akıl ola da anlaya...
Bu, bizim için sürpriz olmadı. Çünkü bu ve benzeri "Türkiye aleyhine faaliyet gösteren örgütleri, besleyen ve yönlendiren onlar... Avrupa ülkelerinde, bilhassa Almanya, Hollanda, Belçika'da Türk vatanının bölünmesi, milletinin ve devletinin zayıflayıp yokedilmesine yönelik faaliyette bulunan bütün siyasi, sendikal ve sivil oluşumlar, ilgili ülkeler tarafından maddî ve moral destek görüyor. Mümkün mü onlardan habersiz eylem yapması, desteksiz faaliyet göstermesi... Bu yeni karar, AB'nin Türkiye'yi bölme planına da ışık tutuyor.
Tıpkı soykırım iddialarını ortaya atanlara batılı ülke parlamentolarının, AB parlamentosunun ve ABD eyalet meclislerinin karar alarak, soykırımı tanımak suretiyle açıkça destek vermeleri gibi...
Almanya'nın Giesen şehri, özellikle mültecilerin yoğun olduğu bir yer... Buradaki Türkiye aleyhtarı gruplar ve oluşumlar, özellikle teşvik görüyor. İnsan haklarını (!) onlara olabildiğince açıyorlar. Sendikalaşma, siyasî çalışmalara katılma ve Türkiye aleyhine olan herşey için örgütlenme kolaylığı...
Ermeniler gibi, Süryanilere de soykırım yapıldığı iddiası ile Mardin'in kendilerine verilmesini talep eden Stockholm'deki örgütler, Giesen şehrinde de akademik çevrelere iyice yerleşmiş... Kürdistan, Ermenistan projeleri için çalışanlar da burada odaklaşmış... Avrupa'da sendikal ve siyasal örgütlenmesi bilhassa sağlanan Türkiye'deki insanlar, ülkemiz aleyhine bölücü ve yıkıcı faaliyetlerde bulunanlardır.
Frankfurt'ta bir Türk vatandaşımızın evinde sohbet ederken, sendika temsilcisi biriyle karşılaştık. Almanya çapında bir sendika toplantısına katılmış. Fotoğraf çekmek istediğinde yüzünü kaçıran ve kendisinin etrafını çevirerek tehdit eden sendikacılarla karşılaşmış ve oradan kaçarak canını zor kurtarmış. Kim bunlar? Bölücü terör örgütleriyle içiçe çalışan bölücü sendikacılar bunlar... Hepsi de Alman vatandaşlığına geçmiş ve Türkiye aleyhine çalışıyorlar...
Bugün AB merkezi, bu örgütleri terör listesine almayarak açıkça "Türkiye düşmanlığı" yapmakta ve bunlar dışındaki pekçok sivil ve siyasi örgütlenmeyi de "Türk vatanı ve devleti" aleyhine olmak şartıyla açıkça desteklediğini böylece ilân etmektedir.
Avrupa merkezlerinden Türkiye lehine bir karar çıktı mı bugüne kadar? Çıkmadı... Çıkmaz da...
Ama biz, bizi tanımıyoruz. Onları tanımıyoruz. Dostumuzu-düşmanımızı hâlâ bilmiyoruz...
Bir bilebilsek... Bilenlere biraz kulak verebilsek... Bir de imkân verebilsek...
Dr. Abdullah Terzi / diğer yazıları
- “Tüketim en büyük kaynaktır” / 11.12.2019
- Mesaj TV’ye kavuştuk / 06.12.2019
- NATO neye yarar ki? / 04.12.2019
- Haydar Baş Çin’de değil, Türkiye’de / 28.11.2019
- Erdoğan–Trump görüşmesi ve Sayın Baş / 16.11.2019
- ‘ABD bitmiştir’ / 01.11.2019
- Bu Meclis off! / 28.10.2019
- ‘Bağımsızlık güneşi doğuyor’ / 25.10.2019
- Kolay değil 18 yıl geçti… / 26.09.2019
- ‘Materyalizm ne saçma şey!’ / 19.08.2019
- Mesaj TV’ye kavuştuk / 06.12.2019
- NATO neye yarar ki? / 04.12.2019
- Haydar Baş Çin’de değil, Türkiye’de / 28.11.2019
- Erdoğan–Trump görüşmesi ve Sayın Baş / 16.11.2019
- ‘ABD bitmiştir’ / 01.11.2019
- Bu Meclis off! / 28.10.2019
- ‘Bağımsızlık güneşi doğuyor’ / 25.10.2019
- Kolay değil 18 yıl geçti… / 26.09.2019
- ‘Materyalizm ne saçma şey!’ / 19.08.2019