BTP lideri Prof. Dr. Haydar Baş, Malatya ve Adıyaman'da yaptığı konuşmalarda, 3 Kasım'da geleceği belirlenecek beş senenin son şansımız olduğunu belirterek, "Eğer bu beş seneyi bu son şansı iyi kullanamazsak tepe taklak gideriz" dedi
Bağımsız Türkiye Partisi, iktidara yürüyüş miting ve konferanslarına Malatya ve Adıyaman ile devam etti. Malatya Kernek Meydanı ile Adıyaman Bozdoğan Otelin nezih salonunu tıka bas dolduran Malatya ve Adıyamanlılar, Türkiye'nin makus talihini değiştirecek BTP iktidarına giden yola döşenen taşları perçinlediler.
Malatya'da halka, Adıyaman'da da BTP projelerini halka anlatacak ve bunu 3 Kasım'da sandığa yansıtmayı sağlayacak kadroya hitaben yaptığı konuşmada BTP lideri Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'nin ifade edilmesi çok zor günler yaşadığını, tepe taklak gitmekte olduğunu, Maliyesinin elden çıkmış vaziyette bulunduğunu belirterek tek çıkış yolunun bir BTP iktidarı olduğunun altını çizdi.
"Diğer partiler nadasa bırakılacak"Halkı inim inim inleten enflasyonu aşağı çekmek bahanesiyle ortaya çıkanların memleketin bu derdine çare olamadıklarını, enflasyon maliyet enflasyonu olmasına rağmen talep enflasyonu reçetesi uygulamakta ısrar ettiklerini belirten Prof. Dr. Haydar Baş, şunları söyledi: "Türkiye'de maliyetten kaynaklanan bir pahalılık var. Bu mala yansımaktadır. Bunu ortadan kaldırmadıktan sonra önüne geçemezsiniz. Buna rağmen Türkiye'de talep enflasyonu var kuralını uyguladılar. Bu da vücutta 5 kilo kan olması lazımken bir kilo kan olmasına rağmen onu da vücuttan çekmeye benzer. Bu durumda o şahıs ölüme mahkum olmaz mı? Olur. Türkiye iktisadi açıdan bu kaderi yaşıyor. Çünkü piyasada olması gereken paranın % 90'ı yok. % 10'u var. Talebi düşürmek için onu da piyasadan emiyorlar. Vergi ile vs. bunu yapıyorlar. Böylece Türkiye'nin maliyesi dibe vurmuştur. Türkiye'deki enflasyon maliyet enflasyonudur. Maliye vergileri yüksek, sigorta vergileri yüksek, enerji ve hammadde girdileri yüksek. Kredi faizleri yüksek. Bütün bunlar imal edilen ve satılan malın fiyatına yansıyor. Pahalılığı önlemek için bu kalemleri aşağı düşürmemiz lazımdır. O zaman ucuzluk olur. İşte BTP, 'Ben bu ucuzluğu yaparım' diyor. 'Ben 100 milyarın altında geliri olan vatandaşımdan bir tek kuruş vergi almayacağım' diyor. Vergi olmayınca imal ettiği ürün üzerinden vergi yükü kalkacaktır. Yine BTP, 'Ben enerji giderlerini en az % 50 azaltacağım' diyor. Enerji ucuzladığı için de mamule yüklü yansımayacak. Yine BTP diyor ki, 'Ben sıfır faiz ile kredi vereceğim.Kim olursa olsun benden kredi istediği zaman ben ondan faiz almayacağım.' Faiz de sıfırlandığı zaman bizim imal ettiğimiz veya pazarladığımız mamulün üzerine yüklediğimiz yük çok hafif olur, değil mi? O zaman ucuzluk olur mu olmaz mı? Olur. Eğer bu sıkıntılardan kurtulalım, artık huzurumuz olsun, rahat edelim, geçimimiz yerinde olsun diyorsak bundan evvel denediğimiz bütün partileri bir dönem için nadasa bırakmamız lazımdır. Ama 'yok, bu benim 50 senelik partimdir, bundan vazgeçemem', diyeceksen bu sıkıntıyı gelecek dönem de çekeceksin."
Bu millet çok yük taşıdıNadasa bırakma konusunda hiçbir partinin istisna teşkil etmediğini söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, Ak Parti'nin de aynı kategoride değerlendirilmesi gerektiğine şöyle işaret etti:
"Bir parti, 'yenilikçiyim' diyor. Bakıyoruz kadrosuna hepsi eski. Tayyip Bey kardeşimizdir. Önü kesildi. Şu anda da partisi hakkında kapatma davası açılmış. Yani karşımızda başı gitmiş bir parti var. Ülkenin geleceği devletle mücadele edecek bir zihniyetin eline teslim edilirse çekeceğiniz çok daha fazla yük olacaktır. O halde kavgayı bitirmemiz lazımdır. Zararın neresinden dönerseniz kârdır. 'Yok ben kavga edeceğim', dersen, bir liralık ekmeği beş liraya, on liralık pirinci 100 liraya alırsın. Niye? Huzur olmaz, düzen olmaz da ondan. Devletle milletin birarada olması gerekiyor. Birbiri ile kavga etmesi, birbirini eleştirmesi artık milletin sırtına yüklenmiş çok büyük bir semer haline gelmiştir. Bunu bu millet taşıyamıyor. Onun için bu seçimlerde çok iyi tercihler yapmamız gerekiyor. Bütün bunlara rağmen yine Tayip Beye oy verdiniz. Bu oylar Tayyip beye gitmeyecek. ANAP'a gidecek. Çünkü ANAP'lı tam 155 isim AKP'de istikbal gördü. Başlarında Erkan Mumcu var. Yılmaz, kamuoyu yoklaması yaptı. Baktı ki % 1-2 alıyor. Onun için AK Partiye gidin dedi. Takriben 10-12 gün önce bir Pazar günü sayın Yılmaz, 'Tayyip ve arkadaşları değiştiler. Bu seçimde onları deneyelim' diyor. Bu sözün manası, 'Ey millet, gelin siz AKP'ye oy verin' demek değil midir? Sayın Yılmaz, babasına külahını bedava verir mi? Vermez de niçin 'AKP'ye oy verin', diyor. AKP'ye oy vermek suretiyle 155 milletvekili adayı kanalıyla tekrar başa geçmek için bunu söylüyor. Bu oyuna son vereceğiz. Onun için kapı kapı dolaşacak oynanan bu oyunu da, Tayyip kardeşimizin içine düştüğü durumu da millete anlatacak, BTP'yi tek başına iktidar yapacaksınız."
"Göle çalan maya tutacak"Her iki ilde de, tarım, hayvancılık, ormancılık, madencilik, sanayi, KOBİ, esnaf gibi tüm üretici ve nakliyeci, şoför, ev hanımları, öğrenciler, evsizler, kimsesizler, özürlüler, şahit aileleri, muhtarlar, dersane kadroları, emekliler, çalışmadığı için emekli olamayanlar, toprağı olmayanlar, hastane kapılarında çile çekenler, işçiler, memurlar, köylüler, üniversiteden atılan öğrenciler, fakirlikten evlenemeyenler, çocuklar, mahkumlar ve hatta mezardakiler başta olmak üzere tüm sosyal kesimi ilgilendiren sosyal devlet projelerini anlatan Prof. Dr. Haydar Baş, kaynak konusunda da şöyle konuştu:
"Kaynak nerede diyorlar. Banka hortumcularına sorun. Onlar nereden aldı ise ben de oradan alacak ve millete dağıtacağım. Sen 42 milyar doları çalarken para var, Haydar Hoca, fakire, fukaraya, ev hanımlarına, gençlere verecek, para yok ha! Kaldı ki 650 milyar dolarlık bir kaynak paketi hazırladım. Açıklamıyorum. Çünkü siyasilerin hepsi projelerimi çaldı. Ben bu işi yaparım. Ben bütün bunları yapmama yüzde10 bin inanıyorum. Her seçimde sizi kandırdılar, dolandırdılar. Farzedin ki ben de dolandırıcıyım. Bir seçim de sizi ben dolandırayım. Kazandığınız bir şey yok ki. Amma Nasreddin Hoca'nın dediği gibi ya göle çalınan maya tutarsa. Ama söz veriyorum. Vallahi de tutar, billahi de tutar. Bu adamlar ekonomiyi bilmez. Onlar ancak liberal ekonomi der dururlar. Liberal ekonomiyi yazanların pekçoğu da Adam Smith gibi aslında papazlardır. Papazlar ekonomiyi bilecek, Haydar Hoca bilmeyecek, öyle mi? Kaynaklarımı açıklarsam çalacaklar. Sizi kandıracaklar. İş başına geldikleri zaman beceremeyecekler, siz de yine bir beş sene daha çekeceksiniz. Ben de bir beş sene daha çekmekten kurtulun diye 27 Ekim'de TRT 1'de yapılacak olan konuşmamda bunları sizlere açıklayacağım."
Bu seçim çok önemliBTP lideri, projesi ile kaynakları ile hatta milletvekilleri ile çok farklı bir partinin, Cumhuriyet tarihinde yapacaklarını dört başı mamur bir şekilde halka açıklayan tek partinin Türkiye'ni idaresine emin adımlarla yürüdüğünü belirttiği konuşmasında şu görüşlere yer verdi: "Bizim vekillerimizi aranızda pek göremezsiniz. Onlar, bu kirlenmiş siyasetin böyle entrikalarını bilmediği için çekinerek de yanlarınıza gelemezler. Onlar çok samimidirler. Yüzlerine bakın gördüklerinize hiç benzemezler. Yüzleri ter temizleri Malatyalı kardeşlerimizden BTP vekili olarak istiyorum. Bu son şansımızdır. Eğer bu beş seneyi bu son şansı iyi kullanamazsak tepe taklak gidiyoruz. Maliyemiz dibe vuruyor. Bugün düzelecek, bir ay sonra düzelecek diye diye bugünlere geldik. Derviş geleli kaç sene oldu, hiçbir şey olmadı. Hem de 'Biz Maliyeyi düzelttik. Erken seçim olabilir' diyor. Sen Maliyeyi düzeltmiş olsa idin erken seçim ister miydin? 'Maliye yoluna girdi. Haydi bakalım, 2-3 sene daha' demez miydin? Düzeltemediği için erken seçim talebinde bulundu. Hep böyle yuvarlanmak suretiyle günlerimiz geçmez. Bu ülkeyi kurtarmak istiyorsak şu hale getiren, bir tanesi bile istisna değil, Meclisteki bütün partilerin tamamını nadasa bırakacağız. Yeni görüşleri ile beraber geldiğini söyleyen Cumhuriyet tarihi kadar eskiler de buna dahildir. Bu partiler Rus bebekleri gibi birbirine benziyor. Hepsi, IMF, AB diyor. 'Biz IMF'nin dediklerini harfiyyen uygulayacağız. Biz mutlaka AB'ye gireceğiz' diyor. AB'ye karşı olduklarını söyleyen bazıları da samimi değiller. Çünkü, bizzat kendileri, 'Şayet biz güçlü olsaydık, AB'ye herkesten daha evvel girerdik' diyorlar. Bunların da iç yüzleri bu. Bizleri aldattılar ve bu hale getirdiler. Bir daha aldanmayalım. BTP, Cumhuriyet tarihinde ilk defa dört başı mamur bir programla halkının karşısına çıkan tek partidir. Milletin huzuruna ne yapacağını açık olarak beyan ederek çıkan tek parti BTP'dir. Bunu iktidara getiremezseniz vebal benim olmaz, sizin olur."
Bağımsız Türkiye Partisi, iktidara yürüyüş miting ve konferanslarına Malatya ve Adıyaman ile devam etti. Malatya Kernek Meydanı ile Adıyaman Bozdoğan Otelin nezih salonunu tıka bas dolduran Malatya ve Adıyamanlılar, Türkiye'nin makus talihini değiştirecek BTP iktidarına giden yola döşenen taşları perçinlediler.
Malatya'da halka, Adıyaman'da da BTP projelerini halka anlatacak ve bunu 3 Kasım'da sandığa yansıtmayı sağlayacak kadroya hitaben yaptığı konuşmada BTP lideri Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'nin ifade edilmesi çok zor günler yaşadığını, tepe taklak gitmekte olduğunu, Maliyesinin elden çıkmış vaziyette bulunduğunu belirterek tek çıkış yolunun bir BTP iktidarı olduğunun altını çizdi.
"Diğer partiler nadasa bırakılacak"Halkı inim inim inleten enflasyonu aşağı çekmek bahanesiyle ortaya çıkanların memleketin bu derdine çare olamadıklarını, enflasyon maliyet enflasyonu olmasına rağmen talep enflasyonu reçetesi uygulamakta ısrar ettiklerini belirten Prof. Dr. Haydar Baş, şunları söyledi: "Türkiye'de maliyetten kaynaklanan bir pahalılık var. Bu mala yansımaktadır. Bunu ortadan kaldırmadıktan sonra önüne geçemezsiniz. Buna rağmen Türkiye'de talep enflasyonu var kuralını uyguladılar. Bu da vücutta 5 kilo kan olması lazımken bir kilo kan olmasına rağmen onu da vücuttan çekmeye benzer. Bu durumda o şahıs ölüme mahkum olmaz mı? Olur. Türkiye iktisadi açıdan bu kaderi yaşıyor. Çünkü piyasada olması gereken paranın % 90'ı yok. % 10'u var. Talebi düşürmek için onu da piyasadan emiyorlar. Vergi ile vs. bunu yapıyorlar. Böylece Türkiye'nin maliyesi dibe vurmuştur. Türkiye'deki enflasyon maliyet enflasyonudur. Maliye vergileri yüksek, sigorta vergileri yüksek, enerji ve hammadde girdileri yüksek. Kredi faizleri yüksek. Bütün bunlar imal edilen ve satılan malın fiyatına yansıyor. Pahalılığı önlemek için bu kalemleri aşağı düşürmemiz lazımdır. O zaman ucuzluk olur. İşte BTP, 'Ben bu ucuzluğu yaparım' diyor. 'Ben 100 milyarın altında geliri olan vatandaşımdan bir tek kuruş vergi almayacağım' diyor. Vergi olmayınca imal ettiği ürün üzerinden vergi yükü kalkacaktır. Yine BTP, 'Ben enerji giderlerini en az % 50 azaltacağım' diyor. Enerji ucuzladığı için de mamule yüklü yansımayacak. Yine BTP diyor ki, 'Ben sıfır faiz ile kredi vereceğim.Kim olursa olsun benden kredi istediği zaman ben ondan faiz almayacağım.' Faiz de sıfırlandığı zaman bizim imal ettiğimiz veya pazarladığımız mamulün üzerine yüklediğimiz yük çok hafif olur, değil mi? O zaman ucuzluk olur mu olmaz mı? Olur. Eğer bu sıkıntılardan kurtulalım, artık huzurumuz olsun, rahat edelim, geçimimiz yerinde olsun diyorsak bundan evvel denediğimiz bütün partileri bir dönem için nadasa bırakmamız lazımdır. Ama 'yok, bu benim 50 senelik partimdir, bundan vazgeçemem', diyeceksen bu sıkıntıyı gelecek dönem de çekeceksin."
Bu millet çok yük taşıdıNadasa bırakma konusunda hiçbir partinin istisna teşkil etmediğini söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, Ak Parti'nin de aynı kategoride değerlendirilmesi gerektiğine şöyle işaret etti:
"Bir parti, 'yenilikçiyim' diyor. Bakıyoruz kadrosuna hepsi eski. Tayyip Bey kardeşimizdir. Önü kesildi. Şu anda da partisi hakkında kapatma davası açılmış. Yani karşımızda başı gitmiş bir parti var. Ülkenin geleceği devletle mücadele edecek bir zihniyetin eline teslim edilirse çekeceğiniz çok daha fazla yük olacaktır. O halde kavgayı bitirmemiz lazımdır. Zararın neresinden dönerseniz kârdır. 'Yok ben kavga edeceğim', dersen, bir liralık ekmeği beş liraya, on liralık pirinci 100 liraya alırsın. Niye? Huzur olmaz, düzen olmaz da ondan. Devletle milletin birarada olması gerekiyor. Birbiri ile kavga etmesi, birbirini eleştirmesi artık milletin sırtına yüklenmiş çok büyük bir semer haline gelmiştir. Bunu bu millet taşıyamıyor. Onun için bu seçimlerde çok iyi tercihler yapmamız gerekiyor. Bütün bunlara rağmen yine Tayip Beye oy verdiniz. Bu oylar Tayyip beye gitmeyecek. ANAP'a gidecek. Çünkü ANAP'lı tam 155 isim AKP'de istikbal gördü. Başlarında Erkan Mumcu var. Yılmaz, kamuoyu yoklaması yaptı. Baktı ki % 1-2 alıyor. Onun için AK Partiye gidin dedi. Takriben 10-12 gün önce bir Pazar günü sayın Yılmaz, 'Tayyip ve arkadaşları değiştiler. Bu seçimde onları deneyelim' diyor. Bu sözün manası, 'Ey millet, gelin siz AKP'ye oy verin' demek değil midir? Sayın Yılmaz, babasına külahını bedava verir mi? Vermez de niçin 'AKP'ye oy verin', diyor. AKP'ye oy vermek suretiyle 155 milletvekili adayı kanalıyla tekrar başa geçmek için bunu söylüyor. Bu oyuna son vereceğiz. Onun için kapı kapı dolaşacak oynanan bu oyunu da, Tayyip kardeşimizin içine düştüğü durumu da millete anlatacak, BTP'yi tek başına iktidar yapacaksınız."
"Göle çalan maya tutacak"Her iki ilde de, tarım, hayvancılık, ormancılık, madencilik, sanayi, KOBİ, esnaf gibi tüm üretici ve nakliyeci, şoför, ev hanımları, öğrenciler, evsizler, kimsesizler, özürlüler, şahit aileleri, muhtarlar, dersane kadroları, emekliler, çalışmadığı için emekli olamayanlar, toprağı olmayanlar, hastane kapılarında çile çekenler, işçiler, memurlar, köylüler, üniversiteden atılan öğrenciler, fakirlikten evlenemeyenler, çocuklar, mahkumlar ve hatta mezardakiler başta olmak üzere tüm sosyal kesimi ilgilendiren sosyal devlet projelerini anlatan Prof. Dr. Haydar Baş, kaynak konusunda da şöyle konuştu:
"Kaynak nerede diyorlar. Banka hortumcularına sorun. Onlar nereden aldı ise ben de oradan alacak ve millete dağıtacağım. Sen 42 milyar doları çalarken para var, Haydar Hoca, fakire, fukaraya, ev hanımlarına, gençlere verecek, para yok ha! Kaldı ki 650 milyar dolarlık bir kaynak paketi hazırladım. Açıklamıyorum. Çünkü siyasilerin hepsi projelerimi çaldı. Ben bu işi yaparım. Ben bütün bunları yapmama yüzde10 bin inanıyorum. Her seçimde sizi kandırdılar, dolandırdılar. Farzedin ki ben de dolandırıcıyım. Bir seçim de sizi ben dolandırayım. Kazandığınız bir şey yok ki. Amma Nasreddin Hoca'nın dediği gibi ya göle çalınan maya tutarsa. Ama söz veriyorum. Vallahi de tutar, billahi de tutar. Bu adamlar ekonomiyi bilmez. Onlar ancak liberal ekonomi der dururlar. Liberal ekonomiyi yazanların pekçoğu da Adam Smith gibi aslında papazlardır. Papazlar ekonomiyi bilecek, Haydar Hoca bilmeyecek, öyle mi? Kaynaklarımı açıklarsam çalacaklar. Sizi kandıracaklar. İş başına geldikleri zaman beceremeyecekler, siz de yine bir beş sene daha çekeceksiniz. Ben de bir beş sene daha çekmekten kurtulun diye 27 Ekim'de TRT 1'de yapılacak olan konuşmamda bunları sizlere açıklayacağım."
Bu seçim çok önemliBTP lideri, projesi ile kaynakları ile hatta milletvekilleri ile çok farklı bir partinin, Cumhuriyet tarihinde yapacaklarını dört başı mamur bir şekilde halka açıklayan tek partinin Türkiye'ni idaresine emin adımlarla yürüdüğünü belirttiği konuşmasında şu görüşlere yer verdi: "Bizim vekillerimizi aranızda pek göremezsiniz. Onlar, bu kirlenmiş siyasetin böyle entrikalarını bilmediği için çekinerek de yanlarınıza gelemezler. Onlar çok samimidirler. Yüzlerine bakın gördüklerinize hiç benzemezler. Yüzleri ter temizleri Malatyalı kardeşlerimizden BTP vekili olarak istiyorum. Bu son şansımızdır. Eğer bu beş seneyi bu son şansı iyi kullanamazsak tepe taklak gidiyoruz. Maliyemiz dibe vuruyor. Bugün düzelecek, bir ay sonra düzelecek diye diye bugünlere geldik. Derviş geleli kaç sene oldu, hiçbir şey olmadı. Hem de 'Biz Maliyeyi düzelttik. Erken seçim olabilir' diyor. Sen Maliyeyi düzeltmiş olsa idin erken seçim ister miydin? 'Maliye yoluna girdi. Haydi bakalım, 2-3 sene daha' demez miydin? Düzeltemediği için erken seçim talebinde bulundu. Hep böyle yuvarlanmak suretiyle günlerimiz geçmez. Bu ülkeyi kurtarmak istiyorsak şu hale getiren, bir tanesi bile istisna değil, Meclisteki bütün partilerin tamamını nadasa bırakacağız. Yeni görüşleri ile beraber geldiğini söyleyen Cumhuriyet tarihi kadar eskiler de buna dahildir. Bu partiler Rus bebekleri gibi birbirine benziyor. Hepsi, IMF, AB diyor. 'Biz IMF'nin dediklerini harfiyyen uygulayacağız. Biz mutlaka AB'ye gireceğiz' diyor. AB'ye karşı olduklarını söyleyen bazıları da samimi değiller. Çünkü, bizzat kendileri, 'Şayet biz güçlü olsaydık, AB'ye herkesten daha evvel girerdik' diyorlar. Bunların da iç yüzleri bu. Bizleri aldattılar ve bu hale getirdiler. Bir daha aldanmayalım. BTP, Cumhuriyet tarihinde ilk defa dört başı mamur bir programla halkının karşısına çıkan tek partidir. Milletin huzuruna ne yapacağını açık olarak beyan ederek çıkan tek parti BTP'dir. Bunu iktidara getiremezseniz vebal benim olmaz, sizin olur."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.