Türkiye'nin ve dünyanın en önemli sorunlarının başında maalesef ekonomi geliyor.
Dönem dönem yapılan bütün araştırmalarda neredeyse %50 civarında katılımcılar, önce ekonomi, sonra adalet diyor.
Adalet ve toplum!
Herkesin aradığı ve herkese bir gün lazım olacak olan adalet.
Sadece adalet saraylarında değil, gelir dağılımında da adalet.
Tabi aslında bize göre birinci sırada her daim adalet.
Nasıl bir gençlik!
Ve her geçen gün kangren haline gelen toplumun ahlaki yozlaşması ve bozulması.
Devletine milletine vatanına sahip çıkması gereken bir nesil!
Hepimizin her gün şikâyet ettiği, yaşadığı adeta evinin içine kadar girdiği bir problem.
Amaçsız yetişen bir nesil!
Çözüm, kökten bir eğitim sistemi ile,
Çözüm, milli ve manevi değerlerine bağlı yetişecek bir nesil ile,
Çözüm, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ifade ettiği gibi; "Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir" anlayışı ile yetişen bir nesil.
Ülkemizin temel problemlerinden biri de gelir dağılımında adaletsizlik.
Memleketin hali, %10'un refahı için %90 seferber durumda.
Rakamlara değil cebine bak!
Enflasyon rakamlarının %62 açıklandığı bir süreçte, vatandaşın gerçek enflasyonun %100-%150'lerde olduğu, cebinden de anlaşılır halde.
Dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının 67 bin TL olduğu bir ülkede, ailenin bütün bireyleri çalışacak ki yoksulluk sınırıyla yaşayabilsin.
Çalışabilene, yaşayabilene tebrikler.
Ümit, umut, çözüm
Özellikle genç nesil 20-30 yaş aralığı, ülkemizden ümidini yitirmiş, yeni bir hayat kurabilme adına Avrupa hayalleriyle gününü geçirmeye devam ediyor.
Gençliğimiz geleceğimizin teminatıdır ölçüsüyle, baba devlet ölçüsüyle, mutlak çözüm, daima ifade ettiğimiz "Milli Ekonomi Modeli" sistemiyle gerçekleştirmek mecburiyetindeyiz.
"Devlet alan el değil veren el olmalıdır" anlayışıyla hareket etmelidir diyen ve ömrünü Türk toplumuna adayan Prof. Dr. Haydar Baş'ı görmeyen gözler, bugün aynı çözümle gençliğin ümidi ve umudu olan, BTP lideri Hüseyin Baş'ı görmek ve sahip çıkmak zorundadır.
Halimizden memnun isek başka söze gerek yok.
Zam zam zam!
Her yıl olduğu gibi bu yılda yeni yıla yaklaşırken birinci gündem, asgari ücret ve emekli zammı.
2024'te yaşadıklarımız, 2025'in habercisi gibi.
Bunlar konuşulurken, market raflarında saatlerce etiketler değişmeye devam ediyor. Arife tarif gerekmez.
Çözüm
Fırsatçılara ceza kesmek çözüm mü?
Fahiş fiyatları boykot etmek çözüm mü?
Marka zincir sahipleri çok mu üzülür?
Baba devletten toptan ve kesin çözüm, marketlere ceza kesmek yerine bir hafta kapatın!
Henüz zamlar insanların kesesine yansımazken, cebinden çıkmaya başladı bile. %30 zam ile bir yıl geçinecek olan vatandaş, cezalardan vergilere, harç pulundan pasaport ücretlerine %50 zam ile karşı karşıya.
Alım gücünün yüksek olduğu bir ortamda elbette bunlar da problem olmaz.
Olmayacağı günler ümidiyle…
Empati
Empati, ne olur biraz empati. Bu ekonomik koşullarda bu rakamlarla, geçinebilmek, yaşayabilmek gerçekten marifet.
Bu rakamları Türk milletine reva görenlere, sadece empati diyoruz. Buyurun siz 22 bin TL ile bir ay değil, bir hafta geçinin.
Son söz Türk milletine.
Artık söze değil çözüme, Baş'a dönün.
2025'in güzellikler getirmesi temennisiyle.
- Trabzon’da BTP rüzgârı / 24.12.2024
- Ne zaman ayıkacağız? / 17.12.2024
- Kendi düşen ağlasın! / 22.11.2024
- Seviyoruz seni adam! / 06.11.2024
- 1987’den 2024’e Gençliğe Mesaj! / 22.10.2024
- Yazık oluyor! / 08.10.2024
- Hangi zil çalıyor! / 11.09.2024
- Tarih bir milletin kendisidir / 29.08.2024
- Gençler! / 06.08.2024