2005'in ilk yazısını yazarken biraz duraksadım.
Duraksamamın nedeni yazmak için belli bir konu bulamamam değildi elbette.
O kadar çok konu ve yoğun bir gündem var ki, asıl sorun yoğun gündemin hangi yönünü ele almaktı.
Kan ve gözyaşının hüküm sürdüğü dünyanın durumunu bir kez daha mı ortaya koymamız gerikiyor yoksa umutların filizlendirildiği, pembe vaadlerin havada uçuşturulduğu ve mutlu insanlarının tebessümlerinin sıkça görüldüğü tatil beldelerinin altyapı sorunlarını mı dile getirmemiz gerekiyordu.
Eski bir yılı bitirmiş olmanın mutluluğunu mu dile getirmeliydik. Kimbilir belki de yeni bir yılın önümüze ne gibi zorluklar çıkaracağını insanlara anlatmalıydık.
Eski yılda acılar yaşadık,psikolojik gerilimler içerisine girdiğimiz dönemler oldu.
Bazı olay ve kişilere gülüp geçerken, bazı insanların acılarına ortak olduk.
Bir güldük bir ağladık.
Bunu yaparken, kimileri yaşamın gülmekle ağlamak arasında bir yer olduğunu yeniden anladı.
Kimileri ise göz açıp kapayana kadar insan ömrünün kısalığından ibret çıkardı.
Bazı çocuklar eski yılda sokak arasında top koştururken bu yıl koşturamayacak.
Bazı kızlar gelinliklerinin ölçüsünü bile verdikleri halde bu yeni yılda gelin olamayacaklar.
Kimileri doğacak, kimileri göçüp gidecek önümüzdeki yılda.
Küçükken anne babasını kaybedenler yeniden onlara kavuşmanın sevinç gözyaşlarını dökecekler.
Yıllardır yanyana oldukları anne babasını kaybedenler de onları bir daha görememenin hüznünü yüreklerine işleyecekler.
Bazı vatan evlatları yeni yılda teskere heyecanı yaşayacak, teskeresini alamamış şehitlerin yakınları ise mezar başlarında hüzünlenecek.
Dünyanın herhangi bir yerinde cereyan edecek anlattıklarımız.
İnsanın ve insanların olduğu tüm yerde bu anlattıklarımızın bir kısmı ya da tamamı yaşanacak.
Bizler yaşadıkça yaşlanacağız, yaşlandıkça kavrayacağız.
2005'in yoğun gündeminde bir şeyler karalamaya çalışırken insanın zorlanmaması elde değil.
Yoğun bir gündemde gündeme getirilmesi gereken o kadar çok şey var ki.
İyi ya da kötü bir yazı yazmak bizim elimizde.
Umutlu olmakla umudunu yitirmek sizin elinizde.
2005'te elinizden geleni yapmaya çalışın.
Duraksamamın nedeni yazmak için belli bir konu bulamamam değildi elbette.
O kadar çok konu ve yoğun bir gündem var ki, asıl sorun yoğun gündemin hangi yönünü ele almaktı.
Kan ve gözyaşının hüküm sürdüğü dünyanın durumunu bir kez daha mı ortaya koymamız gerikiyor yoksa umutların filizlendirildiği, pembe vaadlerin havada uçuşturulduğu ve mutlu insanlarının tebessümlerinin sıkça görüldüğü tatil beldelerinin altyapı sorunlarını mı dile getirmemiz gerekiyordu.
Eski bir yılı bitirmiş olmanın mutluluğunu mu dile getirmeliydik. Kimbilir belki de yeni bir yılın önümüze ne gibi zorluklar çıkaracağını insanlara anlatmalıydık.
Eski yılda acılar yaşadık,psikolojik gerilimler içerisine girdiğimiz dönemler oldu.
Bazı olay ve kişilere gülüp geçerken, bazı insanların acılarına ortak olduk.
Bir güldük bir ağladık.
Bunu yaparken, kimileri yaşamın gülmekle ağlamak arasında bir yer olduğunu yeniden anladı.
Kimileri ise göz açıp kapayana kadar insan ömrünün kısalığından ibret çıkardı.
Bazı çocuklar eski yılda sokak arasında top koştururken bu yıl koşturamayacak.
Bazı kızlar gelinliklerinin ölçüsünü bile verdikleri halde bu yeni yılda gelin olamayacaklar.
Kimileri doğacak, kimileri göçüp gidecek önümüzdeki yılda.
Küçükken anne babasını kaybedenler yeniden onlara kavuşmanın sevinç gözyaşlarını dökecekler.
Yıllardır yanyana oldukları anne babasını kaybedenler de onları bir daha görememenin hüznünü yüreklerine işleyecekler.
Bazı vatan evlatları yeni yılda teskere heyecanı yaşayacak, teskeresini alamamış şehitlerin yakınları ise mezar başlarında hüzünlenecek.
Dünyanın herhangi bir yerinde cereyan edecek anlattıklarımız.
İnsanın ve insanların olduğu tüm yerde bu anlattıklarımızın bir kısmı ya da tamamı yaşanacak.
Bizler yaşadıkça yaşlanacağız, yaşlandıkça kavrayacağız.
2005'in yoğun gündeminde bir şeyler karalamaya çalışırken insanın zorlanmaması elde değil.
Yoğun bir gündemde gündeme getirilmesi gereken o kadar çok şey var ki.
İyi ya da kötü bir yazı yazmak bizim elimizde.
Umutlu olmakla umudunu yitirmek sizin elinizde.
2005'te elinizden geleni yapmaya çalışın.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005