Yunanistan'a artık 'dur' denmeli
Midilli Adası'ndaki 13 kişilik Afgan bir aile, koronavirüs testi yaptırılacağı bahanesiyle kaldıkları sığınmacı kampından Yunan güvenlik güçlerince alınarak lastik botla zorla Türkiye'ye geri itildiği ortaya çıktı. Dışişleri Bakanlığı'ndan Yunanistan'a 'bu ihlallere son ver' çağrısı yapıldı
28.02.2021 17:21:00





Ege'de Yunanistan ve Avrupa Birliği (AB) Sınır ve Sahil Güvenlik Ajansı (Frontex) işbirliğiyle göçmenlerin organize bir şekilde Türkiye'ye geri itilmesi uygulaması tüm tepkilere rağmen devam ediyor. Son ortaya çıkan gerçek Yunanistan ve Ferontex'in artık iyice azıttığını gösteriyor. Norveç merkezli sivil toplum kuruluşu Aegean Boat Report, Yunanistan'ın Midilli adasındaki 13 kişilik Afgan aileyi güvenlik güçlerinin zorla bota bindirip Türkiye'ye geri ittiğini duyurdu. Aegean Boat Report'un internet sitesinde yer alan habere göre, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 13 kişilik bu Afgan aile, resmi görevliler tarafından kaldıkları sığınmacı kampından alındı. Afgan aileye Covid-19 testi yaptırılacağını iddia eden Yunan görevlilerin aile mensuplarına defalarca şiddet uyguladığı, üzerlerindeki eşyaları gasbettiği ve ardından aileyi lastik bota bindirdikleri belirtildi. Lastik botla geri itilen sığınmacı ailenin, Türk Sahil Güvenlik makamları tarafından tespit edildiği ve Ayvacık'tan karaya çıktıkları dile getirildi. Haberde, Ege'de sığınmacı botlarını Türk tarafına geri ittiği defalarca belgelenen Yunan makamlarının, bu olayla ilk defa sığınmacıları kamptan alarak zorla Türkiye'ye yolladığının altı çizildi.
Frontex de sabıkalı
Normal şartlarda AB'nin deniz sınırlarındaki bu tür insanlık dışı olayları engellemesi gereken Frontex'in gözü önünde bu tür olaylar gerçekleşiyor. Bazen de Frontex'e bağlı güçler de benzer olaylarda Yunanistan Sahip Güvenlik güçlerine yardım ediyorlar. Bu kapsamda Frontex hakkında soruşturma başlatılmış durumda. AB Yolsuzlukla Mücadele Ofisi (OLAF), Frontex hakkında Ege'de göçmenlerin geri itilmesi ile taciz ve görevi kötüye kullanma gibi suçlamalar nedeniyle geçtiğimiz aylarda soruşturma başlattı. Brüksel merkezli "EU Observer" internet sitesi de Frontex'ten temin ettiği belgelerle Atina yönetiminin, Yunan Sahil Güvenliğine sığınmacıları Türk kara sularına geri itme yönünde talimat verdiğini geçen yıl ortaya koymuştu. Almanya'nın Der Spiegel dergisinin araştırmasında da Yunan sınır muhafızlarının, mültecileri Yunanistan'a ulaşmamaları için açık denize geri ittikleri ve Frontex'in de uluslararası hukuka aykırı bu operasyonlarda yer aldığı ifade edilmişti.
Türkiye'den tepki
Yunanistan'a Türkiye'den sert tepki geldi. Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan'ın sığınmacıları geri itmesine ilişkin, "Yunan hükümetini ve geri itmelere dahil olan tüm unsurları, uluslararası hukukun, AB hukukunun ve 18 Mart Mutabakatı'nın yasakladığı geri itmelere, insanlık onuruna aykırı muamelelere ve insan hakları ihlallerine son vermeye çağırıyoruz" ifadesini kullandı. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, 23 ve 24 Şubat'ta meydana gelen iki olayda Yunan güvenlik güçleri tarafından darbedilen, aralarında kadın ve çocukların da olduğu sığınmacı/göçmenlerin telefonları, paraları, değerli eşyaları ve ayakkabıları çalındıktan sonra, Meriç Nehri'nin ortasındaki adacığa botlarla getirilerek çaresizce ölüme terk edildiği belirtildi. Türk sınır birliklerince 23 Şubat'ta 22, 24 Şubat'ta 29 sığınmacı/göçmenin ölümden kurtarıldığı vurgulanan açıklamada, geri itilen kişilerle yapılan mülakatlar neticesinde, bazılarının Sırbistan ve Bulgaristan üzerinden Yunanistan'a gelen ve Türkiye'ye geri itilen yabancılar olduklarının tespit edildiği kaydedildi.
Bunlar organize işler
Yunanistan'ın sistemli bir politika içinde yürüttüğü, bazı olaylarda Avrupa Birliği (AB) Sınır ve Sahil Güvenlik Ajansı/FRONTEX'in de dahil olduğu geri itmeler ve hukuk tanımaz uygulamaların yıllardır devam etmekte olduğuna işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: "Son 4 yılda 80 binden fazla sığınmacı ülkemize geri itilmiştir. Yunan hükümetini ve geri itmelere dahil olan tüm unsurları, uluslararası hukukun, AB hukukunun ve 18 Mart Mutabakatı'nın yasakladığı geri itmelere, insanlık onuruna aykırı muamelelere ve insan hakları ihlallerine son vermeye çağırıyoruz. AB'yi de AB hukukunu ve AB Temel Haklar Şartı'nı, insan onurunu esas alacak şekilde üye devletlerde uygulanmasını gözetmeye davet ediyoruz."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.