Yunanistan insanlık suçu işliyor
Ege Denizi'ndeki Geri İtmeler ve Boğulan İnsan Hakları Raporu, Yunanistan'ın onlarca göçmenin ölümüne neden olan insanlık suçlarını ortaya koydu. Rapora göre Yunanistan, 2020 yılından 31 Mayıs 2022'ye kadar yaklaşık 42 bin düzensiz göçmeni geri itti
17.06.2022 18:43:00
Kamu Denetçiliği Kurumunun (KDK) hazırladığı Ege Denizi'ndeki Geri İtmeler ve Boğulan İnsan Hakları Raporu'na göre, gelişmiş ülkelerin güvenlik ve menfaatini öne alan mevcut sistem ve politikaların en somut neticesinin göç olduğuna işaret edildi. Çatışmanın yaşandığı coğrafyalardaki insanlara yaşam hakkı tanımayan ortamların doğmasına neden olan gelişmiş ülkelerin, bu insanların yaşayabilmek ümidiyle yaptıkları göçe sert ve katı geri itme politikalarıyla engel oldukları belirtilen raporda, uluslararası literatürde kullanılan "geri itme" kavramının, yaşanan ağır hak ihlallerini tanımlamak için tek başına yeterli olmadığı kaydedildi. Raporda geri itme uygulamalarına göz yumulmaya devam edilmesinin, önlem alınmadığı takdirde insan hakları ve sığınma hukukuna ilişkin tüm kazanımların yitirilmeye başlandığı tarih olarak kayıtlara geçeceğine, öte yandan Suriye, Afganistan ve diğer bölge coğrafya ülke vatandaşlarına takınılan kapalı kapı politikasının, Ukraynalı göçmenlere takınılmadığına dikkat çekildi. Yunanistan'ın düzensiz göçmenlere yönelik insan hakkı ihlallerine yer verilen raporda, Yunanistan'ın uygulamalarının uzun süredir sığınma hakkı ihlalinin çok üzerinde olduğu ve yaşam hakkını dahi ihlal eder hale geldiği bildirildi. Bu ülkenin karadan geri itme uygulamaları sonucunda geçen yıl 53, bu yıl 31 Mayıs itibarıyla ise 33 düzensiz göçmenin donarak ve Meriç Nehri'nde boğularak hayatını kaybettiği bilgisi verildi. Raporda, Yunanistan'ın denizden geri itme uygulamalarında, düzensiz göçmenlerin bazen elleri arkadan kelepçelenerek, bazen de can yeleği giydirilmeden doğrudan denize atıldığının tespit edildiği, bu uygulama sonucunda geçen yıl 8, bu yıl 31 Mayıs itibarıyla 3 düzensiz göçmenin yaşamını yitirdiği ifade edildi.
Raporda yer verilen Göç İdaresi Başkanlığı verilerine göre, Yunanistan unsurları tarafından 2020 yılından 31 Mayıs 2022'ye kadar toplam 41 bin 523 düzensiz göçmeni geri itildiğinin tespit edildiği aktarılarak, şu değerlendirmelere yer verildi: "Geri itme başlı başına uluslararası hukuka aykırı olduğu gibi geri itme uygulamalarının pek çoğuna ağır hak ihlalleri eşlik etmektedir. Sınır Şiddetini İzleme Ağının 2019 yılından 2020 Ağustos'a kadar Yunan unsurları tarafından Meriç Nehri'nde yapılan geri itme uygulamalarına ilişkin verileri incelendiğinde, geri itme uygulamalarının ağırlığı hakkında fikir edinilebilmektedir. Buna göre geri itme ifadelerinin yüzde 98'inin işkence ve kötü muamele içerdiği belgelenmiştir. Yunanistan sınırına gelen 8 bin mülteciden yüzde 88'inin dövme ve tekmelemeye, yüzde 97'sinin hırsızlığa, yüzde 49'unun soyunmaya zorlanmaya, yüzde 16'sının suda boğulmaya, yüzde 19'unun silah kullanımına, yüzde 5'inin cinsel saldırıya, yüzde 8'inin elektrik şokuna maruz kaldığı; bugüne kadar Yunanistan sınırına gidip de şiddete uğramayanların oranının ise sadece yüzde 2 olduğu; şiddete, tacize ve istismara maruz kalan ya da tanık olan çocukların oranının da yüzde 68 olduğu belgelenmiştir." Raporda, geri itme uygulamalarının devletlerin politikalarından bağımsız olmadığı, bu nedenle bireysel vakalardan ziyade sistematik şekilde emir komuta zinciri içerisinde uygulandığının açık şekilde anlaşıldığı vurgulanarak, Yunanistan tarafından göçmen ve mültecilere uygulanan 50 farklı geri itme uygulaması sonucunda 18 ayrı hak ihlali yapıldığının tespit edildiği bildirildi. Raporda, "Yunanistan tarafından yapılan bu eylemlere Frontex'in de (Avrupa Birliği Sınır ve Sahil Güvenlik Ajansı) iştirak ettiği, pek çok eylemi desteklediği ve pek çoğuna da göz yumduğu somut kanıtlarla ortaya konulmuştur" ifadesi kullanıldı.
Buz dağının görünen yüzü
Raporda yer verilen Göç İdaresi Başkanlığı verilerine göre, Yunanistan unsurları tarafından 2020 yılından 31 Mayıs 2022'ye kadar toplam 41 bin 523 düzensiz göçmeni geri itildiğinin tespit edildiği aktarılarak, şu değerlendirmelere yer verildi: "Geri itme başlı başına uluslararası hukuka aykırı olduğu gibi geri itme uygulamalarının pek çoğuna ağır hak ihlalleri eşlik etmektedir. Sınır Şiddetini İzleme Ağının 2019 yılından 2020 Ağustos'a kadar Yunan unsurları tarafından Meriç Nehri'nde yapılan geri itme uygulamalarına ilişkin verileri incelendiğinde, geri itme uygulamalarının ağırlığı hakkında fikir edinilebilmektedir. Buna göre geri itme ifadelerinin yüzde 98'inin işkence ve kötü muamele içerdiği belgelenmiştir. Yunanistan sınırına gelen 8 bin mülteciden yüzde 88'inin dövme ve tekmelemeye, yüzde 97'sinin hırsızlığa, yüzde 49'unun soyunmaya zorlanmaya, yüzde 16'sının suda boğulmaya, yüzde 19'unun silah kullanımına, yüzde 5'inin cinsel saldırıya, yüzde 8'inin elektrik şokuna maruz kaldığı; bugüne kadar Yunanistan sınırına gidip de şiddete uğramayanların oranının ise sadece yüzde 2 olduğu; şiddete, tacize ve istismara maruz kalan ya da tanık olan çocukların oranının da yüzde 68 olduğu belgelenmiştir." Raporda, geri itme uygulamalarının devletlerin politikalarından bağımsız olmadığı, bu nedenle bireysel vakalardan ziyade sistematik şekilde emir komuta zinciri içerisinde uygulandığının açık şekilde anlaşıldığı vurgulanarak, Yunanistan tarafından göçmen ve mültecilere uygulanan 50 farklı geri itme uygulaması sonucunda 18 ayrı hak ihlali yapıldığının tespit edildiği bildirildi. Raporda, "Yunanistan tarafından yapılan bu eylemlere Frontex'in de (Avrupa Birliği Sınır ve Sahil Güvenlik Ajansı) iştirak ettiği, pek çok eylemi desteklediği ve pek çoğuna da göz yumduğu somut kanıtlarla ortaya konulmuştur" ifadesi kullanıldı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.