İstanbul Ticaret Odası, "IMF İle Nereye Kadar" araştırmasında gerekli şartların bir veya birkaçında aksaklık olması halinde yeni krizlerin kaçınılmaz olduğu uyarısında bulundu.
-Krizin alametleri
Bir yandan 'piyasalarda yaprak kıpırdamıyor', öte yandan 'üretici malını yok pahasına satıyor'. Türkiye'nin iç ve dış borcu 320 milyar dolar ile rekor seviyye çıkıyor; cari açık 15.4 milyar dolar ile rekor düzeyde gerçekleşiyor; döviz kurları ihracatçının belini büküyor, ithalatçıya bayram ettiriyor. Tarım bitiyor, hayvancılık can çekişiyor. En son 2001 yılında tanık olduğumuz bu sahne, AKP Hükümeti döneminde aynen yaşanıyor.
-IMF'ye bağımlılık artıyor
Ekonominin dış finansmana aşırı bağımlı hale gelmesinin ciddi bir sorun oluşturduğu, ekonomideki sorunlarla ilgili yanıtlanması gereken birçok sorun bulunduğu da belirtilen İTo araştırmasında, "IMF ve onun arkasındaki güçlere bağımlılık artıyor. Türkiye kendi ayakları üzerinde duran bir ülke konumundan gittikçe uzaklaşıyor" denildi. İstanbul Ticaret Odası'nın (İTO) "IMF ile Nereye Kadar?" başlıklı araştırmasında, kısa vadede uluslararası destekle oluşturulan moralin tek başına yeterli olmadığı, başta yapısal reformlar olmak üzere atılması gereken adımların somut olarak yaşama yansıması gerektiği vurgulandı. İTO'nun, 2000 yılından sonra uygulanan programlar ve 2005 yılında başlayacak olan stand-by anlaşmasının başarı koşullarının analiz edildiği "IMF ile Nereye Kadar?" araştırması açıklandı.
Araştırmada, bir yandan dışarıda tempolu bir şekilde yükselen hammadde fiyatları, diğer taraftan aşırı değerlenen Lira ve artan yerli girdi maliyetlerinin reel kesim üzerindeki yıkıcı etkisi ve devamında oluşturacağı sosyal ve siyasi problemlerin nasıl çözüleceğinin bilinmediğine dikkat çekildi. Araştırmada, "Reel kesimin sesi daha öncesine kıyasla daha cılız çıkıyorsa, bu daha iyi olduklarından değil, çok daha güçsüz duruma düşmelerinden kaynaklanıyor. Ne Avrupa Birliği'nden müzakere tarihi alınması ne de IMF ile 2004 sonrası için yeni bir anlaşma yapılması reel kesimi moral etkisi dışında sanıldığı gibi çok ilgilendirmiyor" denildi.
Yapay iyileşme çözüm değil
Faiz dışı fazla nedeniyle IMF ile ekonomi yönetimi arasında çeşitli sorunların yaşanmasının olasılık dahilinde olduğu da belirtilen İTO araştırmasında, IMF'nin sürdürülebilir borç çevirmenin ve reel faizlerin düşürülmesinin yolunun faiz dışı fazlanın verilmesine bağlı olduğuna inandığı, bunun da ekonomi yönetiminin harcamalar konusunda elini bağlayan en önemli konuyu oluşturduğu kaydedildi. 8 başlıktaki başarı koşullarından biri veya birkaçında aksaklık söz konusu olduğunda, gelecekte yeni krizlerin yaşanmasının kaçınılmazolacağı vurgulanan araştırmada, ekonominin dış finansmana aşırı bağımlı hale gelmesinin de ciddi bir sorun oluşturduğu ifade edilerek şu saptamalarda bulunuldu: "IMF ve onun arkasındaki güçlere bağımlılık artıyor. Türkiye kendi ayakları üzerinde duran bir ülke konumundan gittikçe uzaklaşıyor. Türk Lirası'nın aşırı değerli tutulduğu, tüketici kredisidestekli iç talebe dayalı büyüme sağlanan, bunun yanı sıra iç tasarrufların artırılamadığı bir ekonomide dış açıkların yani döviz açığının kaçınılmaz olduğu bir gerçek. Hiç kuşkusuz bu açıkların da finansmanı için ek kaynağa gereksinim var. Sürekli sıcak para ile (yüksek TL faizi, düşük kur) bu açıkların kapatılması ve morfin halinegelen dış borçlanma ile borç çevriminin yapılması ne kadar sürdürülebilir?" Araştırmada, kısa vadede uluslararası destekle oluşturulan yapay iyileşmenin yeterli olmadığı, başta yapısal reformlar olmak üzere atılması gereken adımların somut olarak yaşama yansıması gerektiği, aksi halde sorunların yalnızca erteleneceği kaydedildi.
-Krizin alametleri
Bir yandan 'piyasalarda yaprak kıpırdamıyor', öte yandan 'üretici malını yok pahasına satıyor'. Türkiye'nin iç ve dış borcu 320 milyar dolar ile rekor seviyye çıkıyor; cari açık 15.4 milyar dolar ile rekor düzeyde gerçekleşiyor; döviz kurları ihracatçının belini büküyor, ithalatçıya bayram ettiriyor. Tarım bitiyor, hayvancılık can çekişiyor. En son 2001 yılında tanık olduğumuz bu sahne, AKP Hükümeti döneminde aynen yaşanıyor.
-IMF'ye bağımlılık artıyor
Ekonominin dış finansmana aşırı bağımlı hale gelmesinin ciddi bir sorun oluşturduğu, ekonomideki sorunlarla ilgili yanıtlanması gereken birçok sorun bulunduğu da belirtilen İTo araştırmasında, "IMF ve onun arkasındaki güçlere bağımlılık artıyor. Türkiye kendi ayakları üzerinde duran bir ülke konumundan gittikçe uzaklaşıyor" denildi. İstanbul Ticaret Odası'nın (İTO) "IMF ile Nereye Kadar?" başlıklı araştırmasında, kısa vadede uluslararası destekle oluşturulan moralin tek başına yeterli olmadığı, başta yapısal reformlar olmak üzere atılması gereken adımların somut olarak yaşama yansıması gerektiği vurgulandı. İTO'nun, 2000 yılından sonra uygulanan programlar ve 2005 yılında başlayacak olan stand-by anlaşmasının başarı koşullarının analiz edildiği "IMF ile Nereye Kadar?" araştırması açıklandı.
Araştırmada, bir yandan dışarıda tempolu bir şekilde yükselen hammadde fiyatları, diğer taraftan aşırı değerlenen Lira ve artan yerli girdi maliyetlerinin reel kesim üzerindeki yıkıcı etkisi ve devamında oluşturacağı sosyal ve siyasi problemlerin nasıl çözüleceğinin bilinmediğine dikkat çekildi. Araştırmada, "Reel kesimin sesi daha öncesine kıyasla daha cılız çıkıyorsa, bu daha iyi olduklarından değil, çok daha güçsüz duruma düşmelerinden kaynaklanıyor. Ne Avrupa Birliği'nden müzakere tarihi alınması ne de IMF ile 2004 sonrası için yeni bir anlaşma yapılması reel kesimi moral etkisi dışında sanıldığı gibi çok ilgilendirmiyor" denildi.
Yapay iyileşme çözüm değil
Faiz dışı fazla nedeniyle IMF ile ekonomi yönetimi arasında çeşitli sorunların yaşanmasının olasılık dahilinde olduğu da belirtilen İTO araştırmasında, IMF'nin sürdürülebilir borç çevirmenin ve reel faizlerin düşürülmesinin yolunun faiz dışı fazlanın verilmesine bağlı olduğuna inandığı, bunun da ekonomi yönetiminin harcamalar konusunda elini bağlayan en önemli konuyu oluşturduğu kaydedildi. 8 başlıktaki başarı koşullarından biri veya birkaçında aksaklık söz konusu olduğunda, gelecekte yeni krizlerin yaşanmasının kaçınılmazolacağı vurgulanan araştırmada, ekonominin dış finansmana aşırı bağımlı hale gelmesinin de ciddi bir sorun oluşturduğu ifade edilerek şu saptamalarda bulunuldu: "IMF ve onun arkasındaki güçlere bağımlılık artıyor. Türkiye kendi ayakları üzerinde duran bir ülke konumundan gittikçe uzaklaşıyor. Türk Lirası'nın aşırı değerli tutulduğu, tüketici kredisidestekli iç talebe dayalı büyüme sağlanan, bunun yanı sıra iç tasarrufların artırılamadığı bir ekonomide dış açıkların yani döviz açığının kaçınılmaz olduğu bir gerçek. Hiç kuşkusuz bu açıkların da finansmanı için ek kaynağa gereksinim var. Sürekli sıcak para ile (yüksek TL faizi, düşük kur) bu açıkların kapatılması ve morfin halinegelen dış borçlanma ile borç çevriminin yapılması ne kadar sürdürülebilir?" Araştırmada, kısa vadede uluslararası destekle oluşturulan yapay iyileşmenin yeterli olmadığı, başta yapısal reformlar olmak üzere atılması gereken adımların somut olarak yaşama yansıması gerektiği, aksi halde sorunların yalnızca erteleneceği kaydedildi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.