Bir düşünün. Kocaman, güzel ve çok sevdiğiniz bahçeli bir eviniz var. Bir gün birileri mahalle kabadaylarıyle birlikte evinizi basıyor ve bazı odalarda yerleşmek için ailenizin bazı üyelerini kovuyor. Önce direniyorsunuz , ama sonra olay çıkmasın diye durumu kabullenip sessizce oturuyorsunuz... Ancak evinizi basanlar bu kez, geri kalan odaları da ele geçirerek sizi birer hizmetçi olarak kullanmak istiyor.Bu duruma karşı çıkınca da işgalciler sizi dövüyor, işkence yapıyor, tecavüz ediyor, aç bırakıyor ve insanlık dışı her türlü muameleyi yapıyor.Güç onlardan yana olduğunu bildiğiniz için siz de önce mahkemeye gidersiniz. Ancak mahkeme sizin lehinize onlarca karar almasına rağmen evinizi işgal edenler gereğini yapmazlar.Ama siz yine sessiz kalmayı yeğlemenize rağmen bu kez işgalciler sizi evin içinden de atarak bahçede yerleşmeye zorlarlar. Tabii bu arada evinizdeki tüm çiçekler yok edilir, duvarlar yıkılır, perde ve halılarınız pisletilir ya da yakılar ve sinirlenmeniz için her şey her gün yapılır.Sonunda siz de karşı koymaya karar verirsiniz.Ama siz sessiz eylem yapmaya başladığınızda işgalciler, size sopalarla karşılık verir. Taş kullanmaya başladığınızda işgalciler silahla karşılık verir. Ve her gün sizlerden birileri ölmeye başlar.Bunun üzerine geri kalanlardan bazıları 'Mademki; öldürülüyoruz, bari ölürken işgalcilerden birilerini de öldürelim' diyerek intihar eylemi yapmaya karar verir.İşte tam da bu zamanda işgalciler sizin için 'terörist' der ve birçoğu onlara inanır.Hüsnü Mahalli / Akşam
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.