İnsanoğlu vücudu, aklı ve ruhu ile ehseni takvim üzere yani en güzel surette yaratılmıştır. İki hücrenin birleşmesi ile yeni bir canlının oluşumunu hatırlayalım. Zigot dediğimiz bu varlığın ana rahminin duvarına yerleşmesi, burada yabancı bir madde olarak algılanmadan korumaya alınması ve deyim yerindeyse büyük bir ihtişamla büyütülmesi ve bir insan olarak gözlerini dünyaya açması ne kadar olağanüstü, ne kadar ilginç bir olaydır. İnsanı ve hakikatini merak eden her kişinin tıp fakültelerinin ikinci sınıfında okutulan insan embriyolojisi dersini okumasını isterdim ki her okuyan ibret gözüyle bakarsa hayretler içinde kalacaktır.
Peki bu kadar güzel ve mükemmel surette yaratılan insan dünyaya ne için gelmiştir? Kur-an'ı Kerim'deki ayetlerden anlaşılacağı üzere insan onu yaratan Rabb'ini bilmek,tanımak ona ibadet etmek ve onu anmak için yaratılmıştır. İnsan rızkını temin etmek, nimetlerden faydalanmak için yaratılmamıştır bunlar birer araçtır amaç O'nu daha iyi anabilmektir.
Yeryüzünde yaratılan güzellikler, ağaçlar, kuşlar, dere boyları, göl manzaraları, güneş batımları, hep O'nu daha iyi tanıyabilmek ve şükredebilmek içindir. Her eser müessirinden izler taşır işte yaratılmışlar da bizi Yaratan'a götürecek Yaratan'ı tanıtacak bir iz taşırlar. İşte biz böylece daha iyi zikretmeyi, fikretmeyi ve şükretmeyi öğreniniz.
Madem insan Allah (cc), anmak içindir o zaman hayatın bu yönde programlamalı, kendisini zikirden alıkoyacak fiilleri yapmaktan kaçınmalıdır. Mesela günümüzde insanı Yaratan'ı anmaktan alıkoyan en yaygın şey televizyon seyretmektir. Televizyonda değerlerimizle bağdaşmayan görüntüler seyretmek bizi zikirden alıkoyduğu gibi kalp aynamızın da kirlenmesine ve Hakk'a olan iştiyakın azalmasına neden olur.
İnsan eğer gözünü ve kulağını masiva dediğimiz boş şeylerden uzak tutmazsa yaratılmış hikmetinden uzaklaşır, gönlü doymadığı için her zaman manevi bir açlık içinde kalır. Ve bu açlık onu sonu belli olmayan arayışlara iter. İnsan eğer Rabb'ine giden yolda değilse "kayıp"tır, her an nefsinin ve şeytanın tuzaklarına düşebilir. İnsan O'ndan geldi O'na dönecek o zaman dolambaçlı yollara girmenin ne alemi var. İnsan asıl sahibini aramalı değil mi?
Allah'ı niçin anıyoruz? O'nu daha iyi tanıyabilmek ve bazı şeyleri keşfedebilmek için bu da ancak çokça zikretmekle başarabileceğimiz bir şey. Nasıl ve ne kadar zikredelim bu da büyüklerin bileceği bir iş. Hepinize masivadan arınmış günler dileğiyle.
Peki bu kadar güzel ve mükemmel surette yaratılan insan dünyaya ne için gelmiştir? Kur-an'ı Kerim'deki ayetlerden anlaşılacağı üzere insan onu yaratan Rabb'ini bilmek,tanımak ona ibadet etmek ve onu anmak için yaratılmıştır. İnsan rızkını temin etmek, nimetlerden faydalanmak için yaratılmamıştır bunlar birer araçtır amaç O'nu daha iyi anabilmektir.
Yeryüzünde yaratılan güzellikler, ağaçlar, kuşlar, dere boyları, göl manzaraları, güneş batımları, hep O'nu daha iyi tanıyabilmek ve şükredebilmek içindir. Her eser müessirinden izler taşır işte yaratılmışlar da bizi Yaratan'a götürecek Yaratan'ı tanıtacak bir iz taşırlar. İşte biz böylece daha iyi zikretmeyi, fikretmeyi ve şükretmeyi öğreniniz.
Madem insan Allah (cc), anmak içindir o zaman hayatın bu yönde programlamalı, kendisini zikirden alıkoyacak fiilleri yapmaktan kaçınmalıdır. Mesela günümüzde insanı Yaratan'ı anmaktan alıkoyan en yaygın şey televizyon seyretmektir. Televizyonda değerlerimizle bağdaşmayan görüntüler seyretmek bizi zikirden alıkoyduğu gibi kalp aynamızın da kirlenmesine ve Hakk'a olan iştiyakın azalmasına neden olur.
İnsan eğer gözünü ve kulağını masiva dediğimiz boş şeylerden uzak tutmazsa yaratılmış hikmetinden uzaklaşır, gönlü doymadığı için her zaman manevi bir açlık içinde kalır. Ve bu açlık onu sonu belli olmayan arayışlara iter. İnsan eğer Rabb'ine giden yolda değilse "kayıp"tır, her an nefsinin ve şeytanın tuzaklarına düşebilir. İnsan O'ndan geldi O'na dönecek o zaman dolambaçlı yollara girmenin ne alemi var. İnsan asıl sahibini aramalı değil mi?
Allah'ı niçin anıyoruz? O'nu daha iyi tanıyabilmek ve bazı şeyleri keşfedebilmek için bu da ancak çokça zikretmekle başarabileceğimiz bir şey. Nasıl ve ne kadar zikredelim bu da büyüklerin bileceği bir iş. Hepinize masivadan arınmış günler dileğiyle.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Kevser Doyurum / diğer yazıları
- İrfan sofrası / 24.10.2023
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022