Yaraları sarmak zor

Galatasaray deplasmanda 1-5 galip.

Şimdi ne demek lazım. Tarihi maçı Galatasaray aldı.

Muhteşem maçtı. Altı gol vardı. Galatasaray muazzam oynadı. Galatasaray muhteşemdi. Bu büyük bir zaferdir.

Bunlar denilemez tabii ki. Bunların hepsi kinaye.

Ne tarihi maçtı ne de Galatasaray muhteşem oynadı.

Şimdi bakın Galatasaray bundan birkaç gün önce Adana Demirspor seviyesinden belki bir derece iyi oynayan üçüncü sınıf bir İsviçre takımına elendi.

Adana Demirspor'a ise beş attı veya Adana Demirspor en az üç tanesini hediye ettiği beş gol yedi.

Bu durum karşısında ben Galatasaray iyi oynadı veya Galatasaray şöyle muhteşemdi böyle muazzamdı diye yazamıyorum, yazmıyorum ve de yazmayacağım.

Ben samimi söyleyeyim bu Galatasaray'a yenilmek galip gelmekten daha zor.

Şimdi kinaye yapmıyorum. Bu Galatasaray'a yenilmek beceri gerektiriyor işin açıkçası.

Doğrusunu söylemek gerekirse Adana Demirspor bu beceriyi çok iyi gösterdi.

İlk iki golün ikramdan farkı yok. Birbirinin kopyası iki uzun top ile başlayan iki hücum.

İlkinde genç kaleci Deniz'in geçirdiği tereddüt sonucu oluşan bir gol.

İkincisinde Demirsporlu Semih'in dikkatsizliği ile kendi kalesine attığı gol.

Maç bundan sonra zaten bitmişti. Bu andan sonra Galatasaray'ın üç tane gol daha bulmasının bir tek nedeni var.

Adana Demirspor bu iki golden sonra artık şuursuz idi.

Her türlü disiplinden uzaklaşmıştı. Artık ondan sonra Galatasaray'ın goller bulması zaten olağan bir sonuçtu.

Üçüncü gol herşeyi anlatıyor. Bomboş bir yarı saha ve Barış Alper'in hem mücadele olarak hem de teknik olarak çok iyi sonuçlandırdığı bir kontratak.

İkinci yarıda Galatasaray'ın bulduğu beşinci gol Adana Demirspor'un tam bir ikramı.

Abdülkerim idmanda bu kadar rahat kafa vuramazdı.

Şöyle bir rahat rahat yükseldi. Öyle bir rahat rahat yaylandı ve kafayı vurdu.

Bütün bunların üstüne Galatasaray bir de penaltı kaçırdı iyi mi?

Hadi bir de iyi hareketleri düşünelim. İlk golde Galatasaraylı Kerem Aktürkoğlu topu iyi takip etti.

Top kaleciye yaklaşırken Kerem duracak gibi hafif yavaşladı.

Fakat kalecinin hamle yapamadığını görünce aniden hızlandı. Doğrusu bu kadar kısa mesafede böyle aniden hızlanmak güzel bir atiklik.

İlk yarıda önce Kerem Aktürkoğlu iyi başladı. O durduktan sonra ise Barış Alper Yılmaz devreye girdi.

Şimdi bakın kanat oyuncuları ne kadar önemli bu sonuç onu gösteriyor.

Kanat oyuncuları sağ ve sol kenardan 18 içinde oluşan kalabalığa dalmakta ustalık gösterirlerse hücum anlamında bu büyük avantaj.

Gerçi bu maçta goller bu şekilde oluşmadı ama kanat oyuncularının atikliği, mücadeleciliği ve boş alanları değerlendirme kabiliyeti onların önemini ortaya koyuyor.

Galatasaray'da olumlu bir husus da Efe Akman idi.

Oyunun son anlarında karşılaşmaya dahil oldu. Benim gördüğüm kadarıyla sezgileri iyi gibi gözüküyor.

Bu sonuca şurdan vardım. Oynadığı kısa sürede sıklıkla topla buluştu.

Topun nereye gideceğini iyi okuyor hissi oluştu bende.

Ayrıca bireysel yetenekleri kuvvetli gibi. Kanımca ilk 11'de olmasa bile şans bulabilmeli.

Eğer o şans verilmeyecekse oynayıp yeteneklerini geliştirebileceği bir Anadolu kulübüne kiralanmalı.

Demirsporlu genç kaleci Deniz için şunları söyleyebiliriz. Fena bir kaleci gibi değil.

Bu sonuca da şundan dolayı vardım. Maçın başında hatalar yaptı fakat maçın sonunda açıldı.

Bir penaltı kurtardı. Ayrıca birkaç güzel kurtarış yaptı.

Evet sayın okurlar Galatasaray Demirspor'u yendi. Ne var ki birkaç gün önce kaçan para 25 milyon avro idi.

Bakın Türkiye'de onu şunu bunu yenebilirsiniz. Bu bir meziyet değil.

Marifet asıl Avrupa'da başarılı olabilmek. Üçüncü sınıf takımlara elenip Türkiye'de beş attım on attım çok kıymeti yok.

Maalesef alınan bu sonuç yaraları sarmaz. Türkiye'deki maçlar karın doyurmuyor. Kendimizi kandırmanın anlamı yok.