Bugün yeniden başlayacak Kıbrıs görüşmeleri öncesinde Türkiye'nin bir zihniyet ve inanç inkılabına ihtiyacı olduğunu söyleyen Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "Kıbrıs masasını oluşturan, KKTC Cumhurbaşkanını görüşmelere (zoraki) oturtan irade şunu bilmelidir ki, mahkum, mecbur, her türlü tavize hazır olduğunu deklere eden, teslim olmuş bir zihniyetin bu görüşmelerden Türkiye ve Kıbrıs Türk'ü adına bir şey çıkarması hiç ama hiç mümkün değildir" dedi.
Kıbrıs millî dâvâdır
Türkiye'nin bu görüşmeler öncesinde sahaya 3-0 mağlup çıkmış ve yenilgisi hükmen tescillenmiş bir takım görüntüsü verdiğini ifade eden, bu görüntünün niyetlerden başlayarak derhal düzeltilmesinin, Kıbrıs'ın telafisi olmayan yolda sokulduğu tünelin, son çıkış noktası olduğunu belirten BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle konuştu:
"Aksi takdirde Kıbrıs kaybedilecek ve Kıbrıs'ın kaybedildiği nokta, Anadolu topraklarının da elimizden akacağı, kötü günlerin başlangıcı olacaktır. Bu kötü finali yazanlar, bu kötü günlerin hazırlayıcıları, şunu hiç bir zaman unutmasınlar ki, Kıbrıs bu ülkenin milli dâvâsıdır. Milli dâvâ demek uğruna kan akıtılan, şehit verilen topraklar demektir. Milli dâvâya alelade bir konu olarak bakılamaz ve o dereceye düşürülemez. Buna ne tarih ne de bu toprakların gerçek temsilcileri müsaade eder. Unutmayalım ki bu ülke Kıbrıs'ı 500 yıldır kendinden sayıyor ve en azından yarım asırdır 'milli dâvâ' gözüyle bakıyor. Milli dâvâ, bir gecede ya da tiyatroya dönüştürülen 1 aylık görüşmelerde mahiyet değiştiremez ve kaybedilemez. Unutmayalım ki bu medeniyetin bir geleneği vardır. Savaşla kazanılmış topraklar, savaşmadan terk edilemez. Bunun aksine bir tek örnek yoktur. Musul Kerkük'ün Misak-ı Milli hudutları dahilinde olduğunu unutmayın. Dolayısıyla Kıbrıs'ın masada teslim edilebileceğini hiç kimse aklından bile geçirmesin!"
Aslolan KKTC'yi dünyaya tanıtmaktır
Kıbrıs konusunda yaşanmakta olanların tarihî bir dönemeç özelliği taşıdığına işaret eden BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, bu tarihî günlere binaen milletimize şu sözü verdi: "Kıbrıs'ta çözüm 1974 yılında bulunmuştur. Bundan sonra yapılacak şey, uğruna 10 bin şehit verilen o toprakları Rum'a teslim etmek değil, KKTC'ni dünyaya tanıtmaktır. BTP iktidarının ilk icraatlarından biri bu olacaktır. KKTC'nin Kuzey Afrika'dan Balkanlar'a, Ortaasya'dan Çin'e kadar tanınmasını sağlayacağız."
"KKTC'ni tanımaya hazır çok sayıda ülkenin bizzat Türk hükümetleri tarafından engellendiğini biliyoruz" diyen Prof. Dr. Haydar Baş, KKTC'ni dünyaya tanıtma gereğinin gerekçesini de şöyle dile getirdi: "Bağımsız bir iktidar, tanınmanın önünü açar ve çeyrek asırdır meclisiyle, cumhurbaşkanıyla, seçimleriyle, anayasasıyla, gün görmüş milletiyle tam bir devlet gibi yaşayan ve davranan KKTC'nin dünya devletler ailesi içinde çoktan hak ettiği şerefli yeri almasını sağlar. Ayrıca şunu da söyleyelim ki, söz verdiğimiz şey, ABD'nin, AB'nin mantığına da aykırı değildir. Yugoslavya'yı parçalayanlar, Çekoslovakya'yı ikiye bölenler, Irak için 3'lü yapıdan bahsedenler, herhalde dini farklı, dili farklı, tarihi farklı iki milleti zoraki bir araya getirmek istemezler ve istemeyeceklerdir. Yeter ki bizler bu oyunun içinde olmayalım. Son olarak şunu ifade edelim ki bir gün bir Molla Kasım çıkar ve hesap sorar!"
Kıbrıs millî dâvâdır
Türkiye'nin bu görüşmeler öncesinde sahaya 3-0 mağlup çıkmış ve yenilgisi hükmen tescillenmiş bir takım görüntüsü verdiğini ifade eden, bu görüntünün niyetlerden başlayarak derhal düzeltilmesinin, Kıbrıs'ın telafisi olmayan yolda sokulduğu tünelin, son çıkış noktası olduğunu belirten BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle konuştu:
"Aksi takdirde Kıbrıs kaybedilecek ve Kıbrıs'ın kaybedildiği nokta, Anadolu topraklarının da elimizden akacağı, kötü günlerin başlangıcı olacaktır. Bu kötü finali yazanlar, bu kötü günlerin hazırlayıcıları, şunu hiç bir zaman unutmasınlar ki, Kıbrıs bu ülkenin milli dâvâsıdır. Milli dâvâ demek uğruna kan akıtılan, şehit verilen topraklar demektir. Milli dâvâya alelade bir konu olarak bakılamaz ve o dereceye düşürülemez. Buna ne tarih ne de bu toprakların gerçek temsilcileri müsaade eder. Unutmayalım ki bu ülke Kıbrıs'ı 500 yıldır kendinden sayıyor ve en azından yarım asırdır 'milli dâvâ' gözüyle bakıyor. Milli dâvâ, bir gecede ya da tiyatroya dönüştürülen 1 aylık görüşmelerde mahiyet değiştiremez ve kaybedilemez. Unutmayalım ki bu medeniyetin bir geleneği vardır. Savaşla kazanılmış topraklar, savaşmadan terk edilemez. Bunun aksine bir tek örnek yoktur. Musul Kerkük'ün Misak-ı Milli hudutları dahilinde olduğunu unutmayın. Dolayısıyla Kıbrıs'ın masada teslim edilebileceğini hiç kimse aklından bile geçirmesin!"
Aslolan KKTC'yi dünyaya tanıtmaktır
Kıbrıs konusunda yaşanmakta olanların tarihî bir dönemeç özelliği taşıdığına işaret eden BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, bu tarihî günlere binaen milletimize şu sözü verdi: "Kıbrıs'ta çözüm 1974 yılında bulunmuştur. Bundan sonra yapılacak şey, uğruna 10 bin şehit verilen o toprakları Rum'a teslim etmek değil, KKTC'ni dünyaya tanıtmaktır. BTP iktidarının ilk icraatlarından biri bu olacaktır. KKTC'nin Kuzey Afrika'dan Balkanlar'a, Ortaasya'dan Çin'e kadar tanınmasını sağlayacağız."
"KKTC'ni tanımaya hazır çok sayıda ülkenin bizzat Türk hükümetleri tarafından engellendiğini biliyoruz" diyen Prof. Dr. Haydar Baş, KKTC'ni dünyaya tanıtma gereğinin gerekçesini de şöyle dile getirdi: "Bağımsız bir iktidar, tanınmanın önünü açar ve çeyrek asırdır meclisiyle, cumhurbaşkanıyla, seçimleriyle, anayasasıyla, gün görmüş milletiyle tam bir devlet gibi yaşayan ve davranan KKTC'nin dünya devletler ailesi içinde çoktan hak ettiği şerefli yeri almasını sağlar. Ayrıca şunu da söyleyelim ki, söz verdiğimiz şey, ABD'nin, AB'nin mantığına da aykırı değildir. Yugoslavya'yı parçalayanlar, Çekoslovakya'yı ikiye bölenler, Irak için 3'lü yapıdan bahsedenler, herhalde dini farklı, dili farklı, tarihi farklı iki milleti zoraki bir araya getirmek istemezler ve istemeyeceklerdir. Yeter ki bizler bu oyunun içinde olmayalım. Son olarak şunu ifade edelim ki bir gün bir Molla Kasım çıkar ve hesap sorar!"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.