40 milyar dolar, Ukrayna-Rusya, doktorlara çekilen rest, Herzog gibi gündemlerin altında kaldı. Yağ her zaman üste çıksa da ben yine 40 milyar doları biraz ısıtmak istiyorum.
Malum Ukrayna'da beklenen savaş başladı. 23 Şubat'ta 13 buçuk seviyesinde olan 1 dolar 24 Şubat'ta 14'ü aştı.
Tabi piyasada telaş başladı. Hükümet ise sakindi. Ekranlarda yükselişin devam edeceği konuşurken dolar 23 Şubat'taki seviyesine döndü.
Nasıl döndü? Akıllandı mı? Yoksa kur korumalı mevduat sisteminden mi korktu? Öyle olsaydı bugün dolar 15 TL'yi zorlamazdı.
Peki, ne oldu o zaman? En kısa cevabı 20 Aralık'ta olan 23 Şubat'ta da oldu.
İsmi meçhul bir yetkili Reuters'aşu bilgiyi veriyor:"Kamuda geçen hafta sadece bir günde 2,5 milyar dolar satıldı, toplamda (geçen hafta) 4 milyar doları geçti. Ukrayna-Rusya savaşının etkisi günden güne artarak hissedilebilir" dedi.
Bu müdahale iddiası ekranlara yansıdı ama şu ana kadar herhangi bir yalanlama açıklaması da yapılmadı.
Haliyle ilk aklıma gelen 20 Aralık gecesi ve BTP Lideri Hüseyin Baş'ın 40 milyar dolar, çıkışı oldu.
Kaba hesapla 13,5'ten 14 küsura çıkan yani 1 liranın altında artan kuru geri döndürmek için 4 milyar dolar piyasaya sürülmüşse 18,35 olan kuru 11'e döndürmek için kaç milyar dolar sürülmesi lazım?
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş ne demişti?
"Piyasaya yerli biri tarafından en az 40 milyar dolar döviz sürüldü. Gerisi hikaye. O zaman 5 soru:
Kim bu kadar dövizin sahibi? Bu zamana kadar neredeydi? Bu kadar paraya nasıl sahip oldu? Parasını ne zaman geri çekecek? Parayı neyin hazırlığı için piyasaya sürdü".
Bakan Nurettin Nebati 20 Aralık sonrası yaptığı açıklamalarda; '20 Aralık gecesi kura hiçbir müdahalede bulunulmadı… Aklı başındaki bir finansör, Türkiye'de bu işlerin bir şekilde döneceğini bilir. Ama çarpılan kim oldu? Küçük yatırımcılar."
Amma!
20 Aralık gecesi piyasaya müdahale edildiğini bizzatSayın Erdoğan bir açılış töreninde açıkladı: "Kur spekülasyonu denilen bir olayla karşı karşıya kaldık ve bunu bir saatte atıverdik".
İspatı ise TBMM'de gerçekleşti. 20 Aralık'ta yaşanan döviz kuru hareketliliği ile ilgili TBMM Başkanlığı'na araştırma önergesi sunuldu. AKP ve MHP araştırmaya gerek yok, deyip reddettiler.
Müdahale yoksa sorunda yok. Artı muhalefete karşı iyi bir propaganda başlığı. Neden reddettiler?
Haliyle bir daha soruyorum: Kim o, 40 milyar doların sahibi?
Suriye
Taliban ile görüştüler. Ermenistan ile diyaloğa geçtiler. Birleşik Arap Emirlikleri ile dost oldular. Ukrayna-Rusya arasında adeta barış meleği rolüne soyundular.
En son İsrail Cumhurbaşkanı Herzog'a da halı serdiler, kucaklaştılar, barış mesajları verdiler.
Ya Suriye! Ya Esad! Yıllardır sorduğumuz: Esad ile Suriye ile neden barışmıyorsunuz, sorusunun cevabını neden vermiyorlar?
Ekranlara bakıyorum, dış politikaya övgülerin sonu gelmiyor. Müthiş bir diplomasi trafiği yürütülüyormuş.
Bu diplomasi trafiği, Suriye başlığında polis kontrol noktasına mı takılıyor? Kırmızı ışık hiç mi yeşile dönmüyor? Meclisteki muhalefet partileri neden bu hayati konuyu sıcak tutmuyor?
Bir televizyon programında Suriyeliler konusun giren BTP Lideri Hüseyin Baş dünü örnek gösterdi, bugünü anlattı ve yarını gösterdi.
Sayın Baş şöyle diyordu: "Her yer Suriyeli mülteci. Niye, o ülke paramparça ama biz değiliz?
Çünkü bu ülkede bir Atatürk farkı var. Atatürk, bize bir Cumhuriyet bıraktı, demokrasi bıraktı, tek bilek tek yürek bir millet yaptı bizi.
Millet olma bilincimizi müdafaa ve muhafaza ettiğimiz sürece hiç kimse bizi parçalayamayacak ama biz bunu unutursak, birbirimizle kavgaya dalarsak hiç kuşkunuz olmasın en fazla 15 sene sonra Suriye ne yaşadıysa aynısını belki siz yaşamazsınız ama sizin çocuklarınız yaşar.
İşte bütün bunların önüne geçmek istiyorsak bir olacağız, beraber olacağız, kardeş olacağız, yarınımızı düşüneceğiz.
Ben 2090'da ülke nasıl olacak diyorum, bunların derdi ülkeyi 1990'ya götürmek. Arada yüz yıl var, bunu göremiyor musunuz?
O yüzden Hüseyin Baş diyeceksiniz, o yüzden Bağımsız Türkiye Partisi diyeceksiniz ve hep birlikte bu ülkeyi Atatürk'ün de hedef gösterdiği gibi muasır medeniyetler seviyesine hatta daha ilerisine hep birlikte taşıyacağız" dedi.
Suriye'nin Suriyelilere, Türkiye'nin de, bizlere ihtiyacı vardır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Niccolo Machiavelli, Joseph Goebbels ve biz / 27.01.2025
- Peygamberimiz ile ilk namaz ve Miraç / 26.01.2025
- Kişisel haklar, adalet ve AKP / 25.01.2025
- ‘Kürt sorunu’ tabiri kime aittir? / 24.01.2025
- Atatürk paydasından Kuva-yi Milliye ittifakı şarttır / 23.01.2025
- Tek adamı ayakta tutan tek adamlar / 22.01.2025
- Sayın Erdoğan ‘devletin dini adalettir’ dedi / 20.01.2025
- Neden BTP? / 19.01.2025
- Milletin derdine gelecek olursak! / 18.01.2025
- Soykırımda ikinci safha ve Suriye / 17.01.2025
- Peygamberimiz ile ilk namaz ve Miraç / 26.01.2025
- Kişisel haklar, adalet ve AKP / 25.01.2025
- ‘Kürt sorunu’ tabiri kime aittir? / 24.01.2025
- Atatürk paydasından Kuva-yi Milliye ittifakı şarttır / 23.01.2025
- Tek adamı ayakta tutan tek adamlar / 22.01.2025
- Sayın Erdoğan ‘devletin dini adalettir’ dedi / 20.01.2025
- Neden BTP? / 19.01.2025
- Milletin derdine gelecek olursak! / 18.01.2025
- Soykırımda ikinci safha ve Suriye / 17.01.2025