Vatikan muhipleri
BM Medeniyetler İttifakı İştirakçiler Forumu, İstanbul'da düzenlendi. Forumda Lübnan Başbakanı Necip Mikati'nin medeniyeti 'ezan sesleri ile kilise çanlarının birbirine karışması' olarak tanımlaması dikkat çekti
01.06.2012 00:00:00
RECEP BAHAR - İSTANBUL
İspanya'nın ekonomik kriz nedeniyle aradan çekilmesiyle Türkiye'nin tek başına götürdüğü 'bir Vatikan projesi' olan, Vatikan'ın hayata geçirdiği 'dinlerarası diyalog' faaliyetlerinin devamı olan Birleşmiş Milletler (BM) Medeniyetler İttifakı İştirakçiler Forumu, bir kez daha İstanbul'da düzenlendi. İlk kez 2005 yılında Başbakan Erdoğan ile dönemin İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero tarafından hayata geçirilen foruma, ülkesindeki ekonomik kriz nedeniyle İspanya Başbakan Yardımcısı Garcia Margallo'nun katılmadığı öne sürüldü. Oysa kulislerde geçen yıl Kasım ayında İspanya'da iş başına gelen Mariano Rajoy başbakanlığındaki 'muhafazakar eğilimli' yeni hükümetin bu projeden çekilmek istediği konuşuluyor.
Foruma Lübnan Başbakanı Necip Mikati'nin konuşması damgasını vurdu. Yaklaşık 3 milyar dolar serveti olan ve Sünni bir aileden gelen Mikati, din ve imanın evin içerisinde olduğunu, evin dışındaki her şeyi ise ahlak ve iyi ilişkiler olarak tercüme ettiklerini ifade ederek, "Bizim için de din budur" dedi. Medeniyet tanımı da yapan Mikati, "Ezan sesleri ve kilise çanları birbirine karışıyorsa işte 'medeniyet budur' demekteyiz" ifadesini kullandı. Bu sözler Arap dünyasının bir bölümünün ne hale geldiğini gözler önüne seriyor.
Katar'dan tam destek
Katar'ın Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Halid Bin Muhamed El-Etiye de yıllardır böyle bir ittifaka ve dayanışmaya ihtiyaç duyulduğunu bildiklerini belirterek, Medeniyetler İttifakı'na desteklerinin süreceğini vurguladı. Projelerin finansmanı konusunda daha hızlı hareket edilmesi gerektiğini söyleyen El-Etiye, sivil toplum kuruluşları ve gençlerin sürece dahil edilmesinin önemine işaret etti. Siyasi taahhütlerin önem taşıdığını vurgulayan El-Etiye, "Medeniyetler İttifakı'nın bir anlamı var. Sadece para bağışlayan ülkelere söz hakkı vermek değil, farklı yönleriyle her şekilde katkıda bulunan insanlara eşit söz hakkı vermemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı. İspanya Dışişleri Bakanlığı Devlet Sekreteri Gonzalo de Benito da özel sektörün de sürece dahil edilmesi gerektiğini savundu.
Suudi Arabistan kesenin ağzını açtı!
Suudi Arabistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Abduaziz bin Abdullah bin Abdulaziz ise farklı medeniyetler arasında bazı tarihi, siyasi ve sosyal sebeplerden dolayı bir güvensizlik ve olumsuz fikirlerin bulunduğunu, bunu aşmak için de hükümetlerin ve sivil toplum kuruluşlarının çaba harcaması gerektiğini söyledi.
Dünyada barış, istikrar ve uyum sağlanması için Medeniyetler İttifakı'nı desteklediklerini, halklar arasında yakınlaşmayı amaçladıklarını ifade eden Abdulaziz, Suudi Arabistan olarak 1 milyon dolar katkıda bulunacaklarını açıkladı.
Medeniyetler İttifakı İştirakçiler Forumu'na Başbakan Erdoğan'ın yanı sıra BM Genel Sekreteri Ban Ki-Mun, Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili, Burundi Devlet Başkanı Pierre Nkurunziza, Brezilya Devlet Başkan Yardımcısı Michel Temer, Yemen Başbakanı Muhammed Salim Muhammed Basendva ve Lübnan Başbakanı Necip Mikati katıldı.
Forumun destekçileri Suriye karşıtları!
Medeniyetler İttifakı'nın ilk forumu 15 - 16 Ocak 2008 tarihinde İspanya'da Madrid'de düzenlendi. Foruma 79 ülkeden 900 kişi katılmıştı. Forumda özellikle Katar ön plana çıkmıştı. İkinci forum ise 6-7 Nisan 2009'da İstanbul'da düzenlendi. Bu foruma Türkiye'ye resmi ziyaret yapan Obama'nın da katılması bekleniyordu ama o Afganistan'daki işgalci ABD askerlerini ziyaret etmeyi tercih etti. Üçüncü forum ise 27-29 Mayıs tarihlerinde Brezilya'da Rio de Janeiro'da düzenlendi. Geçen yıl ise forum yapılmadı. İstanbul'da yapılan forum ise genel değil sadece 'iştirakçiler forumu' olarak düzenlendi. Medeniyetler İttifakı projesine en ciddi maddi katkıyı Katar, Suudi Arabistan ve Kuveyt yapıyor. Söz konusu ülkeler aynı zamanda Suriye'deki Esad yönetimini devirmek için çaba sarfediyor. Nitekim adeta Suriye karşıtlığına dönüşen forumda BM Genel Sekreteri Ban Ki-Mun ile Başbakan Erdoğan'ın verdiği mesajlar da bu tezi güçlendiriyor.