Ahıskalılar Vakfı Başkanı Mehmet Oğuz, gazetemize yaptığı açıklamada, 1944 yılında Stalin tarafından zorla göç ettirilen, 59 yıldır da "vatansız" kimlikleriyle dünyanın dört bir yanına savrulan Ahıskalı Türklerin sorunlarını dile getirdi.
Sovyetler ayıbını
Gürcistan düzeltmeli
Amaçlarının, 400 yıllık öz vatanları Ahıska'ya dönmek, dağınıklıktan kurtulup bütün aile fertleri ile bir arada insanca yaşamak olduğunu söyleyen Mehmet Oğuz, "İstiyoruz ki Sovyet rejiminin işlediği ayıbı Gürcistan düzeltsin" diyerek şöyle devam etti: "Fakat Gürcistan, 1999'da Avrupa Konseyi'ne üye olurken verdiği sözü tutmadı, tutmuyor. Gürcistan, Avrupa Konseyi'ne girerken Stalin tarafından zorla göç ettirilen Ahıskalı Türklerin vatanlarına dönmesiyle ilgili yasal çerçeveyi iki yıl içinde oluşturmayı, üç yıl içinde dönüş sürecini başlatmayı, 12 yıl içinde de tamamlamayı taahhüt etmişti. Hatta 5 bin ailenin dönüş ve yerleşimi için AB'den para da aldı. Fakat gerekeni yapmadı. Neredeyse AB yardımı ile geçinen Gürcistan, bu taahhüdünün aksine şartlar ileri sürüyor. Gürcü adı soyadı almamızı istiyor. Ahıska'ya değil başka yerlere yerleştirmek istiyor."
Vatandaşlık işlemlerimiz hızlandırılsın
Büyük çoğunluğu Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Azerbaycan, Rusya Federasyonu olmak üzere yaklaşık 400 bin Ahıskalı Türk'ün, hayatlarını zor şartlarda sürdürdüklerini belirten Oğuz, Türkiye'de de yaklaşık 5 bin aile olup, bunların da büyük sorunları bulunduğunu ifade etti. Sorunların başında vatandaşlık ve sosyal güvenliğin geldiğini söyleyen Oğuz, yetkililerden bu sorunlarının bir an evvel çözüme kavuşturulması talebinde bulundu. Oğuz şöyle konuştu: "1992'de Ahıska Türklerinin Türkiye'ye kabulü için kanun çıktı. Daha sonra Bakanlar Kurulu kararları ile oturma ve çalışma müsaadesi verildi. Ekim 2003 tarihi itibariyle yine Bakanlar Kurulu kararı ile vatandaşlık hakkı elde ettik. Ama işler yavaş işliyor. Yetkililerden isteğimiz vatandaşlık haklarımızın verilmesinde yavaş işleyen bürokrasinin hızlandırılması. Bu hakkımıza kavuşursak sosyal güvenlikle ilgili sorunlarımız daha kolay çözülecek. Bunun için de devletimizden, Ahıskalı Türklerin geldikleri ülkelerde geçen çalışma sürelerinin Türkiye'deki hizmetlerine eklenmesi ve emekli aylıklarının transfer edilmesi için Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan nezdinde, sosyal güvenlik sözleşmesi gibi gerekli girişimleri süratlendirmesini istiyoruz."
Vatanın kıymetini bilin
Türkiye'nin çeşitli vilayetlerindeki Ahıskalı akrabalarına da seslenerek, "Türkiye'ye göçler devam ediyor. Dolayısıyla problemlerimiz bitmiyor. Onun için akrabalarınıza sahip çıkarak bu haklı davamıza sahip çıktığınızı gösterin" diyen Oğuz, 14 Aralık'ta seçimlerin yapılacak olması dolayısıyla iyice gündeme oturan KKTC'deki Türkler içinde Rumların peşine takılarak AB'ye girme hevesi uğruna vatanlarını yok saymaya varan tavırlar sergileyenlere "dünyada vatansızlığın ne demek olduğunu en iyi Ahıskalı Türkler bilir. Onun için vatanınızın kıymetini bilin" tavsiyesinde bulundu.
İstanbul'un kilidi Ahıska
16. yüzyılda Osmanlı topraklarına dahil edilen, "Vilayet-i Ahıska" olarak 250 yıl Osmanlı idaresinde kalan Ahıska, 1828'de Ruslar tarafından işgal edildi. 16 Mart 1921 Moskova Antlaşmasıyla Sovyet yönetimine bırakıldı. Sonradan "orada o kadar Türk varlığını bilmiyorduk" pişmanlığına yol açan bu bırakmadan sonra Ardahan ilimizin Posof ilçesine 12 km mesafedeki bu Müslüman Türk yurdunun sakinleri için çileli bir yolculuk başladı. 14 Mayıs 1944'te, Müslüman Çeçenler, Kırım Türkleri gibi onlar da Stalin vahşetinden nasibini aldı. Bir gecede vagonlara doldurularak Orta Asya'ya, Kazakistan çöllerine sürüldüler. 20 bin kişi yolda öldü. Ahıskalı Türkler ikinci sürgünü, 4 Haziran 1989'da, KGB'nin Özbek Türkleri ile Ahıskalı Türkleri birbirine düşürmesi ile yaşadı. Fergana olaylarından sonra 160 bin Ahıskalı Türk Özbekistan'ı terk etmek zorunda bırakıldı. Rusya'nın Krasnodar bölgesine giden 17 bin Ahıskalı Türk ise bugün üçüncü bir sürgünle karşı karşıya. Sovyet pasaportlarının zamanı dolan bu Türklere Rusya yetkilileri yeni pasaport vermiyor ve başka yerlere göndermek istiyor. Yaklaşık 30 bin kadar da Türkiye'de bulunan Ahıskalı Türkler, dünyadaki 4 binden fazla millet, halk ve etnik gurup içinde vatansız, bayraksız ve bazı yerlerde de kimliksiz olarak yaşayan tek topluluk özelliği taşıyor. Gürcistan'ın Türkiye hududunda bulunan Ahıska'nın % 70'inde ise bugün Ermeniler iskan edilmiş bulunuyor. Ermeniler, Dağlık Karabağ'da oynadıkları oyunu burada da oynamak istiyor. Ermeniler bu oyunda da başarılı olursa, Türkiye'nin, Türkî Cumhuriyetlerle tek bağlantı yolu da kesilmiş olacak.
Türkiye için önemini, Ahıska, 1828'de Rusların eline geçince bir halk şairi şöyle dile getiriyordu:
"Ahıska gül gibi gitti
Bir ehl-i dil idi gitti
Söyleyin Sultan Mahmud'a
İstanbul kilidi gitti."
Sovyetler ayıbını
Gürcistan düzeltmeli
Amaçlarının, 400 yıllık öz vatanları Ahıska'ya dönmek, dağınıklıktan kurtulup bütün aile fertleri ile bir arada insanca yaşamak olduğunu söyleyen Mehmet Oğuz, "İstiyoruz ki Sovyet rejiminin işlediği ayıbı Gürcistan düzeltsin" diyerek şöyle devam etti: "Fakat Gürcistan, 1999'da Avrupa Konseyi'ne üye olurken verdiği sözü tutmadı, tutmuyor. Gürcistan, Avrupa Konseyi'ne girerken Stalin tarafından zorla göç ettirilen Ahıskalı Türklerin vatanlarına dönmesiyle ilgili yasal çerçeveyi iki yıl içinde oluşturmayı, üç yıl içinde dönüş sürecini başlatmayı, 12 yıl içinde de tamamlamayı taahhüt etmişti. Hatta 5 bin ailenin dönüş ve yerleşimi için AB'den para da aldı. Fakat gerekeni yapmadı. Neredeyse AB yardımı ile geçinen Gürcistan, bu taahhüdünün aksine şartlar ileri sürüyor. Gürcü adı soyadı almamızı istiyor. Ahıska'ya değil başka yerlere yerleştirmek istiyor."
Vatandaşlık işlemlerimiz hızlandırılsın
Büyük çoğunluğu Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Azerbaycan, Rusya Federasyonu olmak üzere yaklaşık 400 bin Ahıskalı Türk'ün, hayatlarını zor şartlarda sürdürdüklerini belirten Oğuz, Türkiye'de de yaklaşık 5 bin aile olup, bunların da büyük sorunları bulunduğunu ifade etti. Sorunların başında vatandaşlık ve sosyal güvenliğin geldiğini söyleyen Oğuz, yetkililerden bu sorunlarının bir an evvel çözüme kavuşturulması talebinde bulundu. Oğuz şöyle konuştu: "1992'de Ahıska Türklerinin Türkiye'ye kabulü için kanun çıktı. Daha sonra Bakanlar Kurulu kararları ile oturma ve çalışma müsaadesi verildi. Ekim 2003 tarihi itibariyle yine Bakanlar Kurulu kararı ile vatandaşlık hakkı elde ettik. Ama işler yavaş işliyor. Yetkililerden isteğimiz vatandaşlık haklarımızın verilmesinde yavaş işleyen bürokrasinin hızlandırılması. Bu hakkımıza kavuşursak sosyal güvenlikle ilgili sorunlarımız daha kolay çözülecek. Bunun için de devletimizden, Ahıskalı Türklerin geldikleri ülkelerde geçen çalışma sürelerinin Türkiye'deki hizmetlerine eklenmesi ve emekli aylıklarının transfer edilmesi için Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan nezdinde, sosyal güvenlik sözleşmesi gibi gerekli girişimleri süratlendirmesini istiyoruz."
Vatanın kıymetini bilin
Türkiye'nin çeşitli vilayetlerindeki Ahıskalı akrabalarına da seslenerek, "Türkiye'ye göçler devam ediyor. Dolayısıyla problemlerimiz bitmiyor. Onun için akrabalarınıza sahip çıkarak bu haklı davamıza sahip çıktığınızı gösterin" diyen Oğuz, 14 Aralık'ta seçimlerin yapılacak olması dolayısıyla iyice gündeme oturan KKTC'deki Türkler içinde Rumların peşine takılarak AB'ye girme hevesi uğruna vatanlarını yok saymaya varan tavırlar sergileyenlere "dünyada vatansızlığın ne demek olduğunu en iyi Ahıskalı Türkler bilir. Onun için vatanınızın kıymetini bilin" tavsiyesinde bulundu.
İstanbul'un kilidi Ahıska
16. yüzyılda Osmanlı topraklarına dahil edilen, "Vilayet-i Ahıska" olarak 250 yıl Osmanlı idaresinde kalan Ahıska, 1828'de Ruslar tarafından işgal edildi. 16 Mart 1921 Moskova Antlaşmasıyla Sovyet yönetimine bırakıldı. Sonradan "orada o kadar Türk varlığını bilmiyorduk" pişmanlığına yol açan bu bırakmadan sonra Ardahan ilimizin Posof ilçesine 12 km mesafedeki bu Müslüman Türk yurdunun sakinleri için çileli bir yolculuk başladı. 14 Mayıs 1944'te, Müslüman Çeçenler, Kırım Türkleri gibi onlar da Stalin vahşetinden nasibini aldı. Bir gecede vagonlara doldurularak Orta Asya'ya, Kazakistan çöllerine sürüldüler. 20 bin kişi yolda öldü. Ahıskalı Türkler ikinci sürgünü, 4 Haziran 1989'da, KGB'nin Özbek Türkleri ile Ahıskalı Türkleri birbirine düşürmesi ile yaşadı. Fergana olaylarından sonra 160 bin Ahıskalı Türk Özbekistan'ı terk etmek zorunda bırakıldı. Rusya'nın Krasnodar bölgesine giden 17 bin Ahıskalı Türk ise bugün üçüncü bir sürgünle karşı karşıya. Sovyet pasaportlarının zamanı dolan bu Türklere Rusya yetkilileri yeni pasaport vermiyor ve başka yerlere göndermek istiyor. Yaklaşık 30 bin kadar da Türkiye'de bulunan Ahıskalı Türkler, dünyadaki 4 binden fazla millet, halk ve etnik gurup içinde vatansız, bayraksız ve bazı yerlerde de kimliksiz olarak yaşayan tek topluluk özelliği taşıyor. Gürcistan'ın Türkiye hududunda bulunan Ahıska'nın % 70'inde ise bugün Ermeniler iskan edilmiş bulunuyor. Ermeniler, Dağlık Karabağ'da oynadıkları oyunu burada da oynamak istiyor. Ermeniler bu oyunda da başarılı olursa, Türkiye'nin, Türkî Cumhuriyetlerle tek bağlantı yolu da kesilmiş olacak.
Türkiye için önemini, Ahıska, 1828'de Rusların eline geçince bir halk şairi şöyle dile getiriyordu:
"Ahıska gül gibi gitti
Bir ehl-i dil idi gitti
Söyleyin Sultan Mahmud'a
İstanbul kilidi gitti."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.