"Vatandaşlık ve İkametin Yatırım Yoluyla Kötüye Kullanımı" raporuna Türkiye de girdi
Raporda, söz konusu yatırım programlarında koruma önlemleri bulunmadığı için kötüye kullanımın arttığı ve kara para aklama ve yolsuzluk olaylarının, asıl amacı baltaladığı, ülkelerin de itibarını kırdığı tespitine yer veriliyor.
06.12.2023 07:09:00
Haber Merkezi/T24
Haber Merkezi/T24





Türkiye'de emlak satın alma yoluyla vatandaşlık verilmesi uygulaması tartışılmaya devam edilirken, OECD'nin kara para ile mücadele birimi olan TAFT'ın raporunda da Türkiye'ye bir bölüm ayrıldığı ortaya çıktı.
2021'de gri listeye giren Türkiye, emlak alımı yoluyla vatandaşlık satışı yapan ülkeler arasında yer alama devam ediyor.
Konuyu köşesine taşıyan T24 yazarı Çiğdem Toker, TAFT'ın hazırladığı söz konusu raporda öne çıkan detayları aktardı.
Toker'in yazısındaki ilgili bölüm şöyle:
Sanal varlık hâlâ sorun
Türkiye'nin gri listede kalmasına yol açan sebep sayısı birden fazla idi. Hazine ve Maliye Bakanlığı'na Mehmet Şimşek'in atanmasının ardından, yapılan düzenlemeler ile gerekçe sayısı bire indirildi. O da sanal varlıklar, daha doğrusu kripto paraları da içine alan sanal varlıkların kara para aklamada kullanılmamasını sağlayacak ayrıntılı düzenlemeleri kapsıyor.
Bir ülkenin gri listede olmasının en önemli sonuçlarından biri de o ülkenin yatırım yapılabilirlik açısından alt sıralara düşmesi oluyor.
Bu raporlamayı yapan FATF, geçen ay çok önemli bir çalışma daha hazırladı. Bünyesi altında olduğu OECD ile ortak bir program şeklinde hazırlanan bu rapor geçtiğimiz günlerde yayımlandı.
Yolsuzluklara açık alan
Türkiye'yi de özellikle son vakalar dikkate alındığında yakından ilgilendiren daha doğrusu ilgilendirmesi gereken bu raporun başlığı:
"Yatırım Yoluyla Vatandaşlığın ve İkametin Kötüye Kullanımı"
(Misuse of Citizenship and Residency by Investment Programmes)
Bu ortak raporun; bir ülkenin yatırım çekmek amacıyla yabancı uyruklu kişilere vatandaşlık vermesinin, emlak alımını, ikameti kolaylaştırmasının ve emlak alımı yoluyla da vatandaşlık sağlamasının yol açtığı yolsuzluk, rüşvet, karapara gibi mali suçları arttırması üzerine hazırlandığını belirtelim. Raporda "yatırım göçü" programlarının popülaritesi arttıkça, yasadışı aktörlerin bunları kendi çıkarlarına kullanımının yaygınlaştığı tespiti yer alıyor.
Özellikle yatırım amaçlı vatandaşlığın çok süratli verilmesinin illegal aktörler için çok çekici olduğu vurgulanıyor.
İlk amaç tehdit farkındalığı
Raporun girişinde amaçlar şöyle sıralanıyor:
- Vatandaşlık ve emlak yoluyla yatırım sağlamadan kaynaklanan mali suç tehditlerinin
- Yasadışı aktörlerin istismar ettiği bu programlardaki güvenlik açıklarının anlaşılması
- Vatandaşlık ve emlak yoluyla yatırım davet eden bu programlarda biriken "risk stokunu" azaltmak
- Riskleri azaltmak için de yeni araçlar belirlemek
Pasaport satışı ve milli gelir
Ülkelerin doğrudan yabancı yatırımı çekmek üzere, program hazırlayıp sunmalarının "finansman kaynağı" haline geldiğinin altı çiziliyor. Yani yabancı sermaye çekmenin yanı sıra, belki ondan da önemli olarak, bütçe geliri olarak dikkate alındığı vurgulanıyor.
Çarpıcı bir örnek: Rapora göre, vatandaşlık veren pasaport satışlarının 2016 yılında Dominik Cumhuriyeti'nin Milli Gelir'inin üçte birini oluşturmuş.
Vatandaşlık ve İkametin Yatırım Yoluyla Kötüye Kullanımı raporuna katkı veren ülkeler arasında Türkiye'nin de yer aldığını belirtelim. Raporda, söz konusu yatırım programlarında koruma önlemleri bulunmadığı için kötüye kullanımın arttığı ve kara para aklama ve yolsuzluk olaylarının, asıl amacı baltaladığı, ülkelerin de itibarını kırdığı tespitine yer veriliyor.
2021'de gri listeye giren Türkiye, emlak alımı yoluyla vatandaşlık satışı yapan ülkeler arasında yer alama devam ediyor.
Konuyu köşesine taşıyan T24 yazarı Çiğdem Toker, TAFT'ın hazırladığı söz konusu raporda öne çıkan detayları aktardı.
Toker'in yazısındaki ilgili bölüm şöyle:
Sanal varlık hâlâ sorun
Türkiye'nin gri listede kalmasına yol açan sebep sayısı birden fazla idi. Hazine ve Maliye Bakanlığı'na Mehmet Şimşek'in atanmasının ardından, yapılan düzenlemeler ile gerekçe sayısı bire indirildi. O da sanal varlıklar, daha doğrusu kripto paraları da içine alan sanal varlıkların kara para aklamada kullanılmamasını sağlayacak ayrıntılı düzenlemeleri kapsıyor.
Bir ülkenin gri listede olmasının en önemli sonuçlarından biri de o ülkenin yatırım yapılabilirlik açısından alt sıralara düşmesi oluyor.
Bu raporlamayı yapan FATF, geçen ay çok önemli bir çalışma daha hazırladı. Bünyesi altında olduğu OECD ile ortak bir program şeklinde hazırlanan bu rapor geçtiğimiz günlerde yayımlandı.
Yolsuzluklara açık alan
Türkiye'yi de özellikle son vakalar dikkate alındığında yakından ilgilendiren daha doğrusu ilgilendirmesi gereken bu raporun başlığı:
"Yatırım Yoluyla Vatandaşlığın ve İkametin Kötüye Kullanımı"
(Misuse of Citizenship and Residency by Investment Programmes)
Bu ortak raporun; bir ülkenin yatırım çekmek amacıyla yabancı uyruklu kişilere vatandaşlık vermesinin, emlak alımını, ikameti kolaylaştırmasının ve emlak alımı yoluyla da vatandaşlık sağlamasının yol açtığı yolsuzluk, rüşvet, karapara gibi mali suçları arttırması üzerine hazırlandığını belirtelim. Raporda "yatırım göçü" programlarının popülaritesi arttıkça, yasadışı aktörlerin bunları kendi çıkarlarına kullanımının yaygınlaştığı tespiti yer alıyor.
Özellikle yatırım amaçlı vatandaşlığın çok süratli verilmesinin illegal aktörler için çok çekici olduğu vurgulanıyor.
İlk amaç tehdit farkındalığı
Raporun girişinde amaçlar şöyle sıralanıyor:
- Vatandaşlık ve emlak yoluyla yatırım sağlamadan kaynaklanan mali suç tehditlerinin
- Yasadışı aktörlerin istismar ettiği bu programlardaki güvenlik açıklarının anlaşılması
- Vatandaşlık ve emlak yoluyla yatırım davet eden bu programlarda biriken "risk stokunu" azaltmak
- Riskleri azaltmak için de yeni araçlar belirlemek
Pasaport satışı ve milli gelir
Ülkelerin doğrudan yabancı yatırımı çekmek üzere, program hazırlayıp sunmalarının "finansman kaynağı" haline geldiğinin altı çiziliyor. Yani yabancı sermaye çekmenin yanı sıra, belki ondan da önemli olarak, bütçe geliri olarak dikkate alındığı vurgulanıyor.
Çarpıcı bir örnek: Rapora göre, vatandaşlık veren pasaport satışlarının 2016 yılında Dominik Cumhuriyeti'nin Milli Gelir'inin üçte birini oluşturmuş.
Vatandaşlık ve İkametin Yatırım Yoluyla Kötüye Kullanımı raporuna katkı veren ülkeler arasında Türkiye'nin de yer aldığını belirtelim. Raporda, söz konusu yatırım programlarında koruma önlemleri bulunmadığı için kötüye kullanımın arttığı ve kara para aklama ve yolsuzluk olaylarının, asıl amacı baltaladığı, ülkelerin de itibarını kırdığı tespitine yer veriliyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.