Duymamış olanlar için tekrar edelim; Necip Fazıl Kısakürek'in son yirmi yılını içinde geçirdiği İstanbul/Erenköy'deki ev yerle bir edilmiş ve yerine gökdelen dikilmesi için betonlaştırma seferberliği başlamış.Haberi ilk duyduğumda Üstad'ın "Utansın" adlı şiirini hatırladım, buyurun:Tohum saç, bitmezse toprak utansın! Hedefe varmayan mızrak utansın! Hey gidi Küheylan, koşmana bak sen! Çatlarsan, doğuran kısrak utansın! Eski çınar şimdi Noel ağacı; Dallarda iğreti yaprak utansın! Ustada kalırsa bu öksüz yapı, Onu sürdürmeyen çırak utansın! Ölümden ilerde varış dediğin, Geride ne varsa bırak utansın! Ey binbir tanede solmayan tek renk; Bayraklaşamıyorsan bayrak utansın!Türkçe'nin bu dev şairinin, "Çile" sahibi ve yazdığı eserleri üst üste yığsanız ortalama bir adamın boyunu aşacak olan dünya çapında bir kalem erbabının son yirmi yılını geçirdiği evin yıkılmış olması, bir müze olarak düzenlenip muhafaza edilememiş olması kimleri utandırmalıdır? Bu ayıptan ötürü kimler utanmalıdır? Bu suallere cevap olarak sıralayacağınız isimler uzunca bir liste oluşturabilir. Fakat en başta utanması gereken sayın Başbakandır. Çünkü, şöhret merdivenlerini bir bir adımlayıp Başbakanlığa kadar gelirken en büyük desteği Necip Fazıl'ın şiirlerinden almıştır. MSP'li yıllarda, sayın Erbakan'ın takdimciliğini yaptığı dönemlerde, "Sakarya Türküsü"nü ve "Zindandan Mehmed'e Mektup"u sayın Erdoğan'ın ağzından onlarca, belki yüzlerce defa dinleyenlerin sayısı milyonlarcadır.Miting meydanlarında ve salon toplantılarında yukarıdaki şiiri de sıkca okuyan; "Ustada kalırsa bu öksüz yapı/Onu sürdürmeyen çırak utansın" mısralarının üzerine basarak okuyan sayın Erdoğan, Başbakanlık makamında olduğu bir dönemde öksüz yapıya sahip çıkamamış ve utanması gerekenlerin başında yer almıştır.Eylül'de büyük bir tantana ile açılışı yapılacak olan Van'da Akdamar Adasındaki Ermeni kilisesinin tamiri için ayrılan beş trilyonun sadece birkaç damlası Necip Fazıl'ın evinin kurtarılıp müze yapılması için harcansaydı, milletçe suratımıza inen bu manevi tokattan ötürü bu mahcubiyeti yaşamazdık. Tekrar ediyorum ve iddia ediyorum, sayın Başbakan'ı, ilçe başkanlıklarından il başkanlığına, oradan belediye başkanlığına, oradan da başbakanlığa taşıyan en önemli faktör, Necip Fazıl'ın şiirlerini etkili bir biçimde okumasıdır. Şiirlerine basarak yüksel, zirveye çık ve evinin temeline kazmayı indir ya da çınar ağacını sök yerine noel ağacını dik, olacak şey mi?Eski çınar şimdi noel ağacı;Dallarda iğreti yaprak utansınKültür Bakanlığının bütçesinden sadece bir kilisenin tamiri için beş trilyon ayır, partine mensup vekillerden biri çıksın meclis kürsüsünden Nazım Hikmet'in şiirlerini okusun ve başbakanlığın döneminde Necip Fazıl gibi bir şairin, bir mütefekkirin, bir dava adamının yıllarını geçirdiği, binlerce sevenini, hayranını ağırladığı evi yerle bir olsun.Utansın.Kim utansın?Cevap Türk milletinin beyninde.Ne demişti Üstad:Pervane dediğin, ceraga gelir; Sular, kıvrım kıvrım, ırmağa gelir. Bülbül kovuldu mu dil bahçesinden, Gak gak, karga; vak vak, kurbağa gelir. O yön ki, ezelle ebed arası Ne sola kıvrılır, ne sağa gelir. Gam çekme, böyle gitmez bu devran, Nihayet sonuncu durağa gelir. Hasretle beklenen gelir mutlaka; Sultan fikir, sanlı otağa gelir. Yırtılır günesin kapkara zari, Dünyamız yepyeni bir cağa gelir. Füzeler kağnıya döner ve nöbet, Işıktan da hızlı Burama gelir. Gökyüzü, yeryüzü, helalleşirler, Nur, kaçtığı yerden toprağa gelir. Birleşir, kupkuru dalla yanık kok, Yemyeşil bir ışık, yaprağa gelir. Kalma nine burcundan çakar işaret; Millet, dalga dalga bayrağa gelir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025