Kürsüdeki adam, "Eskiden üç ekmek alan, şimdi beş ekmek alıyor," diye un akıtıyor. Yumurta çırpanlar, "Halk zenginleşmiş yav!" diye alkış tutuyor. Oysa Türkiye'de buğday üreticisine verilmeyen para, ithal buğdaya gidiyor. Besi hayvanı yetiştirenden esirgenen destek, ithal ete yatırılıyor. Pahalı krediler, düşük taban fiyatlarıyla köylüye, "Köyde kalma, tarım yapma!" deniyor. Kendi kendisini besleyebilen bir ülke, tarımsal yeterliliğini batırdı, yerine sanayi üretimini de koyamadı, artık borç harç ithal yiyor.Rekabete dayalı küresel ekonomi böyledir, tarım sektörünün küçülmesi gerek, deniyor. Oysa bu ekonomi modeli dünyayı da batırıyor, AB'yi de...Avrupa Birliği ile müzakereler başlayacak ve Türkiye'ye birliğin kendi içinde iflas ve mali kaynaklarını heba etmiş yanlış, ucube, işsizlik yaratan "tarım politikası" dayatılıyor. Fiyatları aşağı çekmek için uygulanan düşük kırsal nüfuslu yoğun (kimyasal) tarım modeli, AB ülkelerinde toprakaltını kirletti, suları zehirledi, inekleri delirtti, sebzeleri çıldırttı?Eskiden on köylüye istihdam sağlayan bir tarım etkinliğinde, bugün aynı etkinlik tek köylüye indirgeneliberi, işsiz kalan 9 köylü kentlere göç etti, başka bir alanda istihdam edilemedi ve sosyal yardımlarla sürünüyor, toplumun tortusunu oluşturuyor, zaten "işsiz" kalifye işçilerle birlikte patlamaya hazır varoşları dolduruyor. AB sübvansiyonlarının yüzde 40'ı işlenmeyen toprak ve çalıştırılmayan tarımcılara gidiyor. Küreselleşmenin belki de en acı sonucu, toplumların tabanını eriten ve işsizler ordusu yaratan bu tarım politikası er geç değişecek ve İngiltere'nin bastırmasıyla sübvansiyonlar da önemli ölçüde azaltılacak. AB'nin Türkiye'ye dayattığı, bence toplumsal barış açısından en tehlikeli politika, ne insan, ne azınlık hakları; tarım nüfusunun süratle azaltılmasını talep eden bu politika. Dünyanın her yerinde, ABD'de bile işsiz orduları yarattı. Yalnızca Çin uygulamıyor. Türkiye, zaten girdiği bu yolda devam ederse, köylü nüfusunun büyük bölümü kentlere akacak, istihdam edilemeyecek ve zaten kentleşme politikası anarşik büyük şehirler yeni "işsiz" göçüyle çökecek. Tarım sektörünü küçültmesine karşılık Türkiye'ye vaat edilen sübvansiyonlar önce azaltılacak, sonra büsbütün kesilecek. Çünkü bu arada AB, bizi soktuğu yanlış yoldan dönmüş ve yeni bir tarım politikası benimsemiş olacak. Ve Türkiye, topraklarından koparılıp kentlerde lümpenleşen işsiz köylü nüfusuyla baş başa kalacak!Mine G. Kırıkkanat
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.