Ümmü Seleme ve Hz. Aişe’den rivayetle Ehl-i Beyt
Ümmü Seleme (r. anha) dedi ki; Ey Allah’ın Elçisi! Yalnızca bu birkaç kişi mi? Yoksa ben, senin Ehl-i Beyt’inden değil miyim?
12.12.2021 00:50:00





Ebu Basir, İmam Cafer-i Sadık'tan (r.a) sahih bir rivayetle şöyle nakletmektedir; "Yüce Allah, ancak ve ancak siz ehl-i beyt'ten her türlü çirkinliği defetmek ve sizi tertemiz yapmak ister." (Ahzap s. 33)
Ayeti indiği zaman Ali, eşi ve çocukları Ümmü Seleme'nin evinde idiler. Hz. Peygamber (sav) onları bir parçanın altına alarak arz etti; "Allah'ım! Her peygamberin nübüvvetinin terazisi olan seçkin zümreden özel yakınları vardır. Bu terazi, benim nübüvvetimin içinde bu seçkin Ehl-i Beyti'mim dışında kimse değildir."
Bunun üzerine Ümmü Seleme (r. anha) dedi ki; Ey Allah'ın Elçisi! Yalnızca bu birkaç kişi mi? Yoksa ben, senin Ehl-i Beyt'inden değil miyim?
Resulullah (sav) cevaben şöyle buyurdu; "Benim, Ehl-i Beyt'im ve nübüvvetimin terazisi Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin'dir." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali eseri sh:6)
Hasin b. Semure, Zeyd b. Erkam'a; "Hz. Peygamberin (sav) hanımları da Ehl-i Beyt'ten midir, diye sorduğunda, Hz. Zeyd (r.a) şöyle dedi;
'Allah-u Teâlâ'ya ant olsun ki, hayır… Çünkü kadın, bir müddet eşiyle birlikte olur, boşanınca babasının evine döner ve babasının ailesine katılır. Böylece kocasından bütünüyle kopar.
Peygamberi Ekrem'in (sav) Ehl-i Beyt'i, kendisine sadaka verilmesinin haram olduğu kimselerdir. Onlar hangi eve gitseler, nereye gitseler Hz. Peygamberin Ehl-i Beyt'i olmaktan çıkmazlar." (İmam Ali sh:7)
Ümmü Seleme'den şöyle nakledilir; "Yüce Allah, ancak ve ancak siz Ehl-i Beyt'ten her türlü çirkinliği gidermek ve sizi tertemiz yapmak ister." Ayeti inince Resulullah, birini Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin'in peşine gönderdi ve "Bunlar benim Ehl-i Beyt'imdir" buyurdu." (İmam Ali sh:9)
Hz. Aişe (r.a) den nakledilir; "O (Ali) Resulullah'ın (sav) yanında insanların en sevimlisiydi. Ben, Resulullah'ın (sav) O'nu, Fatıma'yı, Hasan ve Hüseyin'i elbisesinin altına aldığını ve sonra "Allah'ım! Bunlar benim Ehl-i Beyt'imdir" dediğini gördüm." (İmam Ali sh:9)
Tathir ayeti nazil olduktan sonra İmam Ali'nin şöyle dediği rivayet ediliyor; bunun üzerine Resulullah (sav) buyurdu ki; Ya Ali! Bu ayet senin, iki torunum (Hasan ve Hüseyin) ve senin evlatlarından olan imamlar hakkında nazil olmuştur." (İmam Ali sh:10)
Müslim Sahihinde kendi senedi ile Hz. Aişe (r.a) şöyle nakleder; Resulullah (sav) üzerinde kıldan dokunmuş bir aba olduğu halde dışarı çıktı. O sırada Hasan b. Ali geldi. Onu abanın altına aldı. Hüseyin b. Ali geldi. Onu da abanın altına aldı. Sonra Fatıma geldi. Onu da banın altına aldı.
Daha sonra Ali geldi. Resulullah (sav) onu da abanın altına alarak, "Yüce Allah, ancak ve ancak siz Ehl-i Beyt'ten her türlü çirkinliği defetmek ve sizi tertemiz kılmak ister." Ayetini okudu. (İmam Ali sh.10)
Tirmizi Süneninde Ümmü Seleme' den (r.a) şöyle rivayet ediyor; "Resulullah (sav) abasını Hasan, Hüseyin, Ali ve Fatıma'nın üzerine örterek buyurdu ki; "Allah'ım! Bunlar benim Ehl-i Beyt'im ve yakınlarımdır. Onlardan her türlü kötülüğü gider ve onları tertemiz kıl."
Bunun üzerine Ümmü Seleme diyor ki; Bende onlardan mıyım Ya Resulullah (sav)! Diye sordum. Resulullah (sav); "Sen hayır üzeresin" buyurdu." (İmam Ali sh:10)
"De ki; Ben bu (peygamberliğimi tebliğime) karşılık, yakınlarıma sevgiden başka sizden hiçbir ücret istemiyorum." (Şura S. 23)
Bu ayet-i kerime Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin'i ve onların pak soyunu sevmek hususunda nazil olan "meveddet" ayetidir.
Nitekim İmam Şafii, Ehl-i Beyt'i sevmenin farz olduğunu işaret ederek şu beyitleri söylemektedir;
Al-i Muhammedi sevmek Rafızilikse eğer… Şahit olsun Rafıziliğime insanlar, cinler!
İmam Şafii daha sonra Ehl-i Beyt hakkında inen meveddet ayetini işaret ederek şöyle diyor; Ey Resulullah'ın Ehl-i Beyt'i! Sizin sevginiz farzdır Allah'ın indirdiği Kuranda da." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali eseri sh:14) H: Akın Aydın
Ayeti indiği zaman Ali, eşi ve çocukları Ümmü Seleme'nin evinde idiler. Hz. Peygamber (sav) onları bir parçanın altına alarak arz etti; "Allah'ım! Her peygamberin nübüvvetinin terazisi olan seçkin zümreden özel yakınları vardır. Bu terazi, benim nübüvvetimin içinde bu seçkin Ehl-i Beyti'mim dışında kimse değildir."
Bunun üzerine Ümmü Seleme (r. anha) dedi ki; Ey Allah'ın Elçisi! Yalnızca bu birkaç kişi mi? Yoksa ben, senin Ehl-i Beyt'inden değil miyim?
Resulullah (sav) cevaben şöyle buyurdu; "Benim, Ehl-i Beyt'im ve nübüvvetimin terazisi Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin'dir." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali eseri sh:6)
Hasin b. Semure, Zeyd b. Erkam'a; "Hz. Peygamberin (sav) hanımları da Ehl-i Beyt'ten midir, diye sorduğunda, Hz. Zeyd (r.a) şöyle dedi;
'Allah-u Teâlâ'ya ant olsun ki, hayır… Çünkü kadın, bir müddet eşiyle birlikte olur, boşanınca babasının evine döner ve babasının ailesine katılır. Böylece kocasından bütünüyle kopar.
Peygamberi Ekrem'in (sav) Ehl-i Beyt'i, kendisine sadaka verilmesinin haram olduğu kimselerdir. Onlar hangi eve gitseler, nereye gitseler Hz. Peygamberin Ehl-i Beyt'i olmaktan çıkmazlar." (İmam Ali sh:7)
Ümmü Seleme'den şöyle nakledilir; "Yüce Allah, ancak ve ancak siz Ehl-i Beyt'ten her türlü çirkinliği gidermek ve sizi tertemiz yapmak ister." Ayeti inince Resulullah, birini Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin'in peşine gönderdi ve "Bunlar benim Ehl-i Beyt'imdir" buyurdu." (İmam Ali sh:9)
Hz. Aişe (r.a) den nakledilir; "O (Ali) Resulullah'ın (sav) yanında insanların en sevimlisiydi. Ben, Resulullah'ın (sav) O'nu, Fatıma'yı, Hasan ve Hüseyin'i elbisesinin altına aldığını ve sonra "Allah'ım! Bunlar benim Ehl-i Beyt'imdir" dediğini gördüm." (İmam Ali sh:9)
Tathir ayeti nazil olduktan sonra İmam Ali'nin şöyle dediği rivayet ediliyor; bunun üzerine Resulullah (sav) buyurdu ki; Ya Ali! Bu ayet senin, iki torunum (Hasan ve Hüseyin) ve senin evlatlarından olan imamlar hakkında nazil olmuştur." (İmam Ali sh:10)
Müslim Sahihinde kendi senedi ile Hz. Aişe (r.a) şöyle nakleder; Resulullah (sav) üzerinde kıldan dokunmuş bir aba olduğu halde dışarı çıktı. O sırada Hasan b. Ali geldi. Onu abanın altına aldı. Hüseyin b. Ali geldi. Onu da abanın altına aldı. Sonra Fatıma geldi. Onu da banın altına aldı.
Daha sonra Ali geldi. Resulullah (sav) onu da abanın altına alarak, "Yüce Allah, ancak ve ancak siz Ehl-i Beyt'ten her türlü çirkinliği defetmek ve sizi tertemiz kılmak ister." Ayetini okudu. (İmam Ali sh.10)
Tirmizi Süneninde Ümmü Seleme' den (r.a) şöyle rivayet ediyor; "Resulullah (sav) abasını Hasan, Hüseyin, Ali ve Fatıma'nın üzerine örterek buyurdu ki; "Allah'ım! Bunlar benim Ehl-i Beyt'im ve yakınlarımdır. Onlardan her türlü kötülüğü gider ve onları tertemiz kıl."
Bunun üzerine Ümmü Seleme diyor ki; Bende onlardan mıyım Ya Resulullah (sav)! Diye sordum. Resulullah (sav); "Sen hayır üzeresin" buyurdu." (İmam Ali sh:10)
"De ki; Ben bu (peygamberliğimi tebliğime) karşılık, yakınlarıma sevgiden başka sizden hiçbir ücret istemiyorum." (Şura S. 23)
Bu ayet-i kerime Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin'i ve onların pak soyunu sevmek hususunda nazil olan "meveddet" ayetidir.
Nitekim İmam Şafii, Ehl-i Beyt'i sevmenin farz olduğunu işaret ederek şu beyitleri söylemektedir;
Al-i Muhammedi sevmek Rafızilikse eğer… Şahit olsun Rafıziliğime insanlar, cinler!
İmam Şafii daha sonra Ehl-i Beyt hakkında inen meveddet ayetini işaret ederek şöyle diyor; Ey Resulullah'ın Ehl-i Beyt'i! Sizin sevginiz farzdır Allah'ın indirdiği Kuranda da." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali eseri sh:14) H: Akın Aydın
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.