Üç ülke 'Dünya Ebru Günü'ne talip
Ebru sanatçısı Atilla Can, "Amerika, Çek Cumhuriyeti ve Hollanda bu yıl Dünya Ebru Günü'ne talip. Ben bu projeye başlarken 'Türkiye'deki sanatçıları yan yana getirebilir miyim?' diye düşünürken, bugün inanılmaz bir domino etkisi yaratarak dünyadaki sanatçıları bir araya getirmenin sevincini yaşıyorum" dedi
20.01.2016 00:00:00
Kasım 2014'te UNESCO "Dünya Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi"ne giren ebru sanatı, geleneksel Türk sanatları içerisinde UNESCO tarafından kabul görmüş ilk sanat olarak yerini aldı. Sanat dünyasında günlerce konuşulan bu başarının arkasında ise, bugüne kadar bu başarıyı dillendirmemiş bir isim, ebru sanatçısı Atilla Can var. Can, son dört yıldır Türkiye'nin çeşitli illerinde kutlanan "Dünya Ebru Günü" başarısıyla da tanınan bir sanatçı. Geçtiğimiz yıl Yalova'da düzenlenen bu günde, ebru ile yapılan "dünyanın en büyük Türk bayrağı"nın Guinness Rekorlar Kitabı'na girmesinin arkasındaki isim Atilla Can şöyle konuştu:
"Ebru sanatının evrensel bir sanat olduğunu hep hissediyordum. Çünkü atölyeme gelen farklı milletten insanlar ebru yaptığımda bu sanatın çok kıymetli bir sanat olduğunu söylerlerdi. Bir süre sonra aslında bu sanatın dünyada çok bilinmediğini ve bir şeyler yapılması gerektiğini, ebru sanatının bir iki kişinin tekelinde monopolleşmemesi gerektiğini düşündüm."
Miras listesine giren ebru sanatının dünyanın pek çok ülkesinde resmi olarak tanıtılacak olmasının sevincini yaşayan Atilla Can, ebrunun evrensel bir sanat olmasının ardından geleneksel sanatları icra eden sanatçıları harekete geçirdiğini, kendisini arayarak, izlediği yoldan UNESCO'ya başvurmak için çalışmalara başladıklarını belirterek, yakın zamanda çini sanatının aynı başarıya imza atmasını heyecanla beklediğini kaydediyor.
Can, UNESCO "zaferinin" henüz birinci yılı olduğuna dikkati çekerek, bu yıl yurt dışından 33 ülkeden davet geldiği bilgisini paylaşıyor.
"Bu yıl Dünya Ebru Günü'nün beşincisini yapacağız ve şimdiden projeye destek veren, eserleriyle katılmak isteyen birçok ülke var, heyecanımız ise hala ilk günkü gibi" diyen Can, bu ülkeler hakkında şu bilgiyi veriyor:
"Amerika, Çek Cumhuriyeti ve Hollanda bu yıl Dünya Ebru Günü'ne talip. Ben bu projeye başlarken 'Türkiye'deki sanatçıları yan yana getirebilir miyim?' diye düşünürken, bugün inanılmaz bir domino etkisi yaratarak dünyadaki sanatçıları bir araya getirmesinin sevincini yaşıyorum."
"Ebru sanatının evrensel bir sanat olduğunu hep hissediyordum. Çünkü atölyeme gelen farklı milletten insanlar ebru yaptığımda bu sanatın çok kıymetli bir sanat olduğunu söylerlerdi. Bir süre sonra aslında bu sanatın dünyada çok bilinmediğini ve bir şeyler yapılması gerektiğini, ebru sanatının bir iki kişinin tekelinde monopolleşmemesi gerektiğini düşündüm."
Miras listesine giren ebru sanatının dünyanın pek çok ülkesinde resmi olarak tanıtılacak olmasının sevincini yaşayan Atilla Can, ebrunun evrensel bir sanat olmasının ardından geleneksel sanatları icra eden sanatçıları harekete geçirdiğini, kendisini arayarak, izlediği yoldan UNESCO'ya başvurmak için çalışmalara başladıklarını belirterek, yakın zamanda çini sanatının aynı başarıya imza atmasını heyecanla beklediğini kaydediyor.
Can, UNESCO "zaferinin" henüz birinci yılı olduğuna dikkati çekerek, bu yıl yurt dışından 33 ülkeden davet geldiği bilgisini paylaşıyor.
"Bu yıl Dünya Ebru Günü'nün beşincisini yapacağız ve şimdiden projeye destek veren, eserleriyle katılmak isteyen birçok ülke var, heyecanımız ise hala ilk günkü gibi" diyen Can, bu ülkeler hakkında şu bilgiyi veriyor:
"Amerika, Çek Cumhuriyeti ve Hollanda bu yıl Dünya Ebru Günü'ne talip. Ben bu projeye başlarken 'Türkiye'deki sanatçıları yan yana getirebilir miyim?' diye düşünürken, bugün inanılmaz bir domino etkisi yaratarak dünyadaki sanatçıları bir araya getirmesinin sevincini yaşıyorum."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.