Türkiye'de hükümetlerin yürüttüğü dış politika maalesef cumhuriyet kurulduğundan bu yana birkaç ufak istisnanın dışında bağımsız olamamıştır. Dış politika bağımsız olamadığı, vesayetten kurtulamadığı için de Türkiye'nin bağımsızlığı sözde kalmanın ötesine geçememiştir. Dış politika eşittir iç politika, eşittir ekonomi, eşittir ülkenin geleceği.Bu silsilenin ispatı için delile gerek yok ama yine de sizlere birkaç örnek vereceğim. Kürt açılımı vaveylasının kopartıldığı haftalarda bir anda dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu sahneye çıkıp "Ermeni Açılımını" patlatmıştı. Ermeni açılımında epey yol aldırılan Ahmet Davutoğlu'nun ardından Başbakan Erdoğan ABD'de yaptığı temaslarda, oradaki dostlarıyla yaptığı faydalı istişareler sonucunda Ermeni açılımının tarihini açıklamıştı: 10 Ekim.Bugün bir aksilik çıkmazsa Ermenistan ile sınırların açılması başta olmak üzere Türkiye'nin Ermenistan'ı haksız Karabağ işgalinden alıkoymak için uyguladığı bütün politikalardan bir bir vazgeçeceği protokol imzalanacak.Ermenistan sınırı açılacak, ambargo kalkacak, diplomatik ilişki başlayacak, kısaca Ermenistan'a can suyu verilecek. Azeriler ne yapacak? Azeri Meclisinde Başbakan Erdoğan'ı verdiği sözlerden dolayı ayakta alkışladıklarıyla kalacaklar!Ermenistan ile imzalanacak protokole ABD Dışişleri Bakanı Hilary Clinton'ın katılacak olmasını "sürpriz katılım" olarak niteleyen bizim medyanın aklı nerede Allah aşkına!Böyle bir protokole ABD katılmayacak da Uganda mı katılacak. Bu protokole, bu protokolün mimarının katılmasından daha doğal bir şey olabilir mi. Ermeni protokolünün hemen ardından 14 Ekim'de de AB'nin Türkiye İlerleme Raporu açıklanacak. Raporda neler yok ki!Ermeni açılımı, Kürt açılımı, Ruhban okulu, Kıbrıs, Rumlara limanların açılması, ifade özgürlüğü, aklınıza gelebilecek bütün tehlikeli konular var bu raporda. 94 sayfaya sığdırabildiği kadar talimat sığdırmış Avrupalı. Karşılarında Türkiye gibi hazır kıt'a bekleyen bir ülke olduktan sonra?Hükümetin açılım faaliyetlerinden fazlasıyla memnun olan Avrupa, "hız kesmeden devam" talimatı veriyor. TRT şeş'in açılması, askeri mahkemelerin yeniden yapılandırılması Avrupa'nın hoşnut olduğu uygulamalar arasında.Ama?Rumlara limanların açılması, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nun henüz bağımsızlığına kavuşturulmamış olması, Ruhban Okulu'nun henüz açılmamış olması, patrikhanenin ekümenik statüsünün tanınmaması, dini azınlıkların hakları konusunda sorunlar yaşanıyor olması gibi konuları "bir an evvel çözün" diyor Avrupa! 94 sayfada ancak bunları anlatabiliyor Avrupa. Ama talepleri bunlarla sınırlı değil. Hükümetin itaatine göre çantadaki dosyaları bir bir çıkarıyorlar.Türkiye'nin dış politikası, iç politikası, sosyal politikası bizden çok onların gündemini işgal ediyor. Bütün bu raporlar, protokoller ve haberlere bakınca bu ülkeyi kimin yönettiğini daha iyi anlıyorsunuz değil mi?Türkiye'yi yönetmek sadece Türkiye'deki seçimlerde gerekli oyu almakla olmuyor, kendi ajandanızdan hareket etmeniz, boyun eğmemeniz, dik durmanız rest çekmeniz, yeri geldiğinde "geriye dön marş marş!" diyebilmeniz gerekiyor.İşte o zaman bu ülkeyi siz yönetirsiniz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012