ABD Hazine Bakanı Paul O'Neill, Türkiye'yi krize IMF'nin dolayısıyla üllkesinin ittiğini açıkladı! O'Neill, bu durumu şu çarpıcı sözlerle dile getirdi: "Aralık 1999'da dövizde çıpa sistemine göre yürürlüğe giren Türkiye'nin programın çökmesinden, en az hükümet kadar çıpa sistemini empoze eden IMF de sorumlu."
ABD Hazine Bakanı Paul O'Neill, Türkiye'yi iki kez krizin içine iten, dövizde çıpa sistemini ağır dille eleştirdi. O'Neill, The International Herald Tribune ve The Washington Post gazetelerinde yayınlanan demecinde, "ekonomisinde büyük dengesizlikler olup da sabit veya çıpa sistemine dayalı bir döviz kurunu korumayı başaran tek bir ülke bile bulunduğunu sanmıyorum" dedi.
Hazine Bakanı O'Neill, IMF ve Dünya Bankası ile işbirliğine giderek, Türkiye ekonomisini yerle bir ettikten sonra çıpa sistemine "eleştirmeye" devam etti: "Türkiye, önceki dönemde dövizde çıpa uygulamasını korumaya çalışırken akıntıya karşı kürek çekiyordu. Çıpa sistemi bir problem. Bunu uygulayan ülkelerin hemen tamamı, piyasa baskısı karşısında önceden belirlenmiş suni döviz kurunu korumak çabalarından vazgeçmek zorunda kaldı."
O'Neill, bu sözleriyle, Türkiye'nin bir önceki programının başarısızlığa uğramasında temel sorumluluğun çıpa sistemine ait olduğunu vurguladı.
Peki, çıpa sistemini Türkiye'ye empoze eden kim? IMF. IMF'nin yuları kimin elinde? ABD'nin!!!
IMF, dolayısıyla ABD sorumlu
IMF, Kasım'daki ilk kriz öncesinde ve sırasında gerekli önlemleri almayan Türk hükümetini hep suçladı. Musibetin esas sebebi olan çıpa sistemini Türkiye'ye uygulatan IMF, "patronu" konumundaki yeni Amerikan yönetiminin Hazine Bakanı'nın çıpa sistemi aleyhindeki zehir zemberek açıklamalarına kadar bunda hatalı olduğunu itiraf etmekten hep kaçındı.
Ne yazik ki, itiraflar "Türk ekonomisi dibe vurduktan" sonra gelmeye başladı. Bu hafta başında IMF Avrupa Direktörü Michael Deppler de, "bir önceki programın Türkiye koşulları için biraz fazla kırılgan" olduğunu daha çok yeni dile getiriyor. Halbuki kırılganlığın esas unsurunun da döviz çıpası olduğu, ancak O'Neill'ın açıklamalarıyla kamuoyuna maloldu.
Şimdi IMF'ye sormak gerekmiyor mu? Aylarca ekonomik programın çökmesinden dolayı hep Türk hükümetini suçladınız. Peki siz, neden ABD Hazine Bakanı O'Neill'ın şimdi yerden yere vurduğu çıpa sistemiyle yola çıktınız ve Türkiye'yi yola çıkardınız? Bir deney mi yaptınız? O'Neill'ın yanlışlığını haklı şekilde vurguladığı çıpa sisteminde ısrar ederek, Türkiye'nin ekonomik çöküşünde temel bir rol oynamadınız mı? Neden şimdiye kadar burnunuzdan kıl aldırmadınız, yaptığınız bu temel yanlışın sorumluluğunu üstlenmediniz?
Şimdi de dalgayla batıracaklar
Dünya ekonomisinin ve en başta Uluslararası Para Fonu IMF'nin patronu ABD'nin Hazine Bakanı, çıpa sistemi ve dalgalı kurla ilgili sözleriyle dalgalı kurun süreceğini Türkiye ve IMF'ye dikte etti.
Dalgalı kurun ise nereye doğru gideceği şimdilik belirsiz. Cumhuriyetçi O'Neill, Demokrat eski Başkan Bill Clinton yönetimini de eleştirerek, "Türkiye'de geçen Kasım'da ilk kriz çıktığında Clinton yönetiminin, Ankara'yı dövizi dalgalanmaya bırakma yönünde ikna etmesi gerekiyordu. Bu yapılabilseydi, bu yılki kriz engellenebilirdi" dedi.
IMF'ye yöneltilmesi gereken ve geleceğe yönelik çok daha önemli bir soru da var: Bundan sonra size nasıl güvenelim? Piyasalara şimdi yaptığınız Türkiye'ye güven çağrılarına piyasalar nasıl güvenecek?
ABD Hazine Bakanı Paul O'Neill, Türkiye'yi iki kez krizin içine iten, dövizde çıpa sistemini ağır dille eleştirdi. O'Neill, The International Herald Tribune ve The Washington Post gazetelerinde yayınlanan demecinde, "ekonomisinde büyük dengesizlikler olup da sabit veya çıpa sistemine dayalı bir döviz kurunu korumayı başaran tek bir ülke bile bulunduğunu sanmıyorum" dedi.
Hazine Bakanı O'Neill, IMF ve Dünya Bankası ile işbirliğine giderek, Türkiye ekonomisini yerle bir ettikten sonra çıpa sistemine "eleştirmeye" devam etti: "Türkiye, önceki dönemde dövizde çıpa uygulamasını korumaya çalışırken akıntıya karşı kürek çekiyordu. Çıpa sistemi bir problem. Bunu uygulayan ülkelerin hemen tamamı, piyasa baskısı karşısında önceden belirlenmiş suni döviz kurunu korumak çabalarından vazgeçmek zorunda kaldı."
O'Neill, bu sözleriyle, Türkiye'nin bir önceki programının başarısızlığa uğramasında temel sorumluluğun çıpa sistemine ait olduğunu vurguladı.
Peki, çıpa sistemini Türkiye'ye empoze eden kim? IMF. IMF'nin yuları kimin elinde? ABD'nin!!!
IMF, dolayısıyla ABD sorumlu
IMF, Kasım'daki ilk kriz öncesinde ve sırasında gerekli önlemleri almayan Türk hükümetini hep suçladı. Musibetin esas sebebi olan çıpa sistemini Türkiye'ye uygulatan IMF, "patronu" konumundaki yeni Amerikan yönetiminin Hazine Bakanı'nın çıpa sistemi aleyhindeki zehir zemberek açıklamalarına kadar bunda hatalı olduğunu itiraf etmekten hep kaçındı.
Ne yazik ki, itiraflar "Türk ekonomisi dibe vurduktan" sonra gelmeye başladı. Bu hafta başında IMF Avrupa Direktörü Michael Deppler de, "bir önceki programın Türkiye koşulları için biraz fazla kırılgan" olduğunu daha çok yeni dile getiriyor. Halbuki kırılganlığın esas unsurunun da döviz çıpası olduğu, ancak O'Neill'ın açıklamalarıyla kamuoyuna maloldu.
Şimdi IMF'ye sormak gerekmiyor mu? Aylarca ekonomik programın çökmesinden dolayı hep Türk hükümetini suçladınız. Peki siz, neden ABD Hazine Bakanı O'Neill'ın şimdi yerden yere vurduğu çıpa sistemiyle yola çıktınız ve Türkiye'yi yola çıkardınız? Bir deney mi yaptınız? O'Neill'ın yanlışlığını haklı şekilde vurguladığı çıpa sisteminde ısrar ederek, Türkiye'nin ekonomik çöküşünde temel bir rol oynamadınız mı? Neden şimdiye kadar burnunuzdan kıl aldırmadınız, yaptığınız bu temel yanlışın sorumluluğunu üstlenmediniz?
Şimdi de dalgayla batıracaklar
Dünya ekonomisinin ve en başta Uluslararası Para Fonu IMF'nin patronu ABD'nin Hazine Bakanı, çıpa sistemi ve dalgalı kurla ilgili sözleriyle dalgalı kurun süreceğini Türkiye ve IMF'ye dikte etti.
Dalgalı kurun ise nereye doğru gideceği şimdilik belirsiz. Cumhuriyetçi O'Neill, Demokrat eski Başkan Bill Clinton yönetimini de eleştirerek, "Türkiye'de geçen Kasım'da ilk kriz çıktığında Clinton yönetiminin, Ankara'yı dövizi dalgalanmaya bırakma yönünde ikna etmesi gerekiyordu. Bu yapılabilseydi, bu yılki kriz engellenebilirdi" dedi.
IMF'ye yöneltilmesi gereken ve geleceğe yönelik çok daha önemli bir soru da var: Bundan sonra size nasıl güvenelim? Piyasalara şimdi yaptığınız Türkiye'ye güven çağrılarına piyasalar nasıl güvenecek?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.