Türkiye'de rüşvete para yetişmedi
Dünya Bankası'nın hazırladığı 2012 Dünya Kalkınma Göstergeleri raporu Türkiye'deki rüşvet gerçeğini gözler önüne serdi. Rapora göre Türkiye'de her 100 firmadan 18'i kamu görevlilerine rüşvet veriyor
02.05.2012 00:00:00
Dünya Bankası 2012 Dünya Kalkınma Göstergeleri raporunu açıkladı. Rapora göre 2010 itibarıyla Türkiye'de firmaların yüzde 18'i kamu görevlilerine gayrı resmi ödeme yapıyor. Raporda kamu görevlilerine resmi olmayan ödeme yapan firmaların oranları diğer bazı ülkelerde de şöyle listelendi (firmaların yüzdesi) : Ürdün 18, Afganistan 41.5, Batı Şeria – Gazze 13.3, Ermenistan 16, Azerbaycan 52.2, Bengladeş 85.1, Brezilya 11.9, Bulgaristan 22.4, Çin 72.6, Kongo Cum. 81.8, Gine 84.8, Hindistan 47.5, Kenya 79.2, Moldova 33.5, Polonya 14.7, Romanya 22.2, Rusya 39.6, Suriye 83.8, Özbekistan 59.5, Ukrayna 31.8, İspanya 4.4, Pakistan 48, Yunanistan 21.6, Mısır 15.2, Hırvatistan 14.5. Askeri harcama dökümlerine de yer verilen Dünya Bankası raporuna göre çetin bir terörle mücadele vermesine karşın askeri harcamalarını azaltan nadir ülkelerden biri Türkiye oldu.
Ciroların bir kısmı hızsızlara gidiyor
Raporda hırsızlık, eşkiyalık, haraç gibi nedenlerle firma cirolarından kayıplar da ülkelere göre sıralandı. Buna göre Türkiye'de firmaların cirolarının yüzde 0.4 gibi büyük bir oranı hırsızlık, haraç, kundaklama gibi nedenlerle kayboldu. Aynı nedenlerle diğer bazı ülkelerde kaybedilen ciroların yüzdeleri şöyle: Çin 0.1, Mısır 3, Burkina Faso 0.3, Batı Şeria ve Gazze 1.2, Timor Leste 2.7, Rusya 0.8, Romanya 0.3, Nijerya 4.1, Jamaika 0.4, İrlanda 0.3, Endonezya 0.4, Fildişi Kıyısı 3.4, Bosna Hersek 0.4, Bengladeş 0.1, Azerbaycan 0.3.
Toplantı yapmakta önde geliyoruz
Raporda Türkiye için anlamlı bir rakam da “Yönetim süresi içinde devlet yetkilileriyle görüşmeye ayrılan miktar” sıralamasında görüldü. Türkiye 2010'da dünyada şirketleri devlet yetkilileriyle en fazla görüşmek zorunda kalan beşinci ülke oldu. İki okyanusun arasında yer alması dolayısıyla Panama'nın doğal olarak yüzde 33.3'lük oranla birinci olduğu sıralamada, Kongo Demokratik Cumhuriyeti yüzde 29.4 görüşme süresiyle ikinci oldu. Bolivya (yüzde 28.5) ve Venezuela'yı (yüzde 27.6) Türkiye yüzde 27.1'lik görüşme süresiyle izledi. Türkiye'de neredeyse bir şirketi yönetmek için kullanılan zamanın üçte birini devlet yetkilileriyle görüşme alıyor.
Elektrik kesintileri satışları düşürüyor
Rapora göre Türkiye'de elektrik kesintileri dolayısıyla uğranan gelir kaybı satışların yüzde 2.8'ine karşılık geliyor. Elektrik kesintileri Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde satışların yüzde 23'ünü, Afganistan'da yüzde 6.5'ini, Nepal'de yüzde 27'sini, Polonya'da 1.9'unu, Rusya'da 1.2'sini, İspanya'da 3'ünü götürüyor. Dünya Bankası raporu Türkiye'de hiçbir hükümetin düşüremediği izin ve ruhsat bekleme sürelerinde sorununun 2008 yılı itibarıyla devam ettiğini ortaya koydu. Onyıllardır yatırım çekmeye uğraşan Türkiye'de bekleme sürelerinin rakipleriyle kıyaslandığında hala yüksek olduğu görüldü. Türkiye'de izin ve ruhsat bekleme süresi 36 gün. Diğer bazı ülkelerde yakın geçmişte ölçülen bekleme süreleri ise şöyle: Batı Şeria Gazze 21.3 gün, Afganistan 13.8 gün, Arjantin 176 gün, Ermenistan 20 gün, Azerbaycan 15 gün, Bosna Hersek 20.8 gün, Bulgaristan 21 gün, Çin 11.6 gün, Kongo Demokratik Cumhuriyeti 40 gün, Hırvatistan 26 gün, Çek Cumhuriyeti 20 gün, Mısır 42 gün, Macaristan 35.5 gün, Pakistan 10 gün, Romanya 24 gün, Rusya 57.4 gün, Suriye 169 gün. Rapora göre Türkiye'de bir işe başlamak için yerine getirilmesi gerekli prosedür ve bunlar için gereken gün sayısı 6. İşe başlama maliyeti kişi başına milli gelirin yüzde 11.6'sı olarak hesaplanırken mülk tescili için gerekli prosedür ve tescil için gerekli gün sayıları da 6 olarak saptandı. Türkiye'de bir depo inşa etmek için 24 prosedür yerine getirmek, 189 gün beklemek gerekiyor. 2011 Eylül itibarıyla elektrik bağlatmak için 70 gün gerektiği belirtilirken, bir tarafı sözleşmeyi yerine getirmeye zorlamak için hukuken 420 günün geçmesi gerektiği bildirildi. Türkiye'de iflas sürecinin ortalama 3.3 yılda çözüldüğü de raporda belirtildi.
Türkiye'nin silah harcamaları azaldı
Dünya Bankası raporunda Türkiye'nin askeri harcamalarına da yer verildi. 30 yıldan bu yana terör örgütüyle baş etmek, özellikle iç güvenlik operasyonlarında kullanılmak üzere nitelikli insan gücü ve pahalı yerli-yabancı donanım için kaynak ayırmak zorunda olan Türkiye askeri harcamalarında 2005-2010 arasında düşüş kaydetti. Askeri harcamalar 2005 yılında GSYH'nın yüzde 2.5'i iken 2010'da yüzde 2.4'üne indi. Merkezi bütçede 2005 yılında yüzde 11.5 olan askeri harcamalar 2010'da ise yüzde 9.4 yer tuttu. Silahlı kuvvetler personel mevcudu 2005 yılında 617 bin kişiden, 2010 yılında 613 bin kişiye düştü. Toplam emek gücü içinde silahlı kuvvetlerin payı 2005'te yüzde 2.7 iken 2010'da pay yüzde 2.3'e indi. Dünya Bankası, raporunda Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'nün uluslararası silah harcama artışlarını belirlemek için başvurduğu Trend Indicator Values (TIV) yöntemini kullanarak ve 1990'daki dolar değerini baz alarak yapılan ölçüme de yer verdi ve buna göre 2005 yılında 47 milyon, 2010'da 31 milyon dolarlık silah ihracatı yaptığını belirledi. Türkiye 2005 yılında 1 milyar 65 milyon dolar, 2010 yılında ise 468 milyon dolar silah ithalatı yaptı. PKK teröristleriyle sorun yaşayan Türkiye askeri harcamalarını azaltırken El Kaide teröristleriyle boğuşan Irak'ta savunma harcamaları arttı. DB'na göre Taliban'la mücadele eden Afganistan'ın askeri harcamaları da arttı. ANKA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.