Türkiye-Rusya ilişkilerine suikast
Rusya'nın Ankara Büyükelçis Karlov'u hedef alan suikastla hem Rusya'ya hem de Türkiye'ye mesaj verildi. İki ülke de ilişkilerini daha da yakınlaştıracakları açıklamasıyla karşı hamlede bulundular.
21.12.2016 00:00:00
İstanbul Teknik Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Özbay, Türk-Rus ilişkilerinin hiçbir zaman kolay ilişkiler olmadığına işaret ederek, "Savaşlar, krizler, işbirliği ve rekabet gibi birbiri içine geçmiş ve karmaşık boyutlu ikili ilişkiler, son olarak Rusya'nın Ankara büyükelçisi Andrey Karlov'a düzenlenen suikastın şokunu yaşıyor. Bu suikast Türk-Rus ilişkilerine silinmeyecek kötü bir iz bırakmasının yanı sıra, sonuçları itibariyle ikili ilişkileri hiç şüphesiz derinden etkileyecek" dedi.
Rusya, sağduyulu ve soğukkanlı
İlişkilerin normalleşmesi için istekli olan Türkiye'nin attığı adımlar ve bunlara zamana yayarak cevap vermeyi tercih eden Rusya'nın adımlarının ilişkilerin geleceğine dair umutları yeniden canlandırdığına işaret eden Özbay, "Suriye krizi, başladığı andan beri iki ülke ilişkilerinin sorunlu alanlarından birisi haline geldi" dedi.
Özbay, Suriye politikaları konusunda yaşanan bu değişimin zirve noktasının 20 Aralık'ta Moskova'da yapılan üçlü dışişleri bakanları toplantısı olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti. "Zamanlaması manidar bir şekilde tam da Suriye konusunda Rusya, Türkiye ve İran dışişleri bakanlarının yapacağı bu zirve öncesinde Rusya büyükelçisi Andrey Karlov menfur bir suikastla hayatını kaybetti. Suikast sonrası iki ülke hızlı bir işbirliği sergilediler.
Rusya beklenenden daha sağduyulu ve soğukkanlı bir tavır sergiledi. İki taraftan da bunun ikili ilişkileri provoke etmeye yönelik bir adım olduğuna dair açıklamalar yapıldı.
Moskova'daki üçlü zirve iptal edilmedi. Suikastın iki ülke arasındaki ilişkilerde özellikle Suriye konusunda yansımaları olacak. Her iki ülkenin Suriye konusunda beklentileri farklı. Öncelikli olarak, Rusya'nın suikast sonrası Türkiye'den daha talepkâr olmasını bekleyebiliriz. İki ülke suikast sonrası ilişkilerini daha da güçlendireceklerini sıklıkla ifade ediyorlar. Büyükelçiye yapılan suikast Rusya'yı şimdi mağdur pozisyonuna da düşürdü. Topraklarında bir büyükelçinin öldürülmesiyle Türkiye de Rusya karşısında tabiri caizse mahcup pozisyonuna düştü.
Şimdi Moskova bu durumu aynen normalleşme sürecinde olduğu gibi Türkiye'ye karşı dış politika çıkarları doğrultusunda kullanabilir mi? Moskova'nın bu yönde politika belirleyeceği pek muhtemel. En büyük beklentisi Türkiye'nin Suriye politikasını yeniden gözden geçirmesi olacak. Nitekim Moskova'da gerçekleşen üçlü zirvede Savunma Bakanı Fikri Işık'ın Halep operasyonunu başarı olarak nitelendirmesi, bu yöndeki değişimin bir işareti olarak yorumlanabilir.
Moskova'daki dışişleri bakanları zirvesi sonrası Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov'un "Türkiye, İran ve Rusya, Suriye'de rejim değişikliğine değil terörle mücadeleye odaklanma konusunda mutabık" açıklaması da çok önemli. Bu açıklama da Türkiye'nin, Suriye politikasında ciddi değişimleri beraberinde getirecek seçeneklere açık olabileceğinin bir göstergesi. Suikast aynı zamanda Batı ile sorunlar yaşayan Türkiye'yi kendisine daha fazla yakınlaştırmak için Moskova'ya yeni bir fırsat daha verecek. Ortak düşman algısı iki ülkeyi birbirine daha çok yakınlaştıracak. Şanghay İşbirliği Örgütü ve Avrasya konuları daha fazla gündeme gelecek. Terörle ortak mücadele yaklaşımı Batı tarafından dışlanmışlık ve anlaşılmama psikolojisi içindeki Türkiye'yi Rusya seçeneğine daha fazla yakınlaştıracak."
Rusya, sağduyulu ve soğukkanlı
İlişkilerin normalleşmesi için istekli olan Türkiye'nin attığı adımlar ve bunlara zamana yayarak cevap vermeyi tercih eden Rusya'nın adımlarının ilişkilerin geleceğine dair umutları yeniden canlandırdığına işaret eden Özbay, "Suriye krizi, başladığı andan beri iki ülke ilişkilerinin sorunlu alanlarından birisi haline geldi" dedi.
Özbay, Suriye politikaları konusunda yaşanan bu değişimin zirve noktasının 20 Aralık'ta Moskova'da yapılan üçlü dışişleri bakanları toplantısı olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti. "Zamanlaması manidar bir şekilde tam da Suriye konusunda Rusya, Türkiye ve İran dışişleri bakanlarının yapacağı bu zirve öncesinde Rusya büyükelçisi Andrey Karlov menfur bir suikastla hayatını kaybetti. Suikast sonrası iki ülke hızlı bir işbirliği sergilediler.
Rusya beklenenden daha sağduyulu ve soğukkanlı bir tavır sergiledi. İki taraftan da bunun ikili ilişkileri provoke etmeye yönelik bir adım olduğuna dair açıklamalar yapıldı.
Moskova'daki üçlü zirve iptal edilmedi. Suikastın iki ülke arasındaki ilişkilerde özellikle Suriye konusunda yansımaları olacak. Her iki ülkenin Suriye konusunda beklentileri farklı. Öncelikli olarak, Rusya'nın suikast sonrası Türkiye'den daha talepkâr olmasını bekleyebiliriz. İki ülke suikast sonrası ilişkilerini daha da güçlendireceklerini sıklıkla ifade ediyorlar. Büyükelçiye yapılan suikast Rusya'yı şimdi mağdur pozisyonuna da düşürdü. Topraklarında bir büyükelçinin öldürülmesiyle Türkiye de Rusya karşısında tabiri caizse mahcup pozisyonuna düştü.
Şimdi Moskova bu durumu aynen normalleşme sürecinde olduğu gibi Türkiye'ye karşı dış politika çıkarları doğrultusunda kullanabilir mi? Moskova'nın bu yönde politika belirleyeceği pek muhtemel. En büyük beklentisi Türkiye'nin Suriye politikasını yeniden gözden geçirmesi olacak. Nitekim Moskova'da gerçekleşen üçlü zirvede Savunma Bakanı Fikri Işık'ın Halep operasyonunu başarı olarak nitelendirmesi, bu yöndeki değişimin bir işareti olarak yorumlanabilir.
Moskova'daki dışişleri bakanları zirvesi sonrası Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov'un "Türkiye, İran ve Rusya, Suriye'de rejim değişikliğine değil terörle mücadeleye odaklanma konusunda mutabık" açıklaması da çok önemli. Bu açıklama da Türkiye'nin, Suriye politikasında ciddi değişimleri beraberinde getirecek seçeneklere açık olabileceğinin bir göstergesi. Suikast aynı zamanda Batı ile sorunlar yaşayan Türkiye'yi kendisine daha fazla yakınlaştırmak için Moskova'ya yeni bir fırsat daha verecek. Ortak düşman algısı iki ülkeyi birbirine daha çok yakınlaştıracak. Şanghay İşbirliği Örgütü ve Avrasya konuları daha fazla gündeme gelecek. Terörle ortak mücadele yaklaşımı Batı tarafından dışlanmışlık ve anlaşılmama psikolojisi içindeki Türkiye'yi Rusya seçeneğine daha fazla yakınlaştıracak."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.