Aslında sadece ülkemizdeki kaynaklar, bütün insanlığa yetecek durumdadır. Öte yandan yabancı paranın bir ülke topraklarında dolaşımda bulunması, yerli halkın emeği ve üretimi ile kendine karşılık bulması, o ülkenin sahip olduğu zenginliklerin, milletin alınterinin o yabancı ülkeye aktarılması anlamına gelmektedir.
Maalesef Türk ekonomisi de liberal ve kapitalist sistemlerin tuzağına düşmüş, alternatif proje üretemeyen yönetimler sebebiyle bu kaderi yaşamaktadır.
Liberal anlayış ülkeleri sömürmektedirLiberal anlayış paranın serbest dolaşımından bahsederken, global tefecilerin ellerindeki paralarla; ülkeleri sömürmek için piyasalarla istediği gibi oynamasını kasteder. Oysa modelimizde paranın serbest dolaşımını kastederken, paraya herkesin ulaşabildiği bir ekonomi sisteminden bahsediyoruz. Paranın belli ellerde tekelleşmesi, piyasanın birkaç insanın kontrolü altında olması ve faizle birlikte gelirlerin sayıları çok az olan bu gruba transfer edilmesi manasına gelir. Diğer taraftan paranın spekülatif amaçla istediği gibi hareket etmesi ise sanal alemde ürettiği etkilerle birçok ülke ekonomisini batırmaktadır.
Paranın spekülasyona yönelmesi büyük tehdittirParanın üretimin ve tüketimin dışında spekülatif amaçla değerlendirilmesi ekonomilerde tedavisi çok zor hastalıklara sebep olmaktadır. Paranın emeğin ve üretimin karşılığı olduğu hatırlanıldığında para miktarındaki para eğer dp kadar üretimin dışında bir sanal değer üretmişse bu miktarda piyasada bulunan üretimin para sahibine transfer olması anlamına gelir. Ortada dp kadar bir para varken karşılığı olan reel bir değer oluşturulmamışsa, paranın kendisine karşılık bulması ancak eskiden var olan piyasadaki değer ile olacaktır ki bu gelir dağılımında dengesizliği ve diğer taraftan da ekonominin kendi içine doğru daralmasını beraberinde getirecektir.Başka bir ifade ile toplam üretim miktarı artmaz iken sürekli olarak belli bir kesimin sahip olduğu parasal miktarın arttığını düşündüğümüzde; bu kesimin toplam üretimden daha fazla pay almaya başladığı, diğer taraftan toplumun geri kalan kısmının ise oransal olarak daha az pay aldığı gerçeği ile karşılaşırız.
Tahrik unsuru olan para ekonomiyi rahatlatacaktırPara bir tahrik unsuru ve emek ile üretimin karşılığı olarak görüldüğünde, buna uygun ekonomi politikaları geliştirildiğinde hayat artık bizler için çok daha rahat olacaktır.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLER:Prof.Dr. Ata Selçuk / Fırat ÜniversitesiMEM kaynak paylaşımı sağlıyorİşsizliğe hiçbir ekonomi modeli tam bir çare bulamamıştır. Sürekli büyüme elde edilememiştir. Hele kaynakların eşit paylaşımı hiçbir zaman mümkün olamamıştır. Dolayısı ile insan hakları daima arka planda yer almış Zaten kaynakları sınırlı, ihtiyaçları sınırsız kabul eden ekonominin bu problemleri çözmesi mümkün değildir.Yanlış bir temele oturtulmuş bir bilim dalından çözüm yerine ancak problemler ortaya çıkmıştır. Yaklaşık bir asırdır topluluklar (Welfare state) refah devleti de denen sosyal devleti kuramamışlardır. İnsanlarını aç bırakan, umursamayan topluluklarda oluşacak kaos asla durdurulamaz. Bu, öncelikle düşünülmesi gereken bir durumdur. Öyle ise bir toplumda en azından asgari de olsa bir kaynak paylaşımı şarttır. Milli Ekonomi Modeli'ne bu kaynak vatandaşlık maaşı olarak halka sunulan ortak paylaşımdır. Nüfus başına verilecek bu parasal kaynak sayesinde hiçbir vatandaş bir başkasına muhtaç olmayacaktır.
Maalesef Türk ekonomisi de liberal ve kapitalist sistemlerin tuzağına düşmüş, alternatif proje üretemeyen yönetimler sebebiyle bu kaderi yaşamaktadır.
Liberal anlayış ülkeleri sömürmektedirLiberal anlayış paranın serbest dolaşımından bahsederken, global tefecilerin ellerindeki paralarla; ülkeleri sömürmek için piyasalarla istediği gibi oynamasını kasteder. Oysa modelimizde paranın serbest dolaşımını kastederken, paraya herkesin ulaşabildiği bir ekonomi sisteminden bahsediyoruz. Paranın belli ellerde tekelleşmesi, piyasanın birkaç insanın kontrolü altında olması ve faizle birlikte gelirlerin sayıları çok az olan bu gruba transfer edilmesi manasına gelir. Diğer taraftan paranın spekülatif amaçla istediği gibi hareket etmesi ise sanal alemde ürettiği etkilerle birçok ülke ekonomisini batırmaktadır.
Paranın spekülasyona yönelmesi büyük tehdittirParanın üretimin ve tüketimin dışında spekülatif amaçla değerlendirilmesi ekonomilerde tedavisi çok zor hastalıklara sebep olmaktadır. Paranın emeğin ve üretimin karşılığı olduğu hatırlanıldığında para miktarındaki para eğer dp kadar üretimin dışında bir sanal değer üretmişse bu miktarda piyasada bulunan üretimin para sahibine transfer olması anlamına gelir. Ortada dp kadar bir para varken karşılığı olan reel bir değer oluşturulmamışsa, paranın kendisine karşılık bulması ancak eskiden var olan piyasadaki değer ile olacaktır ki bu gelir dağılımında dengesizliği ve diğer taraftan da ekonominin kendi içine doğru daralmasını beraberinde getirecektir.Başka bir ifade ile toplam üretim miktarı artmaz iken sürekli olarak belli bir kesimin sahip olduğu parasal miktarın arttığını düşündüğümüzde; bu kesimin toplam üretimden daha fazla pay almaya başladığı, diğer taraftan toplumun geri kalan kısmının ise oransal olarak daha az pay aldığı gerçeği ile karşılaşırız.
Tahrik unsuru olan para ekonomiyi rahatlatacaktırPara bir tahrik unsuru ve emek ile üretimin karşılığı olarak görüldüğünde, buna uygun ekonomi politikaları geliştirildiğinde hayat artık bizler için çok daha rahat olacaktır.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLER:Prof.Dr. Ata Selçuk / Fırat ÜniversitesiMEM kaynak paylaşımı sağlıyorİşsizliğe hiçbir ekonomi modeli tam bir çare bulamamıştır. Sürekli büyüme elde edilememiştir. Hele kaynakların eşit paylaşımı hiçbir zaman mümkün olamamıştır. Dolayısı ile insan hakları daima arka planda yer almış Zaten kaynakları sınırlı, ihtiyaçları sınırsız kabul eden ekonominin bu problemleri çözmesi mümkün değildir.Yanlış bir temele oturtulmuş bir bilim dalından çözüm yerine ancak problemler ortaya çıkmıştır. Yaklaşık bir asırdır topluluklar (Welfare state) refah devleti de denen sosyal devleti kuramamışlardır. İnsanlarını aç bırakan, umursamayan topluluklarda oluşacak kaos asla durdurulamaz. Bu, öncelikle düşünülmesi gereken bir durumdur. Öyle ise bir toplumda en azından asgari de olsa bir kaynak paylaşımı şarttır. Milli Ekonomi Modeli'ne bu kaynak vatandaşlık maaşı olarak halka sunulan ortak paylaşımdır. Nüfus başına verilecek bu parasal kaynak sayesinde hiçbir vatandaş bir başkasına muhtaç olmayacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.