Malatya Kürecik’e yerleştirilen radar sisteminin faal durumda olduğu ve buraya ABD askerlerinin konuşlandırıldığı açıklandı.
Açıklama ABD’li üst düzey bir yetkiliden geldi ve ilk kez füze kalkanının devreye girdiği resmi bir şekilde belirtilmiş oldu. Açıklamayı yapan komutan ABD Avrupa Ordusu ve Yedinci Ordu Komutanı Korgeneral Mark Hertling…
Hertling, “Askerlerimiz, Türkiye’nin güneyinde bulunan radar tesislerine yerleştirildi” dedi. Hertling açıklamasının devamında, “ABD Donanması ve Hava Kuvvetleri’yle sürekli koordinasyon halindeyiz ve bence füze savunması konusunda doğru yolda ilerliyoruz. Ordu açısından konuşursak planladığımız gibi ilerliyoruz” dedi.
ABD askerlerinin Türkiye topraklarına konuşlanmasına neden olacak 1 Mart tezkeresi Meclis’ten geçmemişti ama siyasilerimizin verdiği tavizler neticesinde sonuç olarak ABD askerleri coğrafyamıza yerleşti. Gizli üsler de dikkate alındığında birçok ABD askerinin ülkemizde olduğunu söyleyebiliriz.
Hertling’in açıklamalarında önemli bir detay daha var: Her ne kadar füze kalkanı NATO kılıfıyla Kürecik’e yerleştirilmiş olsa da, tamamen ABD’nin kontrolünde… Radar sistemini ABD askerleri koruyor, bu sisteme entegre olan füzeler de yine ABD savaş gemilerinde…
Yapılan açıklamalarda her ne kadar füze rampalarının Avrupa’nın değişik noktalarına yerleştirileceği ifade edilerek, sanki bu sistem NATO’nun sistemiymiş gibi bir imaj sağlansa da bunun için 10 yıllık bir süreçten bahsediliyor ve ABD’nin böyle bir zamanı yok.
ABD işini şansa bırakmak istemiyor. Hertling “Ordu açısından konuşursak planladığımız gibi ilerliyoruz” derken bu gerçeği ifade ediyor. Füze kalkanı, “ABD’nin füze kalkanıdır” dediğimizde abartmış olmuyoruz, bunu fiili olarak kendileri ifade ediyorlar.
Bugün, Prof. Dr. Haydar Baş’ın da ifade ettiği gibi, Kırgızistan bile İran ve Suriye’nin ikazlarından ve de onlara destek veren Rusya ve Çin’den çekindikleri için, ülkelerinin tehdit altında olmaması için ABD askeri üssünü kapatmaya çalışıyor, bizler ise yeni üsler açtırarak tehlikeye koşarak gidiyoruz.
Yaşananlardan ders çıkarmıyoruz, tehditlere kulaklarımızı tıkıyoruz, gözlerimizi kapatıyoruz ve işin garip tarafı bütün bu yaşananlardan Türkiye olarak, Türk milleti olarak en ufak bir menfaatimiz yok.
Bölgede bir savaş çıkarsa bunun kıvılcımı elbette ki ülkemize konuşlandırılan, füze kalkanının beyni olan radar sistemi olacaktır.
İran ve Suriye, kendilerine hangi coğrafyadan tehdit geliyorsa ona karşı gerekli önlemleri almış durumdalar. Ama her zaman ifade ettiğimiz gibi herhangi bir çatışma durumunda karşımızda sadece İran ve Suriye olmayacak.
Rusya Başbakanı Putin geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, “”Rusya’nın İran’a karşı bir askeri saldırı olasılığının giderek artmasından endişeli olduğunu saklamak yersiz. Eğer böyle bir şey olursa bunun sonuçları felaket olur” değerlendirmesinde bulundu.
Putin ayrıca, füze kalkanının Rusya’nın sınırlarına yakın bir yerde konuşlandırıldığını ve bu durumun küresel istikrarı dinamitleyeceğini belirtti.
Kısaca ifade etmek gerekirse, Türkiye ABD’ye açtığı üslerle kendisini doğal bir işgal sürecinin içine sokmuş oluyor ayrıca kendisini komşularına karşı bir tehdit unsuru, çıkabilecek olan bir savaşın hedef ülkesi haline getiriyor.
Hem de ABD’nin ve AB ülkelerinin kendilerini perde arkasına çekmeye çalıştıkları ve askeri müdahaleye cesaret edemedikleri bir atmosferde…
Açıklama ABD’li üst düzey bir yetkiliden geldi ve ilk kez füze kalkanının devreye girdiği resmi bir şekilde belirtilmiş oldu. Açıklamayı yapan komutan ABD Avrupa Ordusu ve Yedinci Ordu Komutanı Korgeneral Mark Hertling…
Hertling, “Askerlerimiz, Türkiye’nin güneyinde bulunan radar tesislerine yerleştirildi” dedi. Hertling açıklamasının devamında, “ABD Donanması ve Hava Kuvvetleri’yle sürekli koordinasyon halindeyiz ve bence füze savunması konusunda doğru yolda ilerliyoruz. Ordu açısından konuşursak planladığımız gibi ilerliyoruz” dedi.
ABD askerlerinin Türkiye topraklarına konuşlanmasına neden olacak 1 Mart tezkeresi Meclis’ten geçmemişti ama siyasilerimizin verdiği tavizler neticesinde sonuç olarak ABD askerleri coğrafyamıza yerleşti. Gizli üsler de dikkate alındığında birçok ABD askerinin ülkemizde olduğunu söyleyebiliriz.
Hertling’in açıklamalarında önemli bir detay daha var: Her ne kadar füze kalkanı NATO kılıfıyla Kürecik’e yerleştirilmiş olsa da, tamamen ABD’nin kontrolünde… Radar sistemini ABD askerleri koruyor, bu sisteme entegre olan füzeler de yine ABD savaş gemilerinde…
Yapılan açıklamalarda her ne kadar füze rampalarının Avrupa’nın değişik noktalarına yerleştirileceği ifade edilerek, sanki bu sistem NATO’nun sistemiymiş gibi bir imaj sağlansa da bunun için 10 yıllık bir süreçten bahsediliyor ve ABD’nin böyle bir zamanı yok.
ABD işini şansa bırakmak istemiyor. Hertling “Ordu açısından konuşursak planladığımız gibi ilerliyoruz” derken bu gerçeği ifade ediyor. Füze kalkanı, “ABD’nin füze kalkanıdır” dediğimizde abartmış olmuyoruz, bunu fiili olarak kendileri ifade ediyorlar.
Bugün, Prof. Dr. Haydar Baş’ın da ifade ettiği gibi, Kırgızistan bile İran ve Suriye’nin ikazlarından ve de onlara destek veren Rusya ve Çin’den çekindikleri için, ülkelerinin tehdit altında olmaması için ABD askeri üssünü kapatmaya çalışıyor, bizler ise yeni üsler açtırarak tehlikeye koşarak gidiyoruz.
Yaşananlardan ders çıkarmıyoruz, tehditlere kulaklarımızı tıkıyoruz, gözlerimizi kapatıyoruz ve işin garip tarafı bütün bu yaşananlardan Türkiye olarak, Türk milleti olarak en ufak bir menfaatimiz yok.
Bölgede bir savaş çıkarsa bunun kıvılcımı elbette ki ülkemize konuşlandırılan, füze kalkanının beyni olan radar sistemi olacaktır.
İran ve Suriye, kendilerine hangi coğrafyadan tehdit geliyorsa ona karşı gerekli önlemleri almış durumdalar. Ama her zaman ifade ettiğimiz gibi herhangi bir çatışma durumunda karşımızda sadece İran ve Suriye olmayacak.
Rusya Başbakanı Putin geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, “”Rusya’nın İran’a karşı bir askeri saldırı olasılığının giderek artmasından endişeli olduğunu saklamak yersiz. Eğer böyle bir şey olursa bunun sonuçları felaket olur” değerlendirmesinde bulundu.
Putin ayrıca, füze kalkanının Rusya’nın sınırlarına yakın bir yerde konuşlandırıldığını ve bu durumun küresel istikrarı dinamitleyeceğini belirtti.
Kısaca ifade etmek gerekirse, Türkiye ABD’ye açtığı üslerle kendisini doğal bir işgal sürecinin içine sokmuş oluyor ayrıca kendisini komşularına karşı bir tehdit unsuru, çıkabilecek olan bir savaşın hedef ülkesi haline getiriyor.
Hem de ABD’nin ve AB ülkelerinin kendilerini perde arkasına çekmeye çalıştıkları ve askeri müdahaleye cesaret edemedikleri bir atmosferde…
Murat Çabas / diğer yazıları
- Hükümetin ‘yeni anayasa’dan maksadı nedir? / 29.05.2024
- Açlık sınırı ‘ulaşılamayan’ hedef oldu / 28.05.2024
- Şimşek’in programı vatandaşa zarar! / 25.05.2024
- Dünya savaşa sürükleniyor Türkiye ne yapmalı? / 24.05.2024
- Reisi’nin ölümü ve dünyayı bekleyen tehlike / 22.05.2024
- Yapay zeka ve Vatandaşlık Maaşı / 21.05.2024
- Türkiye de Gazze gibi işgal hedefinde! / 18.05.2024
- Enflasyonda hayal başka, gerçek başka! / 17.05.2024
- Kamu tasarrufu israf edenden talep edilmeli / 15.05.2024
- Kamuda tasarruf: Ekonomik iflasın göstergesi / 14.05.2024
- Açlık sınırı ‘ulaşılamayan’ hedef oldu / 28.05.2024
- Şimşek’in programı vatandaşa zarar! / 25.05.2024
- Dünya savaşa sürükleniyor Türkiye ne yapmalı? / 24.05.2024
- Reisi’nin ölümü ve dünyayı bekleyen tehlike / 22.05.2024
- Yapay zeka ve Vatandaşlık Maaşı / 21.05.2024
- Türkiye de Gazze gibi işgal hedefinde! / 18.05.2024
- Enflasyonda hayal başka, gerçek başka! / 17.05.2024
- Kamu tasarrufu israf edenden talep edilmeli / 15.05.2024
- Kamuda tasarruf: Ekonomik iflasın göstergesi / 14.05.2024