Folklor Araştırmaları Kurumu tarafından geçen hafta sonu düzenlenen törende, Türk Halk Kültürü'ne Hizmet Ödülü verilen Ertaş, 69 yıllık hayatının 44 yılını, Orta Toroslar bölgesini araştırarak geçirdiğini bildirdi. Ertaş, araştırmalarını 3 kitapta topladığını belirtti.
''Tekerleğin girmediği yer'' olarak gösterdiği Orta Torosların, folklor araştırmacıları için de halen bâkir bir yer olduğunu anlatan Ertaş, Karacaoğlan ve Karamanoğlu Mehmet Bey'in de diyarı olan Anamur-Konya arasındaki Orta Torosların, özellikle Türk dili açısından değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.
Ertaş, Türk dilinin özüne ulaşmak için bugün tek adresin Orta Toroslar olduğunu belirterek şunları söyledi:
''Ulaşım zorluğu ve kültürüne sıkı sıkıya bağlı olması nedeniyle yüzlerce yıl Arap ve Divan Edebiyatı'nın etkisinden uzak kalan Orta Toroslar, Türkçe'nin kirlenmediği, yozlaşmadığı tek yer olarak kaldı. Türk dilinin özünü bugün sadece Orta Toroslar'da bulabiliriz. Bu nedenle yöre, kirlenmemiş Türkçe'nin ortaya çıkarılması için rehber yer olmalı. Bu yöre, araştırmacılara, özellikle son yıllarda gündeme gelen Türkçe'nin kurtarılması çalışmaları için ışık tutabilir. Türk Dil Kurumu yetkilileri ve edebiyatçıların, Orta Torosları mutlaka değerlendirmesi gerekiyor.'' Ertaş, Orta Torosların, temiz Türkçe'nin yanı sıra Türk Edebiyatı açısından da çok önemli bir yöre olduğunu ifade ederek ''44 yıllık çalışmam boyunca, sözlü edebiyatın birçok örneğini kitaplarıma taşıdım. Yöre, Türk Halk Edebiyatı açısından keşfedilmemiş bir hazine'' dedi.
''Tekerleğin girmediği yer'' olarak gösterdiği Orta Torosların, folklor araştırmacıları için de halen bâkir bir yer olduğunu anlatan Ertaş, Karacaoğlan ve Karamanoğlu Mehmet Bey'in de diyarı olan Anamur-Konya arasındaki Orta Torosların, özellikle Türk dili açısından değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.
Ertaş, Türk dilinin özüne ulaşmak için bugün tek adresin Orta Toroslar olduğunu belirterek şunları söyledi:
''Ulaşım zorluğu ve kültürüne sıkı sıkıya bağlı olması nedeniyle yüzlerce yıl Arap ve Divan Edebiyatı'nın etkisinden uzak kalan Orta Toroslar, Türkçe'nin kirlenmediği, yozlaşmadığı tek yer olarak kaldı. Türk dilinin özünü bugün sadece Orta Toroslar'da bulabiliriz. Bu nedenle yöre, kirlenmemiş Türkçe'nin ortaya çıkarılması için rehber yer olmalı. Bu yöre, araştırmacılara, özellikle son yıllarda gündeme gelen Türkçe'nin kurtarılması çalışmaları için ışık tutabilir. Türk Dil Kurumu yetkilileri ve edebiyatçıların, Orta Torosları mutlaka değerlendirmesi gerekiyor.'' Ertaş, Orta Torosların, temiz Türkçe'nin yanı sıra Türk Edebiyatı açısından da çok önemli bir yöre olduğunu ifade ederek ''44 yıllık çalışmam boyunca, sözlü edebiyatın birçok örneğini kitaplarıma taşıdım. Yöre, Türk Halk Edebiyatı açısından keşfedilmemiş bir hazine'' dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.