Türkçe'nin ‘garip’ şairi
'Garibname' mesnevisi başta olmak üzere, eserlerini Türkçe yazan Aşık Paşa, yüzyıllar önceden günümüz edebiyatçılarına ışık tutuyor
02.12.2020 01:41:00





Aşık Paşa, Türkçe olarak yazdığı 12 bin beyitten oluşan Garibname adlı eserinde madencilikten, ziraata, kamil insan olmaktan peygamberlere kadar farklı konulardaki düşüncelerini şiirlerinde dile getirdi.
Asıl adı Ali olan ve "Aşık Paşa" ismini mahlas olarak kullanan şair, yaşadığı 13. asrın sonu 14. asrın başında döneminde Farsça ve Arapça ön planda bulunmasına rağmen Türkçe konuşup yazan ender mutasavvıflardan birisi oldu.
Hacı Bektaş Veli ve Ahi Evran Veli'nin çağdaşı olan Aşık Paşa, Osmanlı Devleti'nin kuruluş döneminde Osman Gazi'nin ve Orhan Gazi'nin yanında yer alarak katkı sağladı.
Ankara-Kayseri kara yolu üzerindeki Kırgız çadırını andıran ve Selçuklu mimarisiyle yaptırılan türbesinde ziyaretçilerin eksik olmadığı Aşık Paşa için uzun yıllardır ölüm yıl dönümü nedeniyle kasım aylarında anma programları düzenlendi.
Kırşehirli şairler onu unutmadı
Ulusal ve uluslararası şiir şölenleriyle Kırşehirli şair ve yazarların gündemde tutmaya çalıştığı Aşık Paşa için ilk defa bu yıl yeni tip koronavirüs (Kovid-19) kısıtlamaları nedeniyle geniş katılımlı etkinlikler yapılamadı.
Kırşehir Şairler ve Yazarlar Derneği (KIYŞAD) üyeleri, Kovid-19 tedbirleri kapsamında Aşık Paşa'nın kentteki türbesini ziyaret ederek mütevazi bir etkinlikle anma programı gerçekleştirdi.
KIYŞAD Başkanı Erol Kılıç, Aşık Paşa'nın Türkçenin hor görüldüğü, 'Türkçe şiirler yazılamaz' denildiği bir çağda bu milletin sevinçlerini, kederlerini, sevdalarını ve yaşantılarını Türkçe kaleme alan tasavvuf şairi olduğunu söyledi.
Ahilik teşkilatının kurucu öncülerinden
Garibname eserine, Türkçe'nin o dönemde garip kaldığını düşünerek bu ismi verdiğinin rivayet edildiğini anlatan Kılıç, "Bugün Türkçe konuşarak şiirler yazılabiliyorsak bunu Aşık Paşa ve onun yolundan giderek Türkçe şiirler yazan şairlere borçluyuz. Eserlerinin tamamını Türkçe olarak yazmıştır. Garibname adlı eseri günümüzde Türkçe'ye kaynaklık etmektedir. Kendisi aynı zamanda Ahilik teşkilatının da kurucu öncülerinden olmuştur" diye konuştu. AA
Asıl adı Ali olan ve "Aşık Paşa" ismini mahlas olarak kullanan şair, yaşadığı 13. asrın sonu 14. asrın başında döneminde Farsça ve Arapça ön planda bulunmasına rağmen Türkçe konuşup yazan ender mutasavvıflardan birisi oldu.
Hacı Bektaş Veli ve Ahi Evran Veli'nin çağdaşı olan Aşık Paşa, Osmanlı Devleti'nin kuruluş döneminde Osman Gazi'nin ve Orhan Gazi'nin yanında yer alarak katkı sağladı.
Ankara-Kayseri kara yolu üzerindeki Kırgız çadırını andıran ve Selçuklu mimarisiyle yaptırılan türbesinde ziyaretçilerin eksik olmadığı Aşık Paşa için uzun yıllardır ölüm yıl dönümü nedeniyle kasım aylarında anma programları düzenlendi.
Kırşehirli şairler onu unutmadı
Ulusal ve uluslararası şiir şölenleriyle Kırşehirli şair ve yazarların gündemde tutmaya çalıştığı Aşık Paşa için ilk defa bu yıl yeni tip koronavirüs (Kovid-19) kısıtlamaları nedeniyle geniş katılımlı etkinlikler yapılamadı.
Kırşehir Şairler ve Yazarlar Derneği (KIYŞAD) üyeleri, Kovid-19 tedbirleri kapsamında Aşık Paşa'nın kentteki türbesini ziyaret ederek mütevazi bir etkinlikle anma programı gerçekleştirdi.
KIYŞAD Başkanı Erol Kılıç, Aşık Paşa'nın Türkçenin hor görüldüğü, 'Türkçe şiirler yazılamaz' denildiği bir çağda bu milletin sevinçlerini, kederlerini, sevdalarını ve yaşantılarını Türkçe kaleme alan tasavvuf şairi olduğunu söyledi.
Ahilik teşkilatının kurucu öncülerinden
Garibname eserine, Türkçe'nin o dönemde garip kaldığını düşünerek bu ismi verdiğinin rivayet edildiğini anlatan Kılıç, "Bugün Türkçe konuşarak şiirler yazılabiliyorsak bunu Aşık Paşa ve onun yolundan giderek Türkçe şiirler yazan şairlere borçluyuz. Eserlerinin tamamını Türkçe olarak yazmıştır. Garibname adlı eseri günümüzde Türkçe'ye kaynaklık etmektedir. Kendisi aynı zamanda Ahilik teşkilatının da kurucu öncülerinden olmuştur" diye konuştu. AA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.