Tıp eğitimi nasıl başladı?
Tıp eğitimi, insanlık tarihinin en eski dönemlerine dayanır ve zaman içinde birçok evre geçirerek bugünkü modern formuna ulaşmıştır
22.10.2024 11:17:00
Hasan Parlak
Hasan Parlak
Tıp eğitimi, insanlık tarihinin en eski dönemlerine dayanır ve zaman içinde birçok evre geçirerek bugünkü modern formuna ulaşmıştır. İlk tıp eğitimi, şaman ve benzeri kastlara mensup kişilerin bitkileri koruyucu ve tedavi edici ilaçlar olarak kullandıkları dönemlere kadar uzanır.
Antik Mısır ve Babil'den gelen bilgiler, erken dönem tıbbi gelenekleri yansıtırken, Antik Yunan'da teşhis, prognoz ve ileri düzey tıp etiği hakkında bilgiler de bulunmaktadır. Hipokrat Yemini, milattan önce 5. yüzyılda Yunanistan'da yazılmış ve doktorlar tarafından hâlâ kabul gören bir yemindir.
Orta Çağ'da, Antik Çağlardan kalan cerrahi uygulamalar geliştirilmiş ve Rogerius Frugardi'nin (1140-1195) "Cerrahi Pratikler" kitabında sistematik şekilde düzenlenmiştir. Üniversitelerde sistematik cerrahi uygulamaların yapılması 1220'li yıllarda İtalya'da başlamıştır.
Rönesans döneminde anatomi öğrenimi gelişmiş ve mikroskop keşfedilmiştir. 19. yüzyılda, hastalık yapıcı mikrop teorisi salgın hastalıkların tedavisine olanak sağlamış, askeri doktorlar travma tedavisi ve cerrahisi üzerine uzmanlaşmıştır. Şehirlerin hızla gelişmesiyle hijyen sorunları önlenemez hale gelmiş ve sosyal sağlık önlemleri alınmıştır.
20. yüzyılın başlarında ileri düzey araştırma merkezleri açılmış, genellikle büyük hastaneler ile ilişkilendirilmiştir. 20. yüzyılın ortalarında antibiyotik gibi yeni tedavi yöntemlerinin bulunması, kimya, genetik ve laboratuvar teknolojisindeki gelişmelerle birlikte modern tıbba ışık tutmuştur.
Tıp, ağırlıklı olarak 20. yüzyılda profesyonelleşmiş, kadınlara tıp alanında hemşirelik ve bilim insanlığı gibi yeni kariyer yolları açılmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu'nda ise modern tıp eğitimine geçiş, 14 Mart 1827 tarihinde Tıphane ve Cerrahhane-i Amire isimli okulun açılmasıyla başlamıştır.
Bu tarih, ülkemizde tıp bayramı olarak kutlanmaktadır. İlk modern tıp okulu olan bu kurum, daha sonra Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane ismini almış ve İstanbul'un çeşitli yerlerinde hizmet vermiştir.
Antik Mısır ve Babil'den gelen bilgiler, erken dönem tıbbi gelenekleri yansıtırken, Antik Yunan'da teşhis, prognoz ve ileri düzey tıp etiği hakkında bilgiler de bulunmaktadır. Hipokrat Yemini, milattan önce 5. yüzyılda Yunanistan'da yazılmış ve doktorlar tarafından hâlâ kabul gören bir yemindir.
Orta Çağ'da, Antik Çağlardan kalan cerrahi uygulamalar geliştirilmiş ve Rogerius Frugardi'nin (1140-1195) "Cerrahi Pratikler" kitabında sistematik şekilde düzenlenmiştir. Üniversitelerde sistematik cerrahi uygulamaların yapılması 1220'li yıllarda İtalya'da başlamıştır.
Rönesans döneminde anatomi öğrenimi gelişmiş ve mikroskop keşfedilmiştir. 19. yüzyılda, hastalık yapıcı mikrop teorisi salgın hastalıkların tedavisine olanak sağlamış, askeri doktorlar travma tedavisi ve cerrahisi üzerine uzmanlaşmıştır. Şehirlerin hızla gelişmesiyle hijyen sorunları önlenemez hale gelmiş ve sosyal sağlık önlemleri alınmıştır.
20. yüzyılın başlarında ileri düzey araştırma merkezleri açılmış, genellikle büyük hastaneler ile ilişkilendirilmiştir. 20. yüzyılın ortalarında antibiyotik gibi yeni tedavi yöntemlerinin bulunması, kimya, genetik ve laboratuvar teknolojisindeki gelişmelerle birlikte modern tıbba ışık tutmuştur.
Tıp, ağırlıklı olarak 20. yüzyılda profesyonelleşmiş, kadınlara tıp alanında hemşirelik ve bilim insanlığı gibi yeni kariyer yolları açılmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu'nda ise modern tıp eğitimine geçiş, 14 Mart 1827 tarihinde Tıphane ve Cerrahhane-i Amire isimli okulun açılmasıyla başlamıştır.
Bu tarih, ülkemizde tıp bayramı olarak kutlanmaktadır. İlk modern tıp okulu olan bu kurum, daha sonra Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane ismini almış ve İstanbul'un çeşitli yerlerinde hizmet vermiştir.