Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim, Türkiye-İsviçre milli maçı sonrası yaşananlarla ilgili olarak, yetkililer henüz raporlarını sunmadan, ülke içinde infaz edildiklerini savunarak, "Ülke insanı olarak onursuz bir iş yapmadık" dedi.
Olimpiyatevi'nde düzenlenen toplantıda soruları yanıtlayan Fatih Terim, medyaya yüklenerek, olmamış şeylerin olmuş gibi gösterildiğini savundu. Terim, şöyle konuştu: "Keşke bazı şeylere mani olabilme imkanımız olsa. Ülke insanı olarak onursuz bir iş yapmadığımızı söylüyorum. Davut Dişli'den başlayarak benden devam ederek, oyunculardan en küçük merciimize kadar biz, ülkemiz adına ay yıldız adına ne yapılması gerekiyorsa onu yaptıkve onursuz hiçbir şey yapmadık. Nasıl davranılması gerekiyorsa öyle davrandık. Ama abartılara veya bize isnat edilenlere yapacak bir şeyimiz yok. İnfazı yapanlar, daha hiçbir şeyi beklemeden, raporu beklemeden. 7 kişinin raporu vardı. Hepsinin raporunda bu söylenen veya atfedilen insanların hiçbirinin isminin başharfi bile yokken olay bu şekle geldi. Bize söylüyorlar ama peki yenildiğimiz veya elendiğimiz zaman bunu ülke olarak normal kabul edebiliyor muyuz?
Kendi evlatlarımızı dışarıya kötü göstermek hoş değilBiz de bu ülkenin evlatlarıyız. Kendi içinizde bizi dövebilirsiniz, bize sövebilirsiniz ama kendi evladınızı dışarıya vermek, kötü göstermek çok hoş birşey mi? Olmayan birşeyi olmuş gibi gösterme çok hoş birşey mi? Ne yaptık biz? Arkadaşlarım ne yaptılar, aslanlar gibi mücadele ettiler. Herkes kendi adına ne yapılması gerekiyorsa onu yaptı. Herşey onurluca yapıldı. Biraz insaflı davranalım. Kendi evlatlarımızı bu kadar yerden yere vurmayalım. Muhakkak ki tenkit edilelim. Ama bu, dozu artan, belden aşağı veya tekkale maç şeklinde suçlanan şekilde değil. Onunda üslubu var. O ayyıldızı giyenler ülkesini mutlu etmek için ne lazımsa onu yaptı. Bundan da hiç utanmıyoruz, tam tersi gurur duyuyoruz. Çünkü utanılacakbirşey yapmadık biz."
Basında çıkan haberleri önümüze koydularTerim, Zürih'te kendilerine yöneltilen sorulara içtenlikle yanıt verdiklerini, zaman zaman sorulan soruların (dediler, söylediler) biçiminde olduğunu kaydederek, "O da tahmin edersiniz ki, kendi basın mensuplarımızın yazmış olduğu veya görüntülemiş olduğu bazı görüntülerin altını doldurarak, kendi bilgileri dahilinde gönderdikleri sorulara maruz kaldık. Ben İsviçre'nin antrenörüyle yarım saat beraber oldum. Onun dışında fazla birşey gelişmedi, bütün arkadaşlarımıza da aşağı yukarı gösterilen ilgi aynıydı. İsviçre basınının taraflı tutumu sürüyordu. Gayet güzel bir seyahatti, tam birekip çalışmasıydı" diye konuştu. İş tek kale maça döndüTerim, maç sonrası yapılan değerlendirme ve eleştirilerin, üzerinde toplanmaya başladığını belirterek, konuşmasına "İş tek kale maça döndü, kişiselleşmeye başladı. Bazı cevaplar vermek zorundayım" diye başladı. Yaptıkları maçların çok gerilimli ve kolay olmadığının altını çizen Terim, en ufak bir sarsıntıda, finallere gidememek duygusunun kolay kaldırılacak birşey olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti: "Futbolcularımın performanslarını en üste çekmek adına nasıl hazırlamamız gerekiyorsa öyle hazırladık. Maçtan sonra baktığımızda, ben 90 dakikayı dolu dolu yaşayan bir insanım. Hepimizin hataları olabilir, benim de. Benim 50, 100 metreden çekilen fotoğraflarımın altını, bilgisi olmayıp, duymayıp, fikri olan şeklinde istediği gibi yazmak çok adil değil. Nitekim bana sorulan sorularda bunlar da vardı."
Kimseyi tırmandırmadıkTerim, maçta gerginliği tırmandırdıkları yönündeki eleştirilerle ilgili olarak da, "Biz birşeyi tırmandırdıysak bunun ilk tepkisini seyirciden görmemiz gerekirdi" dedi. Oyuncuların performansını en üst düzeye getirmenin asli görevi olduğunu anlatan Terim, medyada yer alan haberlere tepki göstererek, şunları kaydetti: "Biz eğer birşeyi tırmandırmışsak bunun ilk tepkisini seyirciden görmemiz gerekir. Seyircide herhangi bir taşkınlık yoktu. 2. golden sonra seyirciyi tahrik edecek bazı davranışlar karşı kulübeden olmasına rağmen herhangi bir gerginlik yok. O zaman demek ki kimseyi tırmandırmamışız. Ama kendi oyuncularımızın performansını en yüksek yere, duygusunu en yoğun şekle getirmek de bizim asli görevimiz. 2-0 ile başlayıp 27. saniyede 3-0'a geliyorsunuz. 11 kişinin içinde 7 tane 25 yaş altında oyuncu var. 27. saniyede statta bir sessizlik oluyor veancak 4 tane atarsanız gidiyorsunuz. Bunun altından kalkmak çok kolay bir hadise mi?
Kendi evladınızı vuruyorsunuzBu çocuklar bunun altından kalktılar. Benim takımım bunun altından kalktı. 4 atılması lazımdı 4 attı. Yememesi lazımdı onu yeni. Ama 4-4 ile gidememiştir Türk Milli Takımı. Övgüyü haketmeleri gerekirken, hepimiz, muhakkak tenkit edileceğiz, bunlara itirazım yok. Ben 6 numaraya vurun demişim. Benim bunu işaret etmeme gerek yok ki. Öyle bir niyetim olursa çağırır söylerim. Basın dedim. Ben bunu zaten taktiksel olarak tüm oyuncularımıza söylüyorum. Halkı inandıracak şekilde olmuş gibi, kendinizi de önce inandırarak, arkasından da insanların inanmasını isteyerek kendi evladınızı vuruyorsunuz.
100 metreden fotoğraf çekip yorumluyorsunuzArkadaşlarıma diyorum ki (yetişin aman birşey olmasın). (İlk hedefiniz Akdeniz'dir) diye yazıyorsunuz arkadaşlar. 100 metreden çektiğiniz fotoğrafın altını size bu hakkı kim veriyor da böyle bir duyguyla düşünceyle dolduruyorsunuz. Son söz olarak (birşey söylemek istermisin) dediler. Ben de (evet)dedim. Üzgün olduğumu ifade ettim. Nedenini de şöyle açıkladım: Eğer tahmin edebilsem acaba önleyebilirmiydim. 36 senedir çok güzel şekildebu ülkeyi temsil ediyorum. Acaba önleyebilirmiydim bu koşmayı. Ben görmedim böyle birşey. Herşey bana göre doğru gitti. 15-20 saniyelik körüğe mani olamamışızdır. Bunun dışında hayatım boyunca oyuncularıma kimseye özellikle (rakibe git vur) demedim.
Kendi marşımızı nasıl söyleyeceğizİstiklal Marşı'nı sesli söyledi diye bir insanı tenkit ediyorsunuz. Kendi marşımızı neyle söyleyeceğiz. O milli formayı göğsünde taşımamış, bunun yarattığı yüksek duyguları tatmamış insanların bunu bilmesi mümkün değil. Dolayısıyla kapıyı kırdırdınız. Bunlara muhatap kalmak, kendi insanımızın (dediler, söylediler) sorularına orada maruz kalmak insanın içini acıtıyor. Benim futbolcularım aslanlar gibi oynamışlardır. 4 biz 4 onlar attı. Ben olaya böyle bakıyorum."
Olimpiyatevi'nde düzenlenen toplantıda soruları yanıtlayan Fatih Terim, medyaya yüklenerek, olmamış şeylerin olmuş gibi gösterildiğini savundu. Terim, şöyle konuştu: "Keşke bazı şeylere mani olabilme imkanımız olsa. Ülke insanı olarak onursuz bir iş yapmadığımızı söylüyorum. Davut Dişli'den başlayarak benden devam ederek, oyunculardan en küçük merciimize kadar biz, ülkemiz adına ay yıldız adına ne yapılması gerekiyorsa onu yaptıkve onursuz hiçbir şey yapmadık. Nasıl davranılması gerekiyorsa öyle davrandık. Ama abartılara veya bize isnat edilenlere yapacak bir şeyimiz yok. İnfazı yapanlar, daha hiçbir şeyi beklemeden, raporu beklemeden. 7 kişinin raporu vardı. Hepsinin raporunda bu söylenen veya atfedilen insanların hiçbirinin isminin başharfi bile yokken olay bu şekle geldi. Bize söylüyorlar ama peki yenildiğimiz veya elendiğimiz zaman bunu ülke olarak normal kabul edebiliyor muyuz?
Kendi evlatlarımızı dışarıya kötü göstermek hoş değilBiz de bu ülkenin evlatlarıyız. Kendi içinizde bizi dövebilirsiniz, bize sövebilirsiniz ama kendi evladınızı dışarıya vermek, kötü göstermek çok hoş birşey mi? Olmayan birşeyi olmuş gibi gösterme çok hoş birşey mi? Ne yaptık biz? Arkadaşlarım ne yaptılar, aslanlar gibi mücadele ettiler. Herkes kendi adına ne yapılması gerekiyorsa onu yaptı. Herşey onurluca yapıldı. Biraz insaflı davranalım. Kendi evlatlarımızı bu kadar yerden yere vurmayalım. Muhakkak ki tenkit edilelim. Ama bu, dozu artan, belden aşağı veya tekkale maç şeklinde suçlanan şekilde değil. Onunda üslubu var. O ayyıldızı giyenler ülkesini mutlu etmek için ne lazımsa onu yaptı. Bundan da hiç utanmıyoruz, tam tersi gurur duyuyoruz. Çünkü utanılacakbirşey yapmadık biz."
Basında çıkan haberleri önümüze koydularTerim, Zürih'te kendilerine yöneltilen sorulara içtenlikle yanıt verdiklerini, zaman zaman sorulan soruların (dediler, söylediler) biçiminde olduğunu kaydederek, "O da tahmin edersiniz ki, kendi basın mensuplarımızın yazmış olduğu veya görüntülemiş olduğu bazı görüntülerin altını doldurarak, kendi bilgileri dahilinde gönderdikleri sorulara maruz kaldık. Ben İsviçre'nin antrenörüyle yarım saat beraber oldum. Onun dışında fazla birşey gelişmedi, bütün arkadaşlarımıza da aşağı yukarı gösterilen ilgi aynıydı. İsviçre basınının taraflı tutumu sürüyordu. Gayet güzel bir seyahatti, tam birekip çalışmasıydı" diye konuştu. İş tek kale maça döndüTerim, maç sonrası yapılan değerlendirme ve eleştirilerin, üzerinde toplanmaya başladığını belirterek, konuşmasına "İş tek kale maça döndü, kişiselleşmeye başladı. Bazı cevaplar vermek zorundayım" diye başladı. Yaptıkları maçların çok gerilimli ve kolay olmadığının altını çizen Terim, en ufak bir sarsıntıda, finallere gidememek duygusunun kolay kaldırılacak birşey olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti: "Futbolcularımın performanslarını en üste çekmek adına nasıl hazırlamamız gerekiyorsa öyle hazırladık. Maçtan sonra baktığımızda, ben 90 dakikayı dolu dolu yaşayan bir insanım. Hepimizin hataları olabilir, benim de. Benim 50, 100 metreden çekilen fotoğraflarımın altını, bilgisi olmayıp, duymayıp, fikri olan şeklinde istediği gibi yazmak çok adil değil. Nitekim bana sorulan sorularda bunlar da vardı."
Kimseyi tırmandırmadıkTerim, maçta gerginliği tırmandırdıkları yönündeki eleştirilerle ilgili olarak da, "Biz birşeyi tırmandırdıysak bunun ilk tepkisini seyirciden görmemiz gerekirdi" dedi. Oyuncuların performansını en üst düzeye getirmenin asli görevi olduğunu anlatan Terim, medyada yer alan haberlere tepki göstererek, şunları kaydetti: "Biz eğer birşeyi tırmandırmışsak bunun ilk tepkisini seyirciden görmemiz gerekir. Seyircide herhangi bir taşkınlık yoktu. 2. golden sonra seyirciyi tahrik edecek bazı davranışlar karşı kulübeden olmasına rağmen herhangi bir gerginlik yok. O zaman demek ki kimseyi tırmandırmamışız. Ama kendi oyuncularımızın performansını en yüksek yere, duygusunu en yoğun şekle getirmek de bizim asli görevimiz. 2-0 ile başlayıp 27. saniyede 3-0'a geliyorsunuz. 11 kişinin içinde 7 tane 25 yaş altında oyuncu var. 27. saniyede statta bir sessizlik oluyor veancak 4 tane atarsanız gidiyorsunuz. Bunun altından kalkmak çok kolay bir hadise mi?
Kendi evladınızı vuruyorsunuzBu çocuklar bunun altından kalktılar. Benim takımım bunun altından kalktı. 4 atılması lazımdı 4 attı. Yememesi lazımdı onu yeni. Ama 4-4 ile gidememiştir Türk Milli Takımı. Övgüyü haketmeleri gerekirken, hepimiz, muhakkak tenkit edileceğiz, bunlara itirazım yok. Ben 6 numaraya vurun demişim. Benim bunu işaret etmeme gerek yok ki. Öyle bir niyetim olursa çağırır söylerim. Basın dedim. Ben bunu zaten taktiksel olarak tüm oyuncularımıza söylüyorum. Halkı inandıracak şekilde olmuş gibi, kendinizi de önce inandırarak, arkasından da insanların inanmasını isteyerek kendi evladınızı vuruyorsunuz.
100 metreden fotoğraf çekip yorumluyorsunuzArkadaşlarıma diyorum ki (yetişin aman birşey olmasın). (İlk hedefiniz Akdeniz'dir) diye yazıyorsunuz arkadaşlar. 100 metreden çektiğiniz fotoğrafın altını size bu hakkı kim veriyor da böyle bir duyguyla düşünceyle dolduruyorsunuz. Son söz olarak (birşey söylemek istermisin) dediler. Ben de (evet)dedim. Üzgün olduğumu ifade ettim. Nedenini de şöyle açıkladım: Eğer tahmin edebilsem acaba önleyebilirmiydim. 36 senedir çok güzel şekildebu ülkeyi temsil ediyorum. Acaba önleyebilirmiydim bu koşmayı. Ben görmedim böyle birşey. Herşey bana göre doğru gitti. 15-20 saniyelik körüğe mani olamamışızdır. Bunun dışında hayatım boyunca oyuncularıma kimseye özellikle (rakibe git vur) demedim.
Kendi marşımızı nasıl söyleyeceğizİstiklal Marşı'nı sesli söyledi diye bir insanı tenkit ediyorsunuz. Kendi marşımızı neyle söyleyeceğiz. O milli formayı göğsünde taşımamış, bunun yarattığı yüksek duyguları tatmamış insanların bunu bilmesi mümkün değil. Dolayısıyla kapıyı kırdırdınız. Bunlara muhatap kalmak, kendi insanımızın (dediler, söylediler) sorularına orada maruz kalmak insanın içini acıtıyor. Benim futbolcularım aslanlar gibi oynamışlardır. 4 biz 4 onlar attı. Ben olaya böyle bakıyorum."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.