Fatih Terim, Arda Turan polemiğini bir daha izledim. Çünkü hoşuma gidiyor. Atışmalar ithamlar. Bir bardak suda fırtına gibi. Ancak 650 bin avro gibi ciddi bir parada ortada. Bunu bir kenara bırakıp taraflardan cümleler aldım.
Mesela Fatih Terim, "Bizi tuzağa düşürdüler" diyor, kim olduğunun cevabı yok. İçerden kim bilgi sızdırdı meselesini anlatıyor. Mesela Arda, Bilal Meşe'ye "Hiçbirşey yokken burada oldu" diyor. Saldırının uzun bir aradan sonra gerçekleşmesine cevap arıyor. Ancak bilgi sahibi tavırları var. Terim'in, "Uçağa gazetecileri ben aldım" ifadesi var. Korkusuz olduğunu anlatıyor. "Bu uygulamaları yaparken futbolcuya sormayız" dedi. Duruma hakim olduğunu ima ediyor. "Prim araçtır, başka şeyler var" Sorunun gerçek sebebini anlatmak için ifade etti. Ancak başka şeyler konusunda bilgi vermedi. Eğer disiplinsizlikse sorun, yeterli gelmedi bana kavga için. "Şımarıklıktan hicap duydum"ifadesini kullandı. Arda'yı kastetti. İçerden bilgi sızdırılmasına iki memurunu delikanlı gibi savundu. "Haydi haydi falanca bilgi verdi değin" taraflar önünde karşı karşıya olduğunu söyleyerek. "Fatihten korkuyorsunuz diye diye algı yarattınız" ifadesiyle kendisine soru sorulamaz efsanesine cevap verdi.
Burada bir not düşmeliyim. Kimin hangi olayı tehdit saydığı, kimin nasıl tuzağa düştüğü aldatmalarını nasıl anladıklarını bilemem. Fatih hocanın tavırları ise sözkonusu sorunun devasa boyutta olduğunu gösteriyor.
Şimdi gelelim Arda'ya. "Yalandan bir özür dileyip olayları idare mi etseydim?" Eyyamcı Demirören'e cevap. Dışardan yönlendirme için, "Ben sırtımı Allah'tan başka hiç bir güce dayamam" "Ben haylaz futbocuyum" "Beni yönlendirmek hocaya düşer" diyor. "Hoca sorumluluğu futbolcuların üzerine attı" diyerek Fatih Terim' i açık bir şekilde suçladı. 2016 finalleri için söylüyor. "Benim onun arkasından konuştuğuma inanmış" Terim'i suçluyor. "Beni kimse kullanamaz" dışardan müdahalelere karşı cevabı. Herşeyi ben hocanın yüzüne söylüyorum, o basın toplantılarında söylüyor" Arkadan konuşmaya açıklık getiriyor. "Milli takımı bıraktım" Takıma zarar verdiğini anlatıyor.
Şu ifadelere bakınca ortada muazzam bir şey olduğu izlenimi alıyor insan. Var mı? siz söyleyin. Bu açıkça bir kimlik sorunu ve tartışması. Sadece ciddi boyuttaki 650 bin avroluk para hariç. Avronun içinde Başkan da var diye bunu katmıyorrum işin içine. Söz konusu ifadelerin açıkladığı sorunları çözmek ise Fatih Hocanın görevi. O da çözeceğine yangına körükle gidiyor. Yakışmıyor ve olmuyor.
Bunları yazarken aklıma Tınaz hoca geldi. Tahsisat yokluğundan bize çay kahve ikramında bulunamamanın ızdırabını yaşıyordu. O zamam Milli takımda oynamam yoktu. O zaman hocalar, Milli duygu yükleriyle ağlarlardı, futbolcularda öyle. O zaman onurlu yenilgiler de bizi mutlu ederdi. Ne diyeyim şimdi para ve kavgalarıyla gelen başarılara alkışlamak gerekir diye tempo tutuyoruz. Dilerdim ki bunları bize Fatih hoca ve Arda Turan öğretmemeliydi...
Mesela Fatih Terim, "Bizi tuzağa düşürdüler" diyor, kim olduğunun cevabı yok. İçerden kim bilgi sızdırdı meselesini anlatıyor. Mesela Arda, Bilal Meşe'ye "Hiçbirşey yokken burada oldu" diyor. Saldırının uzun bir aradan sonra gerçekleşmesine cevap arıyor. Ancak bilgi sahibi tavırları var. Terim'in, "Uçağa gazetecileri ben aldım" ifadesi var. Korkusuz olduğunu anlatıyor. "Bu uygulamaları yaparken futbolcuya sormayız" dedi. Duruma hakim olduğunu ima ediyor. "Prim araçtır, başka şeyler var" Sorunun gerçek sebebini anlatmak için ifade etti. Ancak başka şeyler konusunda bilgi vermedi. Eğer disiplinsizlikse sorun, yeterli gelmedi bana kavga için. "Şımarıklıktan hicap duydum"ifadesini kullandı. Arda'yı kastetti. İçerden bilgi sızdırılmasına iki memurunu delikanlı gibi savundu. "Haydi haydi falanca bilgi verdi değin" taraflar önünde karşı karşıya olduğunu söyleyerek. "Fatihten korkuyorsunuz diye diye algı yarattınız" ifadesiyle kendisine soru sorulamaz efsanesine cevap verdi.
Burada bir not düşmeliyim. Kimin hangi olayı tehdit saydığı, kimin nasıl tuzağa düştüğü aldatmalarını nasıl anladıklarını bilemem. Fatih hocanın tavırları ise sözkonusu sorunun devasa boyutta olduğunu gösteriyor.
Şimdi gelelim Arda'ya. "Yalandan bir özür dileyip olayları idare mi etseydim?" Eyyamcı Demirören'e cevap. Dışardan yönlendirme için, "Ben sırtımı Allah'tan başka hiç bir güce dayamam" "Ben haylaz futbocuyum" "Beni yönlendirmek hocaya düşer" diyor. "Hoca sorumluluğu futbolcuların üzerine attı" diyerek Fatih Terim' i açık bir şekilde suçladı. 2016 finalleri için söylüyor. "Benim onun arkasından konuştuğuma inanmış" Terim'i suçluyor. "Beni kimse kullanamaz" dışardan müdahalelere karşı cevabı. Herşeyi ben hocanın yüzüne söylüyorum, o basın toplantılarında söylüyor" Arkadan konuşmaya açıklık getiriyor. "Milli takımı bıraktım" Takıma zarar verdiğini anlatıyor.
Şu ifadelere bakınca ortada muazzam bir şey olduğu izlenimi alıyor insan. Var mı? siz söyleyin. Bu açıkça bir kimlik sorunu ve tartışması. Sadece ciddi boyuttaki 650 bin avroluk para hariç. Avronun içinde Başkan da var diye bunu katmıyorrum işin içine. Söz konusu ifadelerin açıkladığı sorunları çözmek ise Fatih Hocanın görevi. O da çözeceğine yangına körükle gidiyor. Yakışmıyor ve olmuyor.
Bunları yazarken aklıma Tınaz hoca geldi. Tahsisat yokluğundan bize çay kahve ikramında bulunamamanın ızdırabını yaşıyordu. O zamam Milli takımda oynamam yoktu. O zaman hocalar, Milli duygu yükleriyle ağlarlardı, futbolcularda öyle. O zaman onurlu yenilgiler de bizi mutlu ederdi. Ne diyeyim şimdi para ve kavgalarıyla gelen başarılara alkışlamak gerekir diye tempo tutuyoruz. Dilerdim ki bunları bize Fatih hoca ve Arda Turan öğretmemeliydi...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025
- Fenerbahçe için hazin son / 03.04.2025
- Artık namağlup değil / 30.03.2025
- Bodrumspor beklendiği gibi çıkmadı / 29.03.2025
- Hak ettiğimiz yerdeyiz / 24.03.2025
- A Ligi'ne yaklaştık / 21.03.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025
- Fenerbahçe için hazin son / 03.04.2025
- Artık namağlup değil / 30.03.2025
- Bodrumspor beklendiği gibi çıkmadı / 29.03.2025
- Hak ettiğimiz yerdeyiz / 24.03.2025
- A Ligi'ne yaklaştık / 21.03.2025