'Tatlı zehir'e AKP takviyesi
'Tatlı zehir' olarak bilinen glikozda sektörün yüzde 94'ü 2 yabancı firmanın elinde bulunuyor. Hükümet, glikoz kotalarını bir kez daha artırarak yabancı firmaları ihya etti. İİB Koordinatör Başkanı Zekeriya Mete, kota artırımını Türk üreticisine ihanet ol
12.07.2014 00:00:00
ERSAN İLTER/İSTANBULBakanlar Kurulu kamuoyunda 'tatlı zehir' olarak bilinen Nişasta Bazlı Şeker'in, bir başka ifadeyle mısır şekerinin (glikoz) kotasını bir kez daha artırdı. Türkiye'de başta bisküvi ve çikolata sanayi olmak üzere şekerli ürünlerin ana girdi maddesini oluşturan glikozun yüzde 94'ünü yabancı şirketler üretiyor. Kota artırımı IMF ve Dünya Bankası'nın, daha net anlatımla ABD'nin 2001 yılındaki ekonomik krizden sonra Türkiye'ye dayattığı Şeker Kanunu bağlamında gerçekleşiyor. İstanbul İhracatçı Birlikleri (İİB) Koordinatör Başkanı Zekeriya Mete de, glikozun 2001 yılında getirilen bir kanuna göre Türkiye'de Bakanlar Kurulu'nun belirlediği kota kadar üretilebildiğini hatırlattı. 2013-2014 pazarlama yılında nişasta kökenli şekerler (glikoz) için Şeker Kurulu tarafından 244 bin 400 ton olarak belirlenen kotanın yüzde 25 oranında artırıldığı bilgisini veren Mete, Türkiye'de glikozun iç piyasaya satışının yüzde 85'inin 2 yabancı firmada, geri kalan yüzde 15'lik payın ise 3 yerli firmanın elinde bulunduğunu bildirdi. Zekeriya Mete, glikozda sektörün yüzde 94'ünün 2 yabancı firmanın elinde olduğunu belirterek, kota artırımını Türk üreticisine ihanet olarak niteledi.Şeker Kurumu yabancıya çalışıyorMete, Şeker Kurumu'nun sorumluluğunu yerine getirmediğini belirterek, "Kurum ve bürokratlar sektörün sorunlarını çözmek varken 2 firmanın sorunu için çözüm üretiyorlar. Bürokratlar onların ihtiyaçlarına göre çalışma yapıyorlar. 2 firma daha fazla para kazansın diye kota veriyorsun neden diye yıllardır bunu soruyoruz, dile getiriyoruz ama sorunun çözümünü ve cevabını bulamıyoruz. Bu kuruma, bakanlığın bu işin hesabını sorması lazım" ifadelerini kullandı. Sektörü 2 firmanın eline bırakan düzenin değişmesi gerektiğini vurgulayan Mete, iç piyasaya yerli glikoz üreticisinin de ürün satamadığını kaydetti.Türkiye olarak 2023 yılı için 500 miyar dolar ihracat hedefi koyduklarını dile getiren Mete, "Bu mantıkla 250 bile zor" diye konuştu. Normal bir şekerden çok daha tatlı Glikoz şurubu ya da diğer adıyla Mısır Şurubu, mısır nişastasından üretilen bir şeker türü. Normal bir şekerden çok daha tatlı olduğu ve daha ucuza mal edildiği için şekerli ürünlerde yaygın olarak kullanılıyor. Öyle ki 1 kg glikoz şurubu ile 22.4 kg toz şeker eklenen sular aynı oranda şekerliymiş gibi his veriyor. AKP Hükümeti'nin glikoz aşkı nedeniyle Türkiye'de on binlerce ailenin geçim kaynağı olan şeker pancarı ekimi ciddi darbe yedi. Uzmanlara göre, glikoz şurubu vücuda alındığında ön etki olarak vücudun şeker dengesini alt üst ediyor, hormonal sistemleri bozuyor ve uzun vadede kansere sebep oluyor. Astım ve multiskleroz gibi hastalıklara neden olabileceği, bunun yanında karaciğeri büyütücü etkisi olduğu saptandı. Bu durum daha çok yağ depolanmasına ve akabinde kilo alımına, dolayısıyla çağımızın hastalığı obeziteye yol açıyor. Glikozun böbreklerde taş oluşumu ile Alzheimer hastalığı riskini artırdığı da biliniyor. Nitekim Profesör Stanley Ulijaszek, mısır şurubunu bir intihar yolu olarak nitelendiriyor. Nişasta bazlı şekerlerin dünyanın gelişmiş ülkelerinde kısıtlanmasına rağmen dünyanın en büyük pancar üreticilerinden olan Türkiye'de neden halen tüketildiği ve Sağlık Bakanlığı'nın obeziteyi önleme konusundaki yoğun çalışmalarına rağmen neden göz göre göre tüketilmesine müsaade edildiği bilinmiyor!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.