Tarımda ithalat ürkütüyor
Türkiye'nin 2006 yılında 3.7 milyar dolar olan tarım ve gıda ithalatı, 2015 yılında 11.2 milyar dolara ulaştı. Ülkemiz ayçiçeği, palmiye, buğday ve pamuk ithaline her yıl milyarca dolar ödüyor
21.08.2016 00:00:00
YENİ MESAJ/ANKARA
Türkiye'nin 2006 yılında 3.7 milyar dolar olan tarım ve gıda ithalatı, 2007'de 5.4, 2008'de 8.8 milyar dolara yükseldi. Türkiye'de yaşanan ekonomik kriz nedeniyle ithalat 2009'da 6.4 milyar dolara inerken; 2010'da 7.7, 2011'de 11 milyar dolara çıktı. İthalatın 2012 yılında 10.7 milyar dolara geriledikten sonra 2013 yılında 11.2, 2014'de ise 12.4 milyar dolara ulaştı. Bu rakam bugüne kadar gerçekleşen en yüksek ithalat verisi olarak dikkat çekiyor. Tarım ve gıda ithalatı 2015 yılında 11.2 milyar dolar olarak gerçekleşti.
İhracat boyutuna gelince Türkiye'nin tarım ve gıda ihracatı 2006 yılında 8, 2007'de 9.1, 2008'de 10.8 milyar dolardı. İhracat 2011'de 14.4, 2012'de 15.3, 2013'de 17, 2014'de 18 milyar dolara ulaştı. Geçen yıl ise 16.8 milyar dolar olarak gerçekleşti. Veriler incelendiğinde dünyanın en bereketli toprakları üzerinde yer alan Türkiye'nin tarımda ciddi bir dış ticaret fazlasının olmadığı ortaya çıkıyor. Nitekim 2013 yılında tarım ve gıda 5 milyar 777 milyon, 2014 yılında 5 milyar 577 milyon, 2015 yılında 5 milyar 545 milyon dolar dış ticaret fazlası verdi.
İhracatta sıkıntı yaşanıyor
Ocak-Haziran dönemleri itibarıyla 2014 yılında 8 milyar 713 milyon dolar olan ihracat, 2015 yılında yüzde 6.05 azalmayla 8 milyar 186 milyon dolara, 2016 yılında ise yüzde 4 düşüşle 7 milyar 859 milyon dolara indi. TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye'nin tarımdaki potansiyelinin olağanüstü boyutlarda olduğuna işaret ederek, şunları söyledi: "Halen yıllık bazda 150 milyon tonu aşmış olan bitkisel üretimi, verimlilikle veya ekilmeyen geniş alanları tarıma kazandırarak, çok değil yüzde 25 artırdığımızda, yıllık bazda 37-38 milyon tonluk bir ürün artışına ulaşırız. Hem mevcut pazarlar zorlanarak ve yeni pazarlar bulunarak çok daha fazla ihracat imkanı yakalayabiliriz, hem de üretim açığımız bulunan ürünlerde yeterliliğe ulaşıp ithalatı azaltırız. Başta Ortadoğu olmak üzere bölgemizde bir gıda açığı bulunduğu hepimizin malumudur. Bu pazarlara bizden daha yakın bir üretim fazlası olan ülke yok. Bir Suudi Arabistan pazarına bizim yerimize çok daha uzak ABD, Brezilya, Arjantin, Kanada ve Avustralya ihracat yapıyorsa neyi eksik yaptığımızı ortaya koymamız gerekir."
Türkiye'nin 2006 yılında 3.7 milyar dolar olan tarım ve gıda ithalatı, 2007'de 5.4, 2008'de 8.8 milyar dolara yükseldi. Türkiye'de yaşanan ekonomik kriz nedeniyle ithalat 2009'da 6.4 milyar dolara inerken; 2010'da 7.7, 2011'de 11 milyar dolara çıktı. İthalatın 2012 yılında 10.7 milyar dolara geriledikten sonra 2013 yılında 11.2, 2014'de ise 12.4 milyar dolara ulaştı. Bu rakam bugüne kadar gerçekleşen en yüksek ithalat verisi olarak dikkat çekiyor. Tarım ve gıda ithalatı 2015 yılında 11.2 milyar dolar olarak gerçekleşti.
İhracat boyutuna gelince Türkiye'nin tarım ve gıda ihracatı 2006 yılında 8, 2007'de 9.1, 2008'de 10.8 milyar dolardı. İhracat 2011'de 14.4, 2012'de 15.3, 2013'de 17, 2014'de 18 milyar dolara ulaştı. Geçen yıl ise 16.8 milyar dolar olarak gerçekleşti. Veriler incelendiğinde dünyanın en bereketli toprakları üzerinde yer alan Türkiye'nin tarımda ciddi bir dış ticaret fazlasının olmadığı ortaya çıkıyor. Nitekim 2013 yılında tarım ve gıda 5 milyar 777 milyon, 2014 yılında 5 milyar 577 milyon, 2015 yılında 5 milyar 545 milyon dolar dış ticaret fazlası verdi.
İhracatta sıkıntı yaşanıyor
Ocak-Haziran dönemleri itibarıyla 2014 yılında 8 milyar 713 milyon dolar olan ihracat, 2015 yılında yüzde 6.05 azalmayla 8 milyar 186 milyon dolara, 2016 yılında ise yüzde 4 düşüşle 7 milyar 859 milyon dolara indi. TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye'nin tarımdaki potansiyelinin olağanüstü boyutlarda olduğuna işaret ederek, şunları söyledi: "Halen yıllık bazda 150 milyon tonu aşmış olan bitkisel üretimi, verimlilikle veya ekilmeyen geniş alanları tarıma kazandırarak, çok değil yüzde 25 artırdığımızda, yıllık bazda 37-38 milyon tonluk bir ürün artışına ulaşırız. Hem mevcut pazarlar zorlanarak ve yeni pazarlar bulunarak çok daha fazla ihracat imkanı yakalayabiliriz, hem de üretim açığımız bulunan ürünlerde yeterliliğe ulaşıp ithalatı azaltırız. Başta Ortadoğu olmak üzere bölgemizde bir gıda açığı bulunduğu hepimizin malumudur. Bu pazarlara bizden daha yakın bir üretim fazlası olan ülke yok. Bir Suudi Arabistan pazarına bizim yerimize çok daha uzak ABD, Brezilya, Arjantin, Kanada ve Avustralya ihracat yapıyorsa neyi eksik yaptığımızı ortaya koymamız gerekir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.