Tarihî Yağcıbaşı Hüsmen Paşa Vak'ası

Bir varmış bir yokmuş (dersin Türkiye ekonomisi).

Güller sararmış ve solmuş.

Eski zamanlarda çağlarda,

Bir ülke ki, analar ha bire ağlar da

Tık yokmuş ülkeyi idare edenlerde,

Bir haber gelmezi gidenlerde.

Her şeydi güya güllük gülistanlık,

Yok pahasına satılırken entari ve fistanlık

Bir hükümet varmış bu sormayın,

Sorup da boşuna kendinizi yormayın.

Hükümetin başında bulunan zat azim heybetlüymüş.

Geride kalanların cümlesi sanki ölüymüş.

Astığı astık, kestikti kestiği,

Kuştüyünden yastığı.

Yürürken titrerdi kainat,

İşler bir tuhaftı ona inat.

İşte bu haşmetlünün Hüsmen Paşa diye bir yağcıbaşısı varmış.

Beklenmedik bir bela başına sarmış.

Bütün törenlerde ense kökünden ayrılmayan,

Yapılan bütün hakaretlerden hiç darılmayan

Bu Hüsmen Paşa nam zat,

Olunca bir gün azat,

Hikaye bu ya uzat babam uzat.

Toplamış saraydaki cümle avanesini,

Ve Cem etmiş katmış peşine Derviş taifesini,

Atmış torbasına tarağını tasını

Takmamış günahına ahalinin tasasını.

Yatmaktayken Veziri azam yatak yorgan,

Bir de o atmış boynuna urgan.

Benden bu kadar demiş, ayırmış yolları,

Açık kalmış Mevla'ya Vezir-i azamın kolları.

Ey tanrım demiş derinden derinden,

Acayip sesler gelir olmuş bir yerinden.

Böyle mi olacaktı sonu bu işin

Yaz ortasında üşür oldum sanki kışın.

Ben ne ettim ne eyledim,

Bir çuval inciri berbat eyledim.

Ne çok güvenmiştim o namerde,

Yeterince çoktu, düşürdü beni tekrar derde.

Ne güzel seyrediyordu işleri devletin,

Ulan Hüsmen paşa bunu bana nasıl eyledin.

Yediğimiz içtiğimiz bile ayrı gitmezdi

Herkes sanırdı bu aşk bitmezdi.

Büyü mü yoksa sihir mi yaptılar bize,

Geçmiş olsun derim hepimize.

Babana bile güvenme derlerdi inanmazdım,

Hüsmen paşadan böyle bir şey ummazdım.

Boşuna mı demişler insanın çiğ süttür ilk gıdası,

Bu işleri başıma açan Amerikan kıtası.

Ben ölüp gidiyorum geride kalanlar ders alın,

Sonunda benim gibi siz de toplarsınız nalın.

Tek dostum Devlet imiş hem de Bahçeli

Tek bildiği türkü "töre" iki heceli.

Boşuna yapmışız onunla düşmanlık,

Sormayın, sardı beni bir pişmanlık.

Uzun söze hacet, en iyisi kısası,

Düzeltir her bir müşkülü Hz. Musa'nın "asa"sı.