Tarihi nakış nakış işliyor
Tarihi nakış nakış işleyerek dönem kostümleri hazırlayan 70 yaşındaki Ali Görmüşler, bugün televizyon ve sinemanın vazgeçilmez ismi oldu.
30.01.2017 00:00:00
Tezgahtar olarak başladığı mesleğinde Seddülbahir, Topal Osman, Dersimiz Atatürk gibi önemli projelere imza atan terzi Ali dizilere kostüm yetiştirmek için yoğun mesai harcıyor. Yaptığı işi ise "nöbetçi eczane" olarak tanımlıyor.
Sahaf sahaf dolaşıp dönem kostümlerine dair yazılmış kitapları tarayarak ve ressamların tablolarını inceleyerek kostümleri hazırladığını söyleyen Görmüşler, aynı zamanda Atatürk'ün şapkalarını diken Recep Usta'nın da çırağı.
Görmüşler dev fabrikalar, teknolojik makinelere inatla el emeği göz nuru olarak hazırladığı kostümlerle kalmıyor aksesuarlarını da kendisi yapıyor. Türkiye'de bu alanda tek olduğunu ifade eden Görmüşler; "A'dan Z'ye üniformaya ne gerekiyorsa yapıyoruz. Üniformadan başlıyorum akabinde şapkası rütbesi bütün aksesuarları çizmesi postalı her şeyini yapıyorum. Metal aksesuarları kendim döktürüyorum. Osmanlı'da paşaların rütbeleri madalyaları nakış ve işlemeleri hepsi çok farklı. Hepsinin bir dili var. Nakışı birebir yapmaya çalışıyoruz. Biraz sıkıntı yaşıyoruz. Bazılarını tam net göremiyoruz okuyamıyoruz. Yakalarda kollarda dirseğe kadar nakış oluyor. Bizim bütün sıkıntımız nakışta. Biz makinada yapmamıza rağmen saatlerce sürüyor. Mesela 50 bin vuruş 100 bin vuruşla yapılıyor. Bir de tek tek elde iğne ile o nakışın örüldüğünü düşünün. Bir de altın sırma ip ile yapıyorlar ama mükemmel çalışılıyor" dedi.
Senelerdir aynı atölyelerle çalışan Görmüşler'in değerli bir de şapkacısı var. Görmüşler şapkacı Recep Usta'yı şu sözlerle anlatıyor; "Çok iyi bir şapkacım var. Eskişehir'de Atatürk'e şapka diken ustanın yanında yetişmiş. Biz ona Recep Usta deriz. Çok iyi bir sanatkârdır."
Kostümcülerin yoğun çalışma sürecini Görmüşler nöbetçi eczane benzetmesi yaparak şunları söyledi: "Biz resmen nöbetçi eczane gibiyiz. Gece de bizim çok çalıştığımız oluyor. Gece sete götürüp mal verdiğimiz oluyor. Telefonumu 7/ 24 açık tutarım. Dolayısıyla emek isteyen zorlu ve bir o kadar da zevkli bir iş. Senelerdir aynı atölyelerle çalışıyorum. Hiç değiştirmedim." İHA
Sahaf sahaf dolaşıp dönem kostümlerine dair yazılmış kitapları tarayarak ve ressamların tablolarını inceleyerek kostümleri hazırladığını söyleyen Görmüşler, aynı zamanda Atatürk'ün şapkalarını diken Recep Usta'nın da çırağı.
Görmüşler dev fabrikalar, teknolojik makinelere inatla el emeği göz nuru olarak hazırladığı kostümlerle kalmıyor aksesuarlarını da kendisi yapıyor. Türkiye'de bu alanda tek olduğunu ifade eden Görmüşler; "A'dan Z'ye üniformaya ne gerekiyorsa yapıyoruz. Üniformadan başlıyorum akabinde şapkası rütbesi bütün aksesuarları çizmesi postalı her şeyini yapıyorum. Metal aksesuarları kendim döktürüyorum. Osmanlı'da paşaların rütbeleri madalyaları nakış ve işlemeleri hepsi çok farklı. Hepsinin bir dili var. Nakışı birebir yapmaya çalışıyoruz. Biraz sıkıntı yaşıyoruz. Bazılarını tam net göremiyoruz okuyamıyoruz. Yakalarda kollarda dirseğe kadar nakış oluyor. Bizim bütün sıkıntımız nakışta. Biz makinada yapmamıza rağmen saatlerce sürüyor. Mesela 50 bin vuruş 100 bin vuruşla yapılıyor. Bir de tek tek elde iğne ile o nakışın örüldüğünü düşünün. Bir de altın sırma ip ile yapıyorlar ama mükemmel çalışılıyor" dedi.
Senelerdir aynı atölyelerle çalışan Görmüşler'in değerli bir de şapkacısı var. Görmüşler şapkacı Recep Usta'yı şu sözlerle anlatıyor; "Çok iyi bir şapkacım var. Eskişehir'de Atatürk'e şapka diken ustanın yanında yetişmiş. Biz ona Recep Usta deriz. Çok iyi bir sanatkârdır."
Kostümcülerin yoğun çalışma sürecini Görmüşler nöbetçi eczane benzetmesi yaparak şunları söyledi: "Biz resmen nöbetçi eczane gibiyiz. Gece de bizim çok çalıştığımız oluyor. Gece sete götürüp mal verdiğimiz oluyor. Telefonumu 7/ 24 açık tutarım. Dolayısıyla emek isteyen zorlu ve bir o kadar da zevkli bir iş. Senelerdir aynı atölyelerle çalışıyorum. Hiç değiştirmedim." İHA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.