3 Ekim'e kadar Rumlar ile Gümrük Birliği Ek Protokolü'nü genişletmesi beklenen Türkiye önceki gün bu koşulu imzalayarak Dönem Başkanı İngiltere'ye sundu.Yeni 10 Birlik üyesi ile Rumlar Türkiye ile Ankara Anlaşması temelinde yeni ilişkilere girmeye devam edecekler.Türkiye Gümrük Birliği Anlaşması'nı genişletirken attığı imzadan sonra bir deklerasyon ekleyerek Rumlar'ın Türkiye olarak siyasal anlamda Rumları tanınmadığını da belirtti.Bu duruma kimileri zafer gözüyle de bakabilir " Tüm bastırmalara rağmen Türkiye Rumları ben tanımıyorum" gibi bir hamasete de girmemek lazım.Ortada belli bir metin, belli bir imza ve muhataplar olduğu sürece ve siz bu zemini kabul ettiğinizi uluslararası bağlamda desteklediğiniz sürece o zeminin gereklerini de yerine getirmek durumundasınız.Gümrük Birliği metni ile birlikte yayınlanan deklarasyonda, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin 1960'ta kurulan asıl ortaklık devleti olmadığına dikkat çekiliyor." Avrupa Birliği memnun, Rumlar üzgün"başlıklı haberlere ise fazla itibar edilmemeli."Siz ortak bir devleti yıkıyorsunuz, kendi başınıza hareket ederek muhatabınızı sindiriyorsunuz ve uluslararası hukuka yeni bir devlet olarak sokuluyorsunuz.Eski ortağınıza ambargolar uygulatmayı beceriyorsunuz ve onu ekonomik ve sosyal yönden çökertmeyi başarıyorsunuz. Ona sahip çıktığı söylenen koca 71 milyonluk ülkeyle de pazarlığa tutuşarak ona belli bir şekilde imza attırabiliyorsunuz"Rumları başka ne tatmin edebilir ki?Zararımıza gelişen Gümrük Birliği'ne attığımız imzadan sonra bu imzanın devamı niteliğinde Rumlar ile de muhatap olmaya başladık.Avrupa Birliği'nin bize sunduğu 3 Ekim tarihine kadar başka gelişmeler de görülecektir.Türkiye her ne kadar tanıma anlamına gelmeyecek dese de altında imzanızın bulunan metindeki ülkeler ile başta ekonomik olmak üzere münasebete geçmek mecburiyetinde.Ankara yönetimi için bundan sonra yapılacak işler artıyor.Rumlar ile hangi zeminde nasıl bir ilişki geliştirilecek ve bu gelişen ilişkiler siyasal düzleme doğru kaymaya başlarsa nasıl hareket edilecek?Türkiye KKTC'ye karşı yıllardan beri uygulanan ambargo konusunda daha etkili bir adım atmaya gayret gösterirken Rumlar ile ticari ilişkilerini nasıl yürütecek?"Biz Türkiye olarak Rumlar'ı devlet bazında tanımıyoruz"derken Rumlar KKTC'nin tanınması konusundaki hareketlilikte hangi pozisyona geçecekler.Avrupa Birliği, içerisine aldığı Rumlar'ı devlet olarak gördüğü için sizin onu tanamadığınız şeklindeki beyanınız bir dereceye kadar anlamlı."Muhatabım değilsiniz, sizinle oynamam" diyorsunuz ama oyuncaklarınızı vermekten de kaçınmıyorsunuz.Öylesi bir duruş bu.Türkiye bundan sonraki süreçte daha gözüaçık olmak durumunda.İpin ucu kaçtı mı, gerisi rahatlıkla gelecektir.Muhatabımız Rumlar.İster tanıyın, ister tanımayın.Karşınızdakiyle oynamak durumundasınız.Ya da o sahaya çıkmayacaksınız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005