Tam entegre oldular
Almanya'da Perşembe günü yapılan 'sözde Ermeni soykırımı' oylamasında Türk kökenli milletvekilleri sağlam bir duruş ortaya koyamadı. Söz konusu milletvekillerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve AKP kurmaylarının Almanya ziyaretlerinde sık sık gündeme getirdiği 'entegre olun' yaklaşımına riayet ettikleri ortaya çıktı!
03.06.2016 00:00:00
YENİ MESAJ / HABER-ANALİZ
Almanya'da Perşembe günü yapılan 'sözde Ermeni soykırımı' oylamasında Başbakan Merkel'in partisi Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Milletvekili Bettina Kudla 'hayır' diyebilen tek milletvekili olarak tarihe geçerken, Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) Milletvekili Oliver Wittke de 'çekimser' kaldı. Alman medyasına göre oylamaya 630 milletvekilinden yaklaşık 400'ü katıldı. Başbakan Angela Merkel, Başbakan Yardımcısı Sigmar Gabriel ve Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier oylamaya katılmadı ancak her 3 isim de Salı günü partilerinin grup toplantılarında 'karar' lehine olumlu yaklaşım gösterdi.
Entegrasyonun sonucu
Alman Parlamentosu Bundestag'da yer alan 11 Türk kökenli milletvekilinden ikisi (SPD milletvekilleri Gülistan Yüksel ile Mahmut Özdemir) oylamaya katılmazken, en az 7'si sözde Ermeni soykırımı kararı lehine oy verdi. Alman bakanlar kurulunun tek üyesi Aydan Özoğuz da soykırım lehinde oy kullandı. Oylama gösteriyor ki, 11 Türk kökenli milletvekilinden hiçbirisi 'hayır' diyerek, Türk milleti nezdinde kahraman olmayı seçmedi. Bu da Almanya'da özellikle ikinci ve üçüncü nesillerde 'entegrasyon ve asimilasyon' uygulamasının önemli ölçüde başarılı olduğunu gözler önüne seriyor. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan da Almanya'ya her gidişinde Türk toplumuna hitaben yaptığı konuşmalarda onlara 'Alman toplumuna entegre olmaları' çağrısında bulunuyordu. Sözde Ermeni soykırımı oylaması, entegrasyon çağrılarının sonuç verdiğini gözler önüne seriyor.
Wittke: Kararın yararı olmayacak
Türkiye kökenli çok sayıda kişinin yaşadığı Gelsenkirchen kentinden seçilen ve oylamada çekimser oy kullanan CDU'lu Oliver Wittke, oylama sonrası Alman medyasına yaptığı açıklamada, şunları söyledi: "Soru her daim şu: Siyasi hedefiniz ne? Benim için önemli olan Türkiye'de dini özgürlüklerin olması ve dini azınlıkların korunmasıdır. Bu karar bu konularda ilerleme sağlamamıza katkı sağlamayacaktır. Karar geçmişe doğrultulmuş, geleceğe bakmayan bir nitelik taşıyor. Ben geleceğe odaklanan siyasetten yanayım ve bu nedenle meclisteki karar için evet oyu kullanamadım. Bizim Türkiye ile şu anda sahip olduğumuzdan çok daha yoğun ve yakın ilişkilere ihtiyacımız var. Türkiye ve Almanya, Türkiye ve AB sadece ekonomik açıdan değil siyaseten de çok çok önemli ortaklar." Karara 'hayır' diyen tek isim olan Bettina Kudla ise Almanya dışındaki ülkelerde tarihi değerlendirmelerde bulunmanın Alman meclisinin görevi olmadığını belirtti. İnternet sitesinden yazılı açıklama yapan Kudla, "Diğer ülkelerdeki olaylarla ilgili tarihi değerlendirmelerde bulunmak, Alman Federal Meclisi'nin görevi değildir. Tarihi olayların değerlendirilmesi söz konusu ülkelerin, bu durumda da Türkiye Cumhuriyeti'nin sorumluluğundadır. Söz konusu karar tasarısı, anılan soykırım değerlendirmelerine, örneğin tarihçileri kaynak göstermemektedir" ifadelerini kullandı. Kudla, Meclis kararında eski Alman İmparatorluğu'nun sorumluluğundan söz edildiğini ancak bu sorumluluğun nelerden ibaret olduğunun belirtilmediğini de kaydetti.
En büyük hain o
Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir, soykırım tasarısının kabul edilmesi için elinden gelen her türlü gayreti gösterdi. Hiçbir Alman milletvekili Özdemir kadar bu konuda aktif olmadı. Ateist olduğu bilinen Özdemir, tasarı lehine konuşma yapmak için kürsüye 'Ermeni rozeti' ile geldi. Bununla da yetinmeyen Özdemir, Alman medyasına tam bir Hıristiyan ağzı ile şu şok açıklamaları yaptı: "Hrant Dink öldürüldü. Açılan kiliseler bugün tekrar kapatılıyor. Heybeliada'daki Ruhban Okulu bütün uluslararası sözleşmelere aykırı olarak halen daha kapalı? Yani bugün Türkiye'de yaşayan Hıristiyanlara 'defolun gidin' deniyor. Dörtte biri Hıristiyandı nüfusun, bugün yüzde birin altında. Yani başka bir şey söylemeye gerek var mı?"
Almanya'da Perşembe günü yapılan 'sözde Ermeni soykırımı' oylamasında Başbakan Merkel'in partisi Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Milletvekili Bettina Kudla 'hayır' diyebilen tek milletvekili olarak tarihe geçerken, Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) Milletvekili Oliver Wittke de 'çekimser' kaldı. Alman medyasına göre oylamaya 630 milletvekilinden yaklaşık 400'ü katıldı. Başbakan Angela Merkel, Başbakan Yardımcısı Sigmar Gabriel ve Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier oylamaya katılmadı ancak her 3 isim de Salı günü partilerinin grup toplantılarında 'karar' lehine olumlu yaklaşım gösterdi.
Entegrasyonun sonucu
Alman Parlamentosu Bundestag'da yer alan 11 Türk kökenli milletvekilinden ikisi (SPD milletvekilleri Gülistan Yüksel ile Mahmut Özdemir) oylamaya katılmazken, en az 7'si sözde Ermeni soykırımı kararı lehine oy verdi. Alman bakanlar kurulunun tek üyesi Aydan Özoğuz da soykırım lehinde oy kullandı. Oylama gösteriyor ki, 11 Türk kökenli milletvekilinden hiçbirisi 'hayır' diyerek, Türk milleti nezdinde kahraman olmayı seçmedi. Bu da Almanya'da özellikle ikinci ve üçüncü nesillerde 'entegrasyon ve asimilasyon' uygulamasının önemli ölçüde başarılı olduğunu gözler önüne seriyor. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan da Almanya'ya her gidişinde Türk toplumuna hitaben yaptığı konuşmalarda onlara 'Alman toplumuna entegre olmaları' çağrısında bulunuyordu. Sözde Ermeni soykırımı oylaması, entegrasyon çağrılarının sonuç verdiğini gözler önüne seriyor.
Wittke: Kararın yararı olmayacak
Türkiye kökenli çok sayıda kişinin yaşadığı Gelsenkirchen kentinden seçilen ve oylamada çekimser oy kullanan CDU'lu Oliver Wittke, oylama sonrası Alman medyasına yaptığı açıklamada, şunları söyledi: "Soru her daim şu: Siyasi hedefiniz ne? Benim için önemli olan Türkiye'de dini özgürlüklerin olması ve dini azınlıkların korunmasıdır. Bu karar bu konularda ilerleme sağlamamıza katkı sağlamayacaktır. Karar geçmişe doğrultulmuş, geleceğe bakmayan bir nitelik taşıyor. Ben geleceğe odaklanan siyasetten yanayım ve bu nedenle meclisteki karar için evet oyu kullanamadım. Bizim Türkiye ile şu anda sahip olduğumuzdan çok daha yoğun ve yakın ilişkilere ihtiyacımız var. Türkiye ve Almanya, Türkiye ve AB sadece ekonomik açıdan değil siyaseten de çok çok önemli ortaklar." Karara 'hayır' diyen tek isim olan Bettina Kudla ise Almanya dışındaki ülkelerde tarihi değerlendirmelerde bulunmanın Alman meclisinin görevi olmadığını belirtti. İnternet sitesinden yazılı açıklama yapan Kudla, "Diğer ülkelerdeki olaylarla ilgili tarihi değerlendirmelerde bulunmak, Alman Federal Meclisi'nin görevi değildir. Tarihi olayların değerlendirilmesi söz konusu ülkelerin, bu durumda da Türkiye Cumhuriyeti'nin sorumluluğundadır. Söz konusu karar tasarısı, anılan soykırım değerlendirmelerine, örneğin tarihçileri kaynak göstermemektedir" ifadelerini kullandı. Kudla, Meclis kararında eski Alman İmparatorluğu'nun sorumluluğundan söz edildiğini ancak bu sorumluluğun nelerden ibaret olduğunun belirtilmediğini de kaydetti.
En büyük hain o
Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir, soykırım tasarısının kabul edilmesi için elinden gelen her türlü gayreti gösterdi. Hiçbir Alman milletvekili Özdemir kadar bu konuda aktif olmadı. Ateist olduğu bilinen Özdemir, tasarı lehine konuşma yapmak için kürsüye 'Ermeni rozeti' ile geldi. Bununla da yetinmeyen Özdemir, Alman medyasına tam bir Hıristiyan ağzı ile şu şok açıklamaları yaptı: "Hrant Dink öldürüldü. Açılan kiliseler bugün tekrar kapatılıyor. Heybeliada'daki Ruhban Okulu bütün uluslararası sözleşmelere aykırı olarak halen daha kapalı? Yani bugün Türkiye'de yaşayan Hıristiyanlara 'defolun gidin' deniyor. Dörtte biri Hıristiyandı nüfusun, bugün yüzde birin altında. Yani başka bir şey söylemeye gerek var mı?"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.