Besmele ile başlamak
Her iş ve her hususta, başlarken Allah'a sığınmak mü'minin güzel vazifelerindendir. Bu durum "Füyuzat-ı İlahiye"yi kesbe de vesiledir. Allah'ın tecelli ve füyuzatına mani olan herşeyden Allah'a sığınmak da "İstiaze"dir.
İş ve söze "Besmele" ile başlamak, "Marifetullah"a da vesiledir.
Şeytan, fitne ve fesadını icra ederek mü'minin kalbini istilaya çalışır. Bu, onun tabii ve asli vazifesidir. Bu sebeple istiazeyi ihmal etmek en büyük gaflettir.
Şeytanın giremeyeceği kalp, "arif-i billah" olan marifet ehli, Hak dostu mü'minin kalbidir. Onun korktuğu ve ürktüğü kişi "arif" kişidir. Çünkü onda zuhur eden "Hakikat-ı Muhammedi"dir.
Kul, Rabb'ına bu şekilde sığınınca, yani "Euzu"yu okuyunca, Cenab-ı Hak da, "Rahman ve Rahim olan Allah'ın adı ile başlarım" dememizi istiyor; "Besmele" okumamızı...
İyi bil ki, "Besmele" olmayan iş başsız olur; hafife alıp, ne olacak deme!
İnsanın, kendisinin büyük bir kainat olduğunu ve kendisinde mevcut olan varidatı düşünüp, "Ben kimim, nereden geldim, nereye gideceğim? Bu aleme gelmem benim irademle olmamış..." diyerek hakikatlere nüfuz etmesi, onun başta gelen vazifelerindendir. Bu hal ise "Besmele" ile mümkündür.
İslam'ın "Besmele" ile işe başlanmasını emretmesinin büyük hikmetleri vardır. Düşün ve anla! Süleyman Çelebi, "Allah adın zikredelim evvela / Vacip oldur cümle işte her kula" demek suretiyle Allah'ın adının her an zikredilmesinin gerekliliğini ifade eder. (Makalat, Prof. Dr. Haydar Baş)
* * *
"Allah ve Peygamberi bir işe hüküm verdiği zaman, mü'min olan erkekle kadına kendi işlerinde buna aykırı hareket etme muhayyerliği yoktur." (Ahzab: 36)
Her iş ve her hususta, başlarken Allah'a sığınmak mü'minin güzel vazifelerindendir. Bu durum "Füyuzat-ı İlahiye"yi kesbe de vesiledir. Allah'ın tecelli ve füyuzatına mani olan herşeyden Allah'a sığınmak da "İstiaze"dir.
İş ve söze "Besmele" ile başlamak, "Marifetullah"a da vesiledir.
Şeytan, fitne ve fesadını icra ederek mü'minin kalbini istilaya çalışır. Bu, onun tabii ve asli vazifesidir. Bu sebeple istiazeyi ihmal etmek en büyük gaflettir.
Şeytanın giremeyeceği kalp, "arif-i billah" olan marifet ehli, Hak dostu mü'minin kalbidir. Onun korktuğu ve ürktüğü kişi "arif" kişidir. Çünkü onda zuhur eden "Hakikat-ı Muhammedi"dir.
Kul, Rabb'ına bu şekilde sığınınca, yani "Euzu"yu okuyunca, Cenab-ı Hak da, "Rahman ve Rahim olan Allah'ın adı ile başlarım" dememizi istiyor; "Besmele" okumamızı...
İyi bil ki, "Besmele" olmayan iş başsız olur; hafife alıp, ne olacak deme!
İnsanın, kendisinin büyük bir kainat olduğunu ve kendisinde mevcut olan varidatı düşünüp, "Ben kimim, nereden geldim, nereye gideceğim? Bu aleme gelmem benim irademle olmamış..." diyerek hakikatlere nüfuz etmesi, onun başta gelen vazifelerindendir. Bu hal ise "Besmele" ile mümkündür.
İslam'ın "Besmele" ile işe başlanmasını emretmesinin büyük hikmetleri vardır. Düşün ve anla! Süleyman Çelebi, "Allah adın zikredelim evvela / Vacip oldur cümle işte her kula" demek suretiyle Allah'ın adının her an zikredilmesinin gerekliliğini ifade eder. (Makalat, Prof. Dr. Haydar Baş)
* * *
"Allah ve Peygamberi bir işe hüküm verdiği zaman, mü'min olan erkekle kadına kendi işlerinde buna aykırı hareket etme muhayyerliği yoktur." (Ahzab: 36)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.