Adam görmemişse bilmiyordur, bilmiyorsa mazurdur.
“Yükselmenin, yüksek makamlara gelmenin yolu, daha büyüklerin önünde taklalar atmaktır” öğretisinden başka metot öğretmemişseniz günün birinde karşınıza çıkacak fotoğraf bundan ibarettir.
Dik duruşunu, delikanlı tavrını kaybetmiş, üç-beş poşet erzak, üç-beş çuval kömüre kırk takla atar hale gelmiş, getirilmiş vatandaştan da; “ne taklası efendim, biz sizi adam bildik tokalaşmaya geldik, hal-hatır etmeye geldik, taklacı olduğumuzu size kim söyledi?” duruşunu bekleyemezsiniz her halde.
Meseleye nerden bakarsanız bakın tam bir rezalet…
“Bir takla at ya da oynayarak sevgini ispat et” diyen bakan açısından bakarsanız bir felaket…
Anında oynamaya başlayan vatandaş açısından bakarsanız tam bir sefalet…
Davul-zurna hazır, çal davulcu, oyna vatandaş, niye?
Sayın bakan sevginizin eserini görmek istiyor.
Yer Erzurum…O Erzurum ki, iktidarın ihmali, vurdumduymazlığı, beceriksizliği yüzünden beş civanını buzlu sulara kurban vermesinin üzerinden daha yeni bir hafta geçmiş, mezarlar taze, göz yaşları taze, anneler, babalar, eşler, çocuklar hala ağlıyor.
İçişleri Bakanını pek ilgilendirmediği için belki haberi yoktur! Öyle ya, Erzurum’un, Aşkale’nin işi… Ne bilsin İçişleri Bakanı!..
Peki iktidar partisinin yetkilileri, yerel yöneticileri?..
“Sayın bakanım ne taklası, ne oynaması, ne davulu, ne zurnası, biz yaslıyız, ihmalimiz yüzünden beş civanımızı buzlu sularda kaybettik, yakınlarının feryatları hala şehirde yankılanıyor” diyecek bir delikanlı çıkmadı.
Takla ata ata bir yerlere gelenler, bulundukları makamda sürekli takla beklerler.
Üç-beş poşet erzak için, üç-beş çuval kömür için takla atıp oy verenler de, o iktidarın ileri gelenleri önünde takla atar, oyuna başlarlar.
Böyle bir siyaset, böyle bir zihniyet bu topraklara ait olamaz, bu türedi bir zihniyettir, ne yazık ki Türk milletinin yakasına bir sülük gibi yapışmıştır.
Bundan rahatsızlık duymayan millete ne demeli?
Takla atan, takla bekleyen bir zihniyet tarafından yönetilen bir ülkedeyiz.
Allah akıbetimizi hayreylesin.
“Yükselmenin, yüksek makamlara gelmenin yolu, daha büyüklerin önünde taklalar atmaktır” öğretisinden başka metot öğretmemişseniz günün birinde karşınıza çıkacak fotoğraf bundan ibarettir.
Dik duruşunu, delikanlı tavrını kaybetmiş, üç-beş poşet erzak, üç-beş çuval kömüre kırk takla atar hale gelmiş, getirilmiş vatandaştan da; “ne taklası efendim, biz sizi adam bildik tokalaşmaya geldik, hal-hatır etmeye geldik, taklacı olduğumuzu size kim söyledi?” duruşunu bekleyemezsiniz her halde.
Meseleye nerden bakarsanız bakın tam bir rezalet…
“Bir takla at ya da oynayarak sevgini ispat et” diyen bakan açısından bakarsanız bir felaket…
Anında oynamaya başlayan vatandaş açısından bakarsanız tam bir sefalet…
Davul-zurna hazır, çal davulcu, oyna vatandaş, niye?
Sayın bakan sevginizin eserini görmek istiyor.
Yer Erzurum…O Erzurum ki, iktidarın ihmali, vurdumduymazlığı, beceriksizliği yüzünden beş civanını buzlu sulara kurban vermesinin üzerinden daha yeni bir hafta geçmiş, mezarlar taze, göz yaşları taze, anneler, babalar, eşler, çocuklar hala ağlıyor.
İçişleri Bakanını pek ilgilendirmediği için belki haberi yoktur! Öyle ya, Erzurum’un, Aşkale’nin işi… Ne bilsin İçişleri Bakanı!..
Peki iktidar partisinin yetkilileri, yerel yöneticileri?..
“Sayın bakanım ne taklası, ne oynaması, ne davulu, ne zurnası, biz yaslıyız, ihmalimiz yüzünden beş civanımızı buzlu sularda kaybettik, yakınlarının feryatları hala şehirde yankılanıyor” diyecek bir delikanlı çıkmadı.
Takla ata ata bir yerlere gelenler, bulundukları makamda sürekli takla beklerler.
Üç-beş poşet erzak için, üç-beş çuval kömür için takla atıp oy verenler de, o iktidarın ileri gelenleri önünde takla atar, oyuna başlarlar.
Böyle bir siyaset, böyle bir zihniyet bu topraklara ait olamaz, bu türedi bir zihniyettir, ne yazık ki Türk milletinin yakasına bir sülük gibi yapışmıştır.
Bundan rahatsızlık duymayan millete ne demeli?
Takla atan, takla bekleyen bir zihniyet tarafından yönetilen bir ülkedeyiz.
Allah akıbetimizi hayreylesin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025