Cumhuriyet'in tarihiyle metfun ve hemen hemen onunla yaşıt bir kurum, 1924 tarihi itibariyle laik cumhuriyetin, İslam'ı hurafe ve batıllardan temizlemesi için vücuda getirdiği en istisnai kuruluş.
Çünkü Osmanlı'dan bu yana ki özelikle Bektaşi Ehlibeyt öğretisinin toplum dimağından sökülüp atılmasıyla, meydana gelen manevi erozyonun ortadan kaldırılmasında zirve bir misyonla donatılmış bir Atatürk şaheseridir Diyanet.
Mehmet Rifat Börekçi ile başlayıp Mehmet Görmez'e kadar 17 başkan ile temsil edilmiş güzide bir cumhuriyet kurumu, amma ve lakin 1997 yılında bu millete şırınga edilmiş dinlerarası diyaloğun pençesinde İslam dininin ana değerlerinden fersah fersah ötelere çekilmiş ve de siyasetin yamağı yapılmış bir kurum görüntüsü arz etmektedir.
Dini deformasyonlara, BOP merkezli kirli cemaat ve tarikatlara sessiz kalmış, parayla yanmayan kefen satan, Allah'ı tuvalet taşıyla konuşturan Yezid'i mankafalara, üç maymunu oynamış, iftar sofralarında papazlarla hahamlarla saf tutmuş adeta Vatikan'ın şubesi haline gelmiştir.
Haydar Baş Hoca ve ekibinin 20 yıl boyunca amansız mücadele verdiği FETÖ dinlerarası fitnesine karşın, diyanet FETÖ'cü imamları camilerinde istihdam etmiştir. Bu fitneye karşın canla başla mücadele etmesi gerekirken, maalesef hutbelerden Allah'ın ayetini kaldırarak diyalog'çuların ekmeğine yağ sürmüştür.
15 Temmuz gecesinde FETÖ'cü zihniyetin okyanus ötesiyle yapmaya çalıştığı girişime karşın bütün hocalarıyla salâ okuması, Allah'ın dinine karşı yapılan bunca ihanete sessiz kalışının affedilmez bir seviyede gaflet ve delalet olduğu gerçeğini göz ardı ettirmez.
Evet sevgili Diyanet, bundan sonra Haydar Hoca'ya kayıtsız kalmaya devam edersen o camilerden salâlar senin için okunur.
Artık kaptanı Haydar Hoca olan şu Ehl-i Beyt gemisine binseniz de, diyaloğun azgın dalgalarından bizi bekleyen kevser suyunun şarıl şarıl aktığı Al-i Aba limanına yelken açabilsek.
Emin olun gerisi takadır tukadır, takatukadır...
Çünkü Osmanlı'dan bu yana ki özelikle Bektaşi Ehlibeyt öğretisinin toplum dimağından sökülüp atılmasıyla, meydana gelen manevi erozyonun ortadan kaldırılmasında zirve bir misyonla donatılmış bir Atatürk şaheseridir Diyanet.
Mehmet Rifat Börekçi ile başlayıp Mehmet Görmez'e kadar 17 başkan ile temsil edilmiş güzide bir cumhuriyet kurumu, amma ve lakin 1997 yılında bu millete şırınga edilmiş dinlerarası diyaloğun pençesinde İslam dininin ana değerlerinden fersah fersah ötelere çekilmiş ve de siyasetin yamağı yapılmış bir kurum görüntüsü arz etmektedir.
Dini deformasyonlara, BOP merkezli kirli cemaat ve tarikatlara sessiz kalmış, parayla yanmayan kefen satan, Allah'ı tuvalet taşıyla konuşturan Yezid'i mankafalara, üç maymunu oynamış, iftar sofralarında papazlarla hahamlarla saf tutmuş adeta Vatikan'ın şubesi haline gelmiştir.
Haydar Baş Hoca ve ekibinin 20 yıl boyunca amansız mücadele verdiği FETÖ dinlerarası fitnesine karşın, diyanet FETÖ'cü imamları camilerinde istihdam etmiştir. Bu fitneye karşın canla başla mücadele etmesi gerekirken, maalesef hutbelerden Allah'ın ayetini kaldırarak diyalog'çuların ekmeğine yağ sürmüştür.
15 Temmuz gecesinde FETÖ'cü zihniyetin okyanus ötesiyle yapmaya çalıştığı girişime karşın bütün hocalarıyla salâ okuması, Allah'ın dinine karşı yapılan bunca ihanete sessiz kalışının affedilmez bir seviyede gaflet ve delalet olduğu gerçeğini göz ardı ettirmez.
Evet sevgili Diyanet, bundan sonra Haydar Hoca'ya kayıtsız kalmaya devam edersen o camilerden salâlar senin için okunur.
Artık kaptanı Haydar Hoca olan şu Ehl-i Beyt gemisine binseniz de, diyaloğun azgın dalgalarından bizi bekleyen kevser suyunun şarıl şarıl aktığı Al-i Aba limanına yelken açabilsek.
Emin olun gerisi takadır tukadır, takatukadır...
Adnan TERZİOĞLU / diğer yazıları
- Eğitim yok, masraf çok / 07.10.2017
- Takatukadan EHL-İ BEYT gemisine / 18.08.2017
- Ne bekliyordunuz ki!? / 09.08.2017
- Trabzon? İçi kalaylı kazan / 07.08.2017
- Takatukadan EHL-İ BEYT gemisine / 18.08.2017
- Ne bekliyordunuz ki!? / 09.08.2017
- Trabzon? İçi kalaylı kazan / 07.08.2017