Türkiye, Suriye konusunda PKK ile aynı safta!
Bu önemli bir iddia ve ne yazık ki güçlü dayanakları var.
Gelin şimdi ne demek istediğimizi izah edelim.
Fas'ın Marakeş kentinde yapılan 'isyancıların dostları' toplantısında Suriye Devrim ve Muhalifler Koalisyonu Suriye'nin meşru temsilcisi olarak tanındı.
Toplantıda Türkiye'yi temsil eden Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da karara imza attı.
Toplantının hemen ardından ise son derece dikkat çekici bir gelişme yaşandı.
Terör örgütü PKK'nın Suriye kolu olan PYD Suriye'nin meşru temsilcisi ilan edilen Suriye Devrim ve Muhalifler Koalisyonuna katıldı.
Ancak bu katılım belli şartlar altında oldu.
PYD, Esad sonrası rejimde anadilde Kürtçe eğitim, demokratik özerklik, bir Kürt başkan yardımcısı ve anayasal garantiler karşılığında muhalif gruplara katıldığını açıkladı.
Muhaliflerle PKK arasında yapılan anlaşma dünyaya ilan edildiğinde Davutoğlu henüz Fas'tan Türkiye'ye dönmemişti bile.
Beyfendinin Suriye'nin meşru temsilcisi ilan ettiği muhaliflerin ilk işi PKK ile el sıkışmak oldu. (PYD ilk anlaşmasını Suriye Kürt Ulusal Koalisyonuyla Erbil'de peşmerge lideri Mesut Barzani'nin önünde yapmıştı.Bu anlaşmada tıpkı Irak'ın kuzeyinde olduğu gibi Suriye'de de bir Kürt özerk kürt bölgesi oluşturmak amacıyla Esad yönetimine karşı mücadele kararı çıkmıştı).
Böylece kendilerinin (Davutoğlu'nun) son dönemlerde sıkça tanık olduğumuz stratejik dehalarından biri daha gerçekleşmiş oldu.
Suriye'nin meşru temsilcisi dediğiniz muhalifler siz daha ülkenize bile dönmeden ülkenizi bölmeyi birinci amaç edinmiş PKK uzantısı PYD ile ittifak yapıyor.
Fas dönüşü uçakta açıklamalarda bulunan bizim bakanımız ise PYD'nin Esad yönetimiyle iş birliği içinde olduğunu iddia etti.
Davutoğlu uçakta yaptığı açıklamada Suriye'nin kuzeyinde Irak'ın kuzeyindeki gibi bir yapı ortaya çıkmasınından rahatsız olmayacaklarını da söyleyererek, "İsteriz ki Kürtler Suriye'de de etkili rol oynasın" diyor.
Sayın Bakan Suriye'nin kuzeyinde kurulacak bir Kürt özerk bölgesinin ne anlama geldiğini bilmiyor mu acaba? (Böyle bir yapı Türkiye'nin bölünmesi demek, çünkü amaç Irak, Suriye, iran ve Türkiye'den koparılacak topraklarda büyük Kürdistan'ı kurmak. Büyük Kürdistan'dan kasıt ise Büyük İsrail devletidir. Lideri de aslı bir Yahudi olan Barzani'dir).
Bence Davutoğlu'nun bu durumu bilmeme ihtimali yok!
O halde bu ne demek?
Bence şu demek; hükümetimiz tıpkı K. Irak politikasında olduğu gibi Suriye konusunda da milletten gizli bir ajandayı hayata geçiriyor.
Hatırlayın lütfen; bu iktidar iş başına geldiğinde Ankara Irak'ta kurulacak bir Kürt devletini savaş sebebi sayıyordu.
Hazmettire hazmettire geldiğimiz nokta ortada; hükümetimizin tek dostu Barzani oldu.
Stratejik dehamız Davutoğlu'nun şu açıklaması da ilginç: "Esad'ın kısa bir süre sonra gideceğinden eminim, kalacak olsa bile elini sıkmaktansa istifa etmeyi tercih ederim."
Düne kadar kardeşim dediği Esad'ın elini sıkmak yerine istifa edeceğini söyleyen Sayın Davutoğlu'na sormak lazım.
Türkiye'de 40 bine yakın insanımızı katleden terör örgütü PKK'nın bir uzantısı ile aynı safta olmayı içinize nasıl sindiriyorsunuz?
Afganistan'da, Irak'ta milyonlarca müslümanı katleden, İslam dünyasındaki karışıklıkların bir numaralı müsebbi olan ABD'nin dışişleri bakanı Clinton ile "çak" yapmayı içinize nasıl sindiriyorsunuz?
Bu önemli bir iddia ve ne yazık ki güçlü dayanakları var.
Gelin şimdi ne demek istediğimizi izah edelim.
Fas'ın Marakeş kentinde yapılan 'isyancıların dostları' toplantısında Suriye Devrim ve Muhalifler Koalisyonu Suriye'nin meşru temsilcisi olarak tanındı.
Toplantıda Türkiye'yi temsil eden Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da karara imza attı.
Toplantının hemen ardından ise son derece dikkat çekici bir gelişme yaşandı.
Terör örgütü PKK'nın Suriye kolu olan PYD Suriye'nin meşru temsilcisi ilan edilen Suriye Devrim ve Muhalifler Koalisyonuna katıldı.
Ancak bu katılım belli şartlar altında oldu.
PYD, Esad sonrası rejimde anadilde Kürtçe eğitim, demokratik özerklik, bir Kürt başkan yardımcısı ve anayasal garantiler karşılığında muhalif gruplara katıldığını açıkladı.
Muhaliflerle PKK arasında yapılan anlaşma dünyaya ilan edildiğinde Davutoğlu henüz Fas'tan Türkiye'ye dönmemişti bile.
Beyfendinin Suriye'nin meşru temsilcisi ilan ettiği muhaliflerin ilk işi PKK ile el sıkışmak oldu. (PYD ilk anlaşmasını Suriye Kürt Ulusal Koalisyonuyla Erbil'de peşmerge lideri Mesut Barzani'nin önünde yapmıştı.Bu anlaşmada tıpkı Irak'ın kuzeyinde olduğu gibi Suriye'de de bir Kürt özerk kürt bölgesi oluşturmak amacıyla Esad yönetimine karşı mücadele kararı çıkmıştı).
Böylece kendilerinin (Davutoğlu'nun) son dönemlerde sıkça tanık olduğumuz stratejik dehalarından biri daha gerçekleşmiş oldu.
Suriye'nin meşru temsilcisi dediğiniz muhalifler siz daha ülkenize bile dönmeden ülkenizi bölmeyi birinci amaç edinmiş PKK uzantısı PYD ile ittifak yapıyor.
Fas dönüşü uçakta açıklamalarda bulunan bizim bakanımız ise PYD'nin Esad yönetimiyle iş birliği içinde olduğunu iddia etti.
Davutoğlu uçakta yaptığı açıklamada Suriye'nin kuzeyinde Irak'ın kuzeyindeki gibi bir yapı ortaya çıkmasınından rahatsız olmayacaklarını da söyleyererek, "İsteriz ki Kürtler Suriye'de de etkili rol oynasın" diyor.
Sayın Bakan Suriye'nin kuzeyinde kurulacak bir Kürt özerk bölgesinin ne anlama geldiğini bilmiyor mu acaba? (Böyle bir yapı Türkiye'nin bölünmesi demek, çünkü amaç Irak, Suriye, iran ve Türkiye'den koparılacak topraklarda büyük Kürdistan'ı kurmak. Büyük Kürdistan'dan kasıt ise Büyük İsrail devletidir. Lideri de aslı bir Yahudi olan Barzani'dir).
Bence Davutoğlu'nun bu durumu bilmeme ihtimali yok!
O halde bu ne demek?
Bence şu demek; hükümetimiz tıpkı K. Irak politikasında olduğu gibi Suriye konusunda da milletten gizli bir ajandayı hayata geçiriyor.
Hatırlayın lütfen; bu iktidar iş başına geldiğinde Ankara Irak'ta kurulacak bir Kürt devletini savaş sebebi sayıyordu.
Hazmettire hazmettire geldiğimiz nokta ortada; hükümetimizin tek dostu Barzani oldu.
Stratejik dehamız Davutoğlu'nun şu açıklaması da ilginç: "Esad'ın kısa bir süre sonra gideceğinden eminim, kalacak olsa bile elini sıkmaktansa istifa etmeyi tercih ederim."
Düne kadar kardeşim dediği Esad'ın elini sıkmak yerine istifa edeceğini söyleyen Sayın Davutoğlu'na sormak lazım.
Türkiye'de 40 bine yakın insanımızı katleden terör örgütü PKK'nın bir uzantısı ile aynı safta olmayı içinize nasıl sindiriyorsunuz?
Afganistan'da, Irak'ta milyonlarca müslümanı katleden, İslam dünyasındaki karışıklıkların bir numaralı müsebbi olan ABD'nin dışişleri bakanı Clinton ile "çak" yapmayı içinize nasıl sindiriyorsunuz?
Bayram Çoşgun / diğer yazıları
- BOP işliyor Müslümanlar seviniyor! / 14.12.2024
- BOP’un ateşi yeniden harlandı / 07.12.2024
- Bahçeli’nin aniden depreşen Öcalan sevdası / 30.11.2024
- Din adına haçlı taşeronluğu yapmak! / 23.11.2024
- Rest çekerken verilen tavizlerin söylenmesi / 26.09.2022
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022
- Gariban Türk’e Survivor gibi memleket / 16.09.2022
- Klasik AKP dış politikası / 12.09.2022
- Akıl tutulması / 05.09.2022
- BOP’un ateşi yeniden harlandı / 07.12.2024
- Bahçeli’nin aniden depreşen Öcalan sevdası / 30.11.2024
- Din adına haçlı taşeronluğu yapmak! / 23.11.2024
- Rest çekerken verilen tavizlerin söylenmesi / 26.09.2022
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022
- Gariban Türk’e Survivor gibi memleket / 16.09.2022
- Klasik AKP dış politikası / 12.09.2022
- Akıl tutulması / 05.09.2022