Arap Baharı ile birlikte başlayan yeni süreç ülkemizi ve milletimizi de tehdit etmektedir. Özellikle de yakın komşumuz Suriye çok yönlü bir tehdit olarak kapımızda beklemektedir.BOP kapsamında Suriye'de başlatılan Arap Baharı, Eş Başkanlık görevimiz sebebiyle bizi her yönden etkilemektedir. Suriye'nin iç işlerine karışmaya kadar varan birçok olayda AKP iktidarı taraf davrandığı için mülteciler Türkiye'yi seçmektedir. Suriye'den gelen mültecilerin ülke ekonomisine, sosyal yaşantısına, kültürüne, ahlak ve inanç değerlerine olan etkileri şu ana kadar çok da dikkate alınmıyor. Şimdilik sınır kapıları sonuna kadar açılmış, "gelene geç" politikası izleniyor. Suriye'den gelen mülteci sayısı gün geçtikçe artmakta, buna bağlı sorunlar da artmaktadır. Kilis eskiden beri çok sakin bir sınır memleketimizdi. Çocukluğumun geçtiği bu yerlerde sadece Dini Bayramlarda akraba ziyaretine gelen Kilisliler sayesinde kısmi bir kalabalık olur, daha sonra tekrar sakinlik devam ederdi. Suriye'den gelen, bitmek tükenmek bilmeyen mülteci akımı sayesinde şu anda Kilis'te gece gündüz çok yoğun bir kalabalık bulunmakta, gerek Kilisliler gerek Suriyeliler için yaşam şartları gittikçe zorlaşmaktadır. Kilis Postası yazarlarından Mehmet İnekçioğlu "sefil yaşıyorlar" makalesinde normal şartlarda ancak 50-100 kişinin istifade edebileceği bir parkta yaşayan 3000 mültecinin sıkıntılarını aktarmış. Sıkıntıların ne safhaya geldiğini şöyle izah ediyor: "Parkta yaşayan 3000 civarındaki bu insanlar tuvalet ve temizlik ihtiyaçlarını, Kesik Minare Caminin tuvaleti ile Şeyh Caminin tuvaletlerini kullanarak karşılamaya çalışıyorlar. Kesik Minare Cami tuvaletinde 4 kabin, Şeyh Cami tuvaletinde de 5 kabin var. 3000 Suriyeli mülteci toplam 9 kabini kullanmak zorunda.Bu iki caminin tuvaletinde öyle bir görüntüyle karşılaşıyorsunuz ki bu görüntü karşısında insanlığından utanıyorsun. Bir defasında denk geldim tuvaletlerin kapısının önünde genç, yaşlı, kadın, erkek, çoluk, çocuk hep birlikte sıra bekliyorlar ve bir birlerinin gürültüsüne birlikte katlanmak zorunda kalıyorlar.Çamaşırlarını Şeyh Cami Çeşmesinde yıkayan içme suyu ihtiyacını bu çeşmeden temin eden bu insanlar banyo ihtiyaçlarını yeteri kadar gideremediklerinden ve havanında sıcak oluşundan dolayı kokudan yanlarına yaklaşılamıyor. Eğer Kesik Minare Camii ile Şeyh Camii'nde vakit namazına denk gelirseniz söylediklerimi yakından müşahede edersiniz." (Kilis Postası/Mehmet İnekçioğlu).Yarınki yazımızda kapıdaki sosyal patlama tehlikesinden bahsedeceğiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Hüseyin Baş soruyor “Türkiye’de yargı bağımsız mı?” / 24.04.2025
- Ulusal egemenliğimizi korumalıyız / 23.04.2025
- Mü’min yalancı olmaz / 22.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025
- Ulusal egemenliğimizi korumalıyız / 23.04.2025
- Mü’min yalancı olmaz / 22.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025