Suriye'deki kimyasal saldırı militanların işi çıktı
Nisan 2018’de Suriye’nin Duma kentinde gerçekleştirildiği iddia edilen kimyasal saldırılara dair Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nün mühendislerinin hazırladığı rapor basına sızdırıldı. Sızdırılan rapor, saldırıda kullanıldığı iddia edilen gaz silindirlerinin bölgeye militanlarca elle koyulduğunu gösteriyor
18.05.2019 00:00:00





Suriye hükümet güçleri Nisan 2018'de militanlardan Duma vilayetini geri almıştı, yardım kuruluşu olduğunu ileri süren ancak teröristlerle bağlantısı tespit edilen Beyaz Miğferler de kentte klor ve sarin gazı kullanılarak gerçekleştirilen saldırıda 40'tan fazla kişinin öldüğünü iddia etmişti.
BM'den soruşturmacıların olay mahalline incelemeye gitmesini beklemeden, ABD, İngiltere ve Fransa, Suriye ordusuna saldırı gerçekleştirmişti.
Suriye hükûmeti kimyasal saldırı ile suçlanmıştı. OPCW'nin (Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü) Mart 2019'da olayla ilgili yayınladığı nihai raporda bölgede sarin gazına rastlanmadığı ancak havadan klor molekülleri bulunan silindirlerin bırakıldığı açıklaması yapılmıştı.
Raporda dayanak olarak da ismi verilmeyen kaynaklar gösterilmişti. Ancak OPCW mühendislerinin yayınladığı ve kurumun yayınladığı arasında yer almayan rapor bu çıkarımların üzerine gölge düşürüyor.
Rapor, Suriye krizi ile militanlar ve onları destekleyen devletlerin ortaya attığı iddiaları irdeleyen bağımsız araştırmacı ve bilim insanlarının bulunduğu Suriye Propaganda ve Medya Çalışma Grubu'na sızdırıldı.
Militanlar yapmış
Sızdırılan rapordaki en önemli bulgu ise yapılan incelemelerde saldırıda kullanıldığı iddia edilen gaz silindirlerinin elle koyulduğunun ortaya çıktığı bilgisi.
Raporda ayrıca bunu yapan tarafın Suriye hükûmeti değil, militanların olduğuna işaret ediliyor. Çalışma Grubu'ndan Dr. Piers Robinson "(Sızdırılan) raporun gerçek olduğuna dair birçok kaynaktan doğrulama aldık" dedi.
Robinson'a göre, OPCW'nin bu raporun gerçekliğine dair inkârda bulunmuyor yalnızca bu ve resmi rapor arasındaki bağlantıyı ortadan kaldırmaya çalışıyor. Robinson "OPCW'nin nihai raporu imzalanmadı. Üzerine kimsenin ismi yazılmadı.
Bu OPCW'nin nihai raporları için olağandışı bir durum. Nihai rapora kurum içi mühendislik raporu yerine kimliği belirsiz, isimsiz, anonim kuruluşların uzman incelemeleri dahil edildi.
Mühendis raporunun değil, kimliği belirsiz dış kaynakların raporunun tercih edilmesi için Paris, Londra ve Washington tarafından OPCW'ye nasıl bir siyasi baskı uygulanmış olabileceğini merak ediyorum" ifadelerini kullandı.
BM'den soruşturmacıların olay mahalline incelemeye gitmesini beklemeden, ABD, İngiltere ve Fransa, Suriye ordusuna saldırı gerçekleştirmişti.
Suriye hükûmeti kimyasal saldırı ile suçlanmıştı. OPCW'nin (Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü) Mart 2019'da olayla ilgili yayınladığı nihai raporda bölgede sarin gazına rastlanmadığı ancak havadan klor molekülleri bulunan silindirlerin bırakıldığı açıklaması yapılmıştı.
Raporda dayanak olarak da ismi verilmeyen kaynaklar gösterilmişti. Ancak OPCW mühendislerinin yayınladığı ve kurumun yayınladığı arasında yer almayan rapor bu çıkarımların üzerine gölge düşürüyor.
Rapor, Suriye krizi ile militanlar ve onları destekleyen devletlerin ortaya attığı iddiaları irdeleyen bağımsız araştırmacı ve bilim insanlarının bulunduğu Suriye Propaganda ve Medya Çalışma Grubu'na sızdırıldı.
Militanlar yapmış
Sızdırılan rapordaki en önemli bulgu ise yapılan incelemelerde saldırıda kullanıldığı iddia edilen gaz silindirlerinin elle koyulduğunun ortaya çıktığı bilgisi.
Raporda ayrıca bunu yapan tarafın Suriye hükûmeti değil, militanların olduğuna işaret ediliyor. Çalışma Grubu'ndan Dr. Piers Robinson "(Sızdırılan) raporun gerçek olduğuna dair birçok kaynaktan doğrulama aldık" dedi.
Robinson'a göre, OPCW'nin bu raporun gerçekliğine dair inkârda bulunmuyor yalnızca bu ve resmi rapor arasındaki bağlantıyı ortadan kaldırmaya çalışıyor. Robinson "OPCW'nin nihai raporu imzalanmadı. Üzerine kimsenin ismi yazılmadı.
Bu OPCW'nin nihai raporları için olağandışı bir durum. Nihai rapora kurum içi mühendislik raporu yerine kimliği belirsiz, isimsiz, anonim kuruluşların uzman incelemeleri dahil edildi.
Mühendis raporunun değil, kimliği belirsiz dış kaynakların raporunun tercih edilmesi için Paris, Londra ve Washington tarafından OPCW'ye nasıl bir siyasi baskı uygulanmış olabileceğini merak ediyorum" ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.