Sünnî ve Şii dünyası Ehl-i Beyt paydasında kardeştir
Aslında iki dünyanın artık kardeş olması, dost olması kaçınılmazdır
11.10.2024 08:13:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
![Sünnî ve Şii dünyası Ehl-i Beyt paydasında kardeştir](resimler/haberler/23/sunni-ve-sii-dunyasi-ehl-i-beyt-paydasinda-kardestir-H1544108-11.webp)
![](temalar/resimler/bos.gif)
![Sünnî ve Şii dünyası Ehl-i Beyt paydasında kardeştir](resimler/haberler/23/sunni-ve-sii-dunyasi-ehl-i-beyt-paydasinda-kardestir-H1544108-12.webp)
![](temalar/resimler/bos.gif)
![](temalar/resimler/bos.gif)
Aslında iki dünyanın artık kardeş olması, dost olması kaçınılmazdır.
Bir Sünnî olarak bizim Ehl-i Beyt Külliyatı ile yapmak istediğimiz iki dünyayı buluşturmaktır. Gerçekleri gizlemeden olayları beyan etmek ve ortaya koymaktır.
Çünkü bu, Allah ve Resûlünün (s.a.v.) tayini ve naspıdır.
Biz bundan sonra da Şia dünyasıyla Sünnî âlemin bir olduğunu, kardeş olduğunu, ikisinin de hak olduğunu ispatlamaya devam edeceğiz.
Allah bizi bu konuda muvaffak kılsın.
İnanıyoruz ki, ancak bundan sonra İslam âlemi, haçlı seferlerine devam eden Hıristiyan âlemine karşı beraber hareket edebilir. Ve ondan sonra, İslam coğrafyası haçlı çizmeleri altında ezilmekten kurtulabilir.
EHL-İ BEYT EKOLÜ VE EHL-İ SÜNNET ASLINDA AYNI PAYDADA BULUŞABİLİR
İslam itikadı, tevhid akidesi ve Hz. Muhammed'in (s.a.v.) Allah'ın kulu ve Resulü olduğunu kabul üzerine bina edilmiştir.
Ehl-i Beyt Ekolü'nde ve Ehl-i Sünnet dünyasında bu temel esaslarda bir farklılık yoktur.
Ehl-i Sünnet tabiri, dindışı akımların ortaya çıkmasından sonra, bâtılın karşısında Kur'ân'ı ve Resûlullah'ın (s.a.v.) sünnetini ifade etmek için kullanılmıştır.
Hz. Ali'yi seven ve Ehl-i Beyt'in yolundan gidenler ise, Şii olarak belirtilmiştir.
Ehl-i Beyt İmamlarının hayatı, din dışı sapık görüşleri çürütmek mücadelesi ile geçmiştir.
İtikadda bir olan bu iki dünya, bazı amelî noktalarda farklı hareket etmektedirler ki, bu da gayet tabii karşılanması gereken bir husustur.
Ancak uydurulmuş bazı hadisler ile Ehl-i Beyt anlayışı sapık ve bâtıl olarak tanıtılmıştır.
Özünde aynı olan bu iki dünyanın görüşlerindeki farklar Nebevî kaynaklar sebebiyledir.
Şia âlemi Ehl-i Beyt hadis külliyatını temel almaktadır.
Demek ki, Şia'nın elinde bulunan ve Hz. Peygamberin (s.a.v.) İmam Ali'ye (a.s.) "yaz" emri ile oluşan Ehl-i Beyt kaynakları, Ehl-i Sünnet dünyasına ulaşmamıştır.
İki ekol arasındaki temel görüş farkı, Ehl-i Beyt Ekolü için Hz. Ali'nin imametine inanmanın, imanın bir şartı olarak kabul edilmesidir.
Bu şart, ulemanın kendilerine ait bir görüş değildir.
Şii dünya Hz. Ali'nin (a.s.) imametini, Gadir-i Hum günü Resûlullah'ın (s.a.v.) irad ettiği hutbesi sebebiyle kabul ederler.
Hz. Peygamber (s.a.v.), bu hutbenin 6 yerinde Hz. Ali'yi (a.s.) Kendisinden sonra "vasî ve halife" tayin etmiştir.
Ehl-i Beyt Ekolü bu gerekçe ile Hz. Ali'nin (a.s.) hilafetini farz olarak kabul eder.
Gadir-i Hum hutbesi 222 Sünnî âlimin eserinde de yer almaktadır.
Ne hazin tecellidir ki, bu hakikat, zaman içinde yayılan nifak unsurları ile müslümanların bölünüp parçalanması maksadı ile gizlenmiştir.
Şunu hemen ifade edelim; ümmet-i Muhammed'i buluşturacak olan asıl payda Ehl-i Beyt'tir." (Prof. Dr. Haydar Baş Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt eserinden)
Bir Sünnî olarak bizim Ehl-i Beyt Külliyatı ile yapmak istediğimiz iki dünyayı buluşturmaktır. Gerçekleri gizlemeden olayları beyan etmek ve ortaya koymaktır.
Çünkü bu, Allah ve Resûlünün (s.a.v.) tayini ve naspıdır.
Biz bundan sonra da Şia dünyasıyla Sünnî âlemin bir olduğunu, kardeş olduğunu, ikisinin de hak olduğunu ispatlamaya devam edeceğiz.
Allah bizi bu konuda muvaffak kılsın.
İnanıyoruz ki, ancak bundan sonra İslam âlemi, haçlı seferlerine devam eden Hıristiyan âlemine karşı beraber hareket edebilir. Ve ondan sonra, İslam coğrafyası haçlı çizmeleri altında ezilmekten kurtulabilir.
EHL-İ BEYT EKOLÜ VE EHL-İ SÜNNET ASLINDA AYNI PAYDADA BULUŞABİLİR
İslam itikadı, tevhid akidesi ve Hz. Muhammed'in (s.a.v.) Allah'ın kulu ve Resulü olduğunu kabul üzerine bina edilmiştir.
Ehl-i Beyt Ekolü'nde ve Ehl-i Sünnet dünyasında bu temel esaslarda bir farklılık yoktur.
Ehl-i Sünnet tabiri, dindışı akımların ortaya çıkmasından sonra, bâtılın karşısında Kur'ân'ı ve Resûlullah'ın (s.a.v.) sünnetini ifade etmek için kullanılmıştır.
Hz. Ali'yi seven ve Ehl-i Beyt'in yolundan gidenler ise, Şii olarak belirtilmiştir.
Ehl-i Beyt İmamlarının hayatı, din dışı sapık görüşleri çürütmek mücadelesi ile geçmiştir.
İtikadda bir olan bu iki dünya, bazı amelî noktalarda farklı hareket etmektedirler ki, bu da gayet tabii karşılanması gereken bir husustur.
Ancak uydurulmuş bazı hadisler ile Ehl-i Beyt anlayışı sapık ve bâtıl olarak tanıtılmıştır.
Özünde aynı olan bu iki dünyanın görüşlerindeki farklar Nebevî kaynaklar sebebiyledir.
Şia âlemi Ehl-i Beyt hadis külliyatını temel almaktadır.
Demek ki, Şia'nın elinde bulunan ve Hz. Peygamberin (s.a.v.) İmam Ali'ye (a.s.) "yaz" emri ile oluşan Ehl-i Beyt kaynakları, Ehl-i Sünnet dünyasına ulaşmamıştır.
İki ekol arasındaki temel görüş farkı, Ehl-i Beyt Ekolü için Hz. Ali'nin imametine inanmanın, imanın bir şartı olarak kabul edilmesidir.
Bu şart, ulemanın kendilerine ait bir görüş değildir.
Şii dünya Hz. Ali'nin (a.s.) imametini, Gadir-i Hum günü Resûlullah'ın (s.a.v.) irad ettiği hutbesi sebebiyle kabul ederler.
Hz. Peygamber (s.a.v.), bu hutbenin 6 yerinde Hz. Ali'yi (a.s.) Kendisinden sonra "vasî ve halife" tayin etmiştir.
Ehl-i Beyt Ekolü bu gerekçe ile Hz. Ali'nin (a.s.) hilafetini farz olarak kabul eder.
Gadir-i Hum hutbesi 222 Sünnî âlimin eserinde de yer almaktadır.
Ne hazin tecellidir ki, bu hakikat, zaman içinde yayılan nifak unsurları ile müslümanların bölünüp parçalanması maksadı ile gizlenmiştir.
Şunu hemen ifade edelim; ümmet-i Muhammed'i buluşturacak olan asıl payda Ehl-i Beyt'tir." (Prof. Dr. Haydar Baş Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.