Padişah Yavuz Sultan Selim, tebdil–i kıyafet, Kuşlar Çarşısı’nı geziyordu.
Bu çarşıda avcılar, avladıkları kuşları, tuzakçılar da, yakaladıkları maharetli, eğitimli, çeşitli kuşları satıyorlardı.
Padişahın gözü bir ara kekliklere ilişti. Keklik kafeslerinin üzerinde “tanesi bir altın” yazılı iken bir kafesin üzerinde ise fiyat “300 altın” yazılıydı.
Bu durum padişahın ilgisini çekti.
Satıcıya: “Hayırdır, kuşçu. Bütün diğer keklikleri bir altına satarken, bu kekliğin ne özelliği var ki, ona 300 altın istiyorsun?”
Satıcı: “Bu keklik özel eğitimlidir, çok güzel öter. Bunu av esnasında salarız, ötüşünü duyan ne kadar keklik varsa hepsi onun çevresine doluşur ve avcılarda onun çevresine doluşan bu keklikleri daha rahat avlarlar.”
Padişah kesesini çıkarıp, 300 altın yerine 500 altın vererek kekliği satın alır ve hemen orada kafasını koparıp onu öldürür.
Satıcı büyük bir şaşkınlıkla:
–Ne yaptın ağa bey? En yetenekli kekliğin kafasını niye koparttın? Deyince padişah şu karşılığı verir:
–Çünkü o kendi soyuna ihanet ediyordu.
Hikâye burada hitam buldu.
Son zamanlarda bütün İslam âleminde ama hususen benim ülkemde acayip bi haller oluyor.
Angutların anketlerinde lider ülke olmuşuz ya ipini koparan ülkemizde.
İstanbul’un bazı semtlerinde dolaşırken “acaba burası neresi ya Hû?” sesi yükselir iç âleminizde.
Yine iç âleminizde yankılanır ve kaybolur o ses.
Sizden başkası duymasa da bu sessiz çığlığı durum budur.
Son zamanlarda kimin nesi kimin külahı ve fesi olduğu bilinmez, tuhaf tuhaf adamlar dolaşır ülkemde.
Ara not:
Dil öğrenmenin ilk kuralı yüzsüzlüktür.
Aman ya yanlış bir şey söylersem,
Aman ya yanlış bir cümle kurarsam,
Aman ya hatalı bir çıkış yaparsam tasasını taşıyan dil öğrenemez,
Öğrendiğini de geliştiremez.
Önüme çıkan her Arap ile başlarım konuşmaya.
Büyük bir şaşkınlıkla “sen bu Arapçayı nerede öğrendin?” Diye sormaları Arapçama hayran kalmalarından olduğunu söyleyeyim.
Zamansız ve anlamsız tevazua gerek yok.
Buraya bir şeyi daha sıkıştırayım.
Şu söz çok hoşuma gider:
Bir ibadeti riya olur endişesiyle terk etmek riyadır.
Bir ibadeti riya niyetine yapmak ise şirktir.
Bunların hiçbirine hiç takılmamak da “ihlas” oluyor.
Niye böyle bir ara not yazdım?
Ne bileyim.
Kısmete bak ki, karşılaştığım Arapların çoğu Libyalı.
Sordum bir tanesine:
Hel ente Müslim?/Sen Müslüman mısın?
Okkalı bir “ne’am/evet” çekti.
Hel Sarkozy Müslim?
Aynı tonda, “lâaa/hayır” dedi.
Son bir soru sordum:
“Ente ve Sarkozy fî saffin vahıd, keyfe yümkin/Sen ve Sarkozy aynı safta nasıl bulundunuz?”
Başparmağıyla işaret parmağını bir birine sürtüp para para dedi.
Sordum:
Lime entüm hünâ/Niye
buradasınız?
Cevap verdi:
Lil cerâha/yaralandığımız için, ya da tedavi için dedi.
Suratlarındaki ihanetin iğrençliğini görseydiniz vergilerimiz kimlerin tedavisine gitti diye hayıflanırdınız.
Metroda karşılaştığım bir başka Libyalı guruba:
“İnşallah on sene sonra sizinle yine burada buluşuruz. O katlettiğiniz Kaddafi’yi öyle arayacaksınız, öyle özleyeceksiniz ki...” dedim, on sene beklemeye gerek kalmadı on gün sonra birbirlerini boğazlamaya başladılar.
Allah Azze ve Celle ne güzel buyurdu:
“...Allah, kalleşlerin kurdukları tuzakları başarıya erdirmez” (Yusuf 12/52).
Hatırlayın,
Ama tırlatmayın.
Kaddafi’yi yakalayıp(!) linç eden güruh İstanbul’da tatil yaptırılarak taltif edilmişti.
Masrafları kimin karşıladığını bilmiyorsak da.
Keklik menkıbesinden canınız sıkıldıysa ben sizi kekliğe yakılmış bir Türkü’den kısa bir bölümle ferahlatayım.
“Kekliği düz ovada avlarlar/Kanadını çam dalına bağlarlar.”
Şıkıdım şıkıdım şıkıdım şıkıdım oynarlar.
Bu son kısım iyi gelmiştir umarım.
Ne var ki ülkemin himayesindeki her hain aynı şansa sahip olmayabiliyor.
Müzayede de yüz bin dolara satıcı çıkınca alındı ve götürüldü.
Ne sevimsiz hale getirildi şu dünyam.
Kim yaptı bunu?
Bu çarşıda avcılar, avladıkları kuşları, tuzakçılar da, yakaladıkları maharetli, eğitimli, çeşitli kuşları satıyorlardı.
Padişahın gözü bir ara kekliklere ilişti. Keklik kafeslerinin üzerinde “tanesi bir altın” yazılı iken bir kafesin üzerinde ise fiyat “300 altın” yazılıydı.
Bu durum padişahın ilgisini çekti.
Satıcıya: “Hayırdır, kuşçu. Bütün diğer keklikleri bir altına satarken, bu kekliğin ne özelliği var ki, ona 300 altın istiyorsun?”
Satıcı: “Bu keklik özel eğitimlidir, çok güzel öter. Bunu av esnasında salarız, ötüşünü duyan ne kadar keklik varsa hepsi onun çevresine doluşur ve avcılarda onun çevresine doluşan bu keklikleri daha rahat avlarlar.”
Padişah kesesini çıkarıp, 300 altın yerine 500 altın vererek kekliği satın alır ve hemen orada kafasını koparıp onu öldürür.
Satıcı büyük bir şaşkınlıkla:
–Ne yaptın ağa bey? En yetenekli kekliğin kafasını niye koparttın? Deyince padişah şu karşılığı verir:
–Çünkü o kendi soyuna ihanet ediyordu.
Hikâye burada hitam buldu.
Son zamanlarda bütün İslam âleminde ama hususen benim ülkemde acayip bi haller oluyor.
Angutların anketlerinde lider ülke olmuşuz ya ipini koparan ülkemizde.
İstanbul’un bazı semtlerinde dolaşırken “acaba burası neresi ya Hû?” sesi yükselir iç âleminizde.
Yine iç âleminizde yankılanır ve kaybolur o ses.
Sizden başkası duymasa da bu sessiz çığlığı durum budur.
Son zamanlarda kimin nesi kimin külahı ve fesi olduğu bilinmez, tuhaf tuhaf adamlar dolaşır ülkemde.
Ara not:
Dil öğrenmenin ilk kuralı yüzsüzlüktür.
Aman ya yanlış bir şey söylersem,
Aman ya yanlış bir cümle kurarsam,
Aman ya hatalı bir çıkış yaparsam tasasını taşıyan dil öğrenemez,
Öğrendiğini de geliştiremez.
Önüme çıkan her Arap ile başlarım konuşmaya.
Büyük bir şaşkınlıkla “sen bu Arapçayı nerede öğrendin?” Diye sormaları Arapçama hayran kalmalarından olduğunu söyleyeyim.
Zamansız ve anlamsız tevazua gerek yok.
Buraya bir şeyi daha sıkıştırayım.
Şu söz çok hoşuma gider:
Bir ibadeti riya olur endişesiyle terk etmek riyadır.
Bir ibadeti riya niyetine yapmak ise şirktir.
Bunların hiçbirine hiç takılmamak da “ihlas” oluyor.
Niye böyle bir ara not yazdım?
Ne bileyim.
Kısmete bak ki, karşılaştığım Arapların çoğu Libyalı.
Sordum bir tanesine:
Hel ente Müslim?/Sen Müslüman mısın?
Okkalı bir “ne’am/evet” çekti.
Hel Sarkozy Müslim?
Aynı tonda, “lâaa/hayır” dedi.
Son bir soru sordum:
“Ente ve Sarkozy fî saffin vahıd, keyfe yümkin/Sen ve Sarkozy aynı safta nasıl bulundunuz?”
Başparmağıyla işaret parmağını bir birine sürtüp para para dedi.
Sordum:
Lime entüm hünâ/Niye
buradasınız?
Cevap verdi:
Lil cerâha/yaralandığımız için, ya da tedavi için dedi.
Suratlarındaki ihanetin iğrençliğini görseydiniz vergilerimiz kimlerin tedavisine gitti diye hayıflanırdınız.
Metroda karşılaştığım bir başka Libyalı guruba:
“İnşallah on sene sonra sizinle yine burada buluşuruz. O katlettiğiniz Kaddafi’yi öyle arayacaksınız, öyle özleyeceksiniz ki...” dedim, on sene beklemeye gerek kalmadı on gün sonra birbirlerini boğazlamaya başladılar.
Allah Azze ve Celle ne güzel buyurdu:
“...Allah, kalleşlerin kurdukları tuzakları başarıya erdirmez” (Yusuf 12/52).
Hatırlayın,
Ama tırlatmayın.
Kaddafi’yi yakalayıp(!) linç eden güruh İstanbul’da tatil yaptırılarak taltif edilmişti.
Masrafları kimin karşıladığını bilmiyorsak da.
Keklik menkıbesinden canınız sıkıldıysa ben sizi kekliğe yakılmış bir Türkü’den kısa bir bölümle ferahlatayım.
“Kekliği düz ovada avlarlar/Kanadını çam dalına bağlarlar.”
Şıkıdım şıkıdım şıkıdım şıkıdım oynarlar.
Bu son kısım iyi gelmiştir umarım.
Ne var ki ülkemin himayesindeki her hain aynı şansa sahip olmayabiliyor.
Müzayede de yüz bin dolara satıcı çıkınca alındı ve götürüldü.
Ne sevimsiz hale getirildi şu dünyam.
Kim yaptı bunu?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024