Sonbahar geldi, cildinizi koruyun
Cilt Hasatlıkları Uzmanı Dr. Fatma Elif Yıldırım, mevsim değişikliklerinin cildi olumsuz etkilediğini belirterek, "Sonbahar ve kışla birlikte ciltte yoğun bir kuruma oluyor" dedi
09.10.2012 00:00:00
Dr. Yıldırım, yaz aylarının sona ermesiyle
birlikte güneşin kazandırdığı canlı bronz tenlerin, yavaş yavaş rengini
kaybetmeye, donuk bir hale gelmeye başladığını söyledi. “Özellikle güneş yani
ultraviyole radyasyonu cilt yaşlanmasının en önemli nedenleri arasındadır”
diyen Dr. Yıldırım, şöyle devam etti: “Güneş ışığıyla solaryum; ciltte kuruluk,
derin kırışıklık, sarkma, esneklik kaybı, renk değişimleri ve deri yüzeyindeki
damarlarda genişlemeye yol açıyor. Özellikle yaşlılarda cilt kuruluğu daha sık
gözleniyor. Sonbahar ve kışla birlikte ciltte yoğun bir kuruma oluyor. Bu
kuruma hastayı doktora başvuracak kaşıntı şeklinde rahatsız eder. Düzenli
nemlendirilmediği sürece geçmeyen bu kaşıntılar, ciltte kepeklenme hatta
kaşınmaya bağlı yaralar tarzında da görülebilir. Hasta cildini nemlendirdiğinde,
cilt kuruluğundan kurtulduğunda bu şikayetleri de düzelmektedir.”
Sonbaharda saç dökülmesinin de sık rastlanan bir durum olduğunu dile getiren
Dr. Yıldırım,“Yaşam gibi saçların da bir ömrü var. Büyüme, bekleme, dingin
dönem ve arkasından da dökülme. Saç dökülmesi diğer aylarda da oluyor ama
sonbaharda artıyor” diye konuştu.
Günlük 100 tele kadar olan dökülmenin normal olduğuna dikkati çeken Dr.
Yıldırım, “Kış geçtikten sonra saçlar tekrar baharla birlikte canlanmaya
başlar. Ancak bu dönemde saçlar çok yoğun olarak döküldüğünde ve 100 teli
geçtiğinde hastanın tedaviye ihtiyacı var demektir” dedi.
Sivilceler de
bu mevsim artıyor
Sivilcelerdeki artışın da sonbahar dönemine denk
geldiğini anımsatan Dr. Yıldırım, şu değerlendirmeyi yaptı: “Buna, mevsimden
çok okulların açılmasının getirdiği stres etki ediyor. Okulların açılması ile
birlikte yoğun bir şekilde ortaokul, lise ve üniversite öğrencileri akne
problemleri ile geliyor. Bu dönemde stresin azaltılması ile ilgili aileler de
uyarılabilir.”
Ayrıca sonbaharda enfeksiyon hastalıkları arttığı için bazı enfeksiyon
hastalıklarına bağlı oluşabilecek cilt rahatsızlıklarında artış
gözlenebileceğini belirten Dr. Yıldırım, özellikle sık geçirilen
enfeksiyonlardan sonra vücutta madalyon tarzında kızarıklıklarla seyreden gül
hastalığı ortaya çıkabileceğine değinerek şu bilgileri verdi: “Gül hastalığı
sıklıkla kendiliğinden iyileşme özelliği gösteren bir tablo sergiler. Tekrar
eden bir hastalık değildir. Enfeksiyon hastalıklarından sonra boğaz
enfeksiyonlarında vücutta kızarıklık, kaşıntı özellikle gövde, sırt ve kollarda
görülüyor. Bunlara viral bakteriyel enfeksiyonlardan sonra geliştiği için
enfeksiyoz döküntüler diyoruz. Yine vücut direncinin düşmesine bağlı uçuklar,
ağız içi yaralarda artış gözlenebilmektedir.”
Yapılması
gerekenler
Cilt sağlığını korumak için, cilde sonbaharda her
zamankinden daha fazla özen gösterilmesi gerektiğinin altını çizen Dr.
Yıldırım, soğuk ve neme, bir de hava kirliliğinin eklenmesinin ciltte
kızarıklıklara, egzemaya, yağ üretiminde artışa ve uzun vadede yağlı bir cilt
tipinin ortaya çıkmasına neden olduğunu ifade etti. Bu olumsuzluklarla
mücadelede, tıbbi desteğin yanında, kozmetikler, evde uygulanabilecek basit
çözümler gibi çeşitli seçenekler de bulunduğunu anlatan Dr. Yıldırım, sözlerini
şöyle sürdürdü: “Örneğin hangi mevsim olursa olsun su içmek çok önemlidir. Su
cildin nemini korumak için gereklidir. Cildin mevsim değişiminin getirdiği
kuruluğunu önlemek için bol su içmek iyi bir başlangıç olacaktır. Cilt
temizliğinin doğru ürünlerle, bilinçli bir şekilde yapılması gerekir.
Gereğinden fazla agresif davranıldığında, dış etkenlere karşı korumasız kalan
cilt, koruyucu yağ tabakasını yitirir. Temizliğin çok yüzeysel yapılması
halinde ise ciltte irritasyonlara sebep olan çok sayıda bakteri için uygun bir
ortam oluşabilir. Eğer cilt çok yağlı ve akneye yatkın değilse sabun tarzı
temizleyiciler cildi kurutabileceğinden hassas ciltler için geliştirilmiş krem
ve jel tarzı temizleyiciler tercih edilmeli. Haftada bir kez retinoik asit
türevleri, kimyasal peeling ürünleri ve mikrodermabrazyon ile soyma işlemi
hassas olmayan, kalınlaşmış ciltlerde tercih edilebilir.” İHA
birlikte güneşin kazandırdığı canlı bronz tenlerin, yavaş yavaş rengini
kaybetmeye, donuk bir hale gelmeye başladığını söyledi. “Özellikle güneş yani
ultraviyole radyasyonu cilt yaşlanmasının en önemli nedenleri arasındadır”
diyen Dr. Yıldırım, şöyle devam etti: “Güneş ışığıyla solaryum; ciltte kuruluk,
derin kırışıklık, sarkma, esneklik kaybı, renk değişimleri ve deri yüzeyindeki
damarlarda genişlemeye yol açıyor. Özellikle yaşlılarda cilt kuruluğu daha sık
gözleniyor. Sonbahar ve kışla birlikte ciltte yoğun bir kuruma oluyor. Bu
kuruma hastayı doktora başvuracak kaşıntı şeklinde rahatsız eder. Düzenli
nemlendirilmediği sürece geçmeyen bu kaşıntılar, ciltte kepeklenme hatta
kaşınmaya bağlı yaralar tarzında da görülebilir. Hasta cildini nemlendirdiğinde,
cilt kuruluğundan kurtulduğunda bu şikayetleri de düzelmektedir.”
Sonbaharda saç dökülmesinin de sık rastlanan bir durum olduğunu dile getiren
Dr. Yıldırım,“Yaşam gibi saçların da bir ömrü var. Büyüme, bekleme, dingin
dönem ve arkasından da dökülme. Saç dökülmesi diğer aylarda da oluyor ama
sonbaharda artıyor” diye konuştu.
Günlük 100 tele kadar olan dökülmenin normal olduğuna dikkati çeken Dr.
Yıldırım, “Kış geçtikten sonra saçlar tekrar baharla birlikte canlanmaya
başlar. Ancak bu dönemde saçlar çok yoğun olarak döküldüğünde ve 100 teli
geçtiğinde hastanın tedaviye ihtiyacı var demektir” dedi.
Sivilceler de
bu mevsim artıyor
Sivilcelerdeki artışın da sonbahar dönemine denk
geldiğini anımsatan Dr. Yıldırım, şu değerlendirmeyi yaptı: “Buna, mevsimden
çok okulların açılmasının getirdiği stres etki ediyor. Okulların açılması ile
birlikte yoğun bir şekilde ortaokul, lise ve üniversite öğrencileri akne
problemleri ile geliyor. Bu dönemde stresin azaltılması ile ilgili aileler de
uyarılabilir.”
Ayrıca sonbaharda enfeksiyon hastalıkları arttığı için bazı enfeksiyon
hastalıklarına bağlı oluşabilecek cilt rahatsızlıklarında artış
gözlenebileceğini belirten Dr. Yıldırım, özellikle sık geçirilen
enfeksiyonlardan sonra vücutta madalyon tarzında kızarıklıklarla seyreden gül
hastalığı ortaya çıkabileceğine değinerek şu bilgileri verdi: “Gül hastalığı
sıklıkla kendiliğinden iyileşme özelliği gösteren bir tablo sergiler. Tekrar
eden bir hastalık değildir. Enfeksiyon hastalıklarından sonra boğaz
enfeksiyonlarında vücutta kızarıklık, kaşıntı özellikle gövde, sırt ve kollarda
görülüyor. Bunlara viral bakteriyel enfeksiyonlardan sonra geliştiği için
enfeksiyoz döküntüler diyoruz. Yine vücut direncinin düşmesine bağlı uçuklar,
ağız içi yaralarda artış gözlenebilmektedir.”
Yapılması
gerekenler
Cilt sağlığını korumak için, cilde sonbaharda her
zamankinden daha fazla özen gösterilmesi gerektiğinin altını çizen Dr.
Yıldırım, soğuk ve neme, bir de hava kirliliğinin eklenmesinin ciltte
kızarıklıklara, egzemaya, yağ üretiminde artışa ve uzun vadede yağlı bir cilt
tipinin ortaya çıkmasına neden olduğunu ifade etti. Bu olumsuzluklarla
mücadelede, tıbbi desteğin yanında, kozmetikler, evde uygulanabilecek basit
çözümler gibi çeşitli seçenekler de bulunduğunu anlatan Dr. Yıldırım, sözlerini
şöyle sürdürdü: “Örneğin hangi mevsim olursa olsun su içmek çok önemlidir. Su
cildin nemini korumak için gereklidir. Cildin mevsim değişiminin getirdiği
kuruluğunu önlemek için bol su içmek iyi bir başlangıç olacaktır. Cilt
temizliğinin doğru ürünlerle, bilinçli bir şekilde yapılması gerekir.
Gereğinden fazla agresif davranıldığında, dış etkenlere karşı korumasız kalan
cilt, koruyucu yağ tabakasını yitirir. Temizliğin çok yüzeysel yapılması
halinde ise ciltte irritasyonlara sebep olan çok sayıda bakteri için uygun bir
ortam oluşabilir. Eğer cilt çok yağlı ve akneye yatkın değilse sabun tarzı
temizleyiciler cildi kurutabileceğinden hassas ciltler için geliştirilmiş krem
ve jel tarzı temizleyiciler tercih edilmeli. Haftada bir kez retinoik asit
türevleri, kimyasal peeling ürünleri ve mikrodermabrazyon ile soyma işlemi
hassas olmayan, kalınlaşmış ciltlerde tercih edilebilir.” İHA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.